Ne heyecanlı günlerdi! İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 15-21 Mart 2023 tarihlerinde düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin kitabı nihayet elime ulaştığında sevinçle böyle dedim. Gerçekten de çok kıymetli insanları (birkaç tane de gereksizi) AASSM'de izleme şansı bulmuştuk.

Bir haftalık kongre sürecinde yapılan tüm konuşma ve sunumlar kitaplaştırıldı. Başkan Tunç Soyer'in dediği gibi 'Kongredeki tüm sunumların yer aldığı bu kitap, birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle ve değişimle uyumlu bir yaşam için son derece önemli tespit ve önerileri içeriyor'.

Başkan söz de vermiş: 'İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Planlama Ajansı, kongrede alınan her bir kararın takipçisi olmaya devam edecek…'

Kongrenin hazırlık süreci de dahil tüm yolculuğunu anlatan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından hazırlanan kitaba iktisatkongresi.org adresinden ulaşılabiliyor.

'Yeniliğe Davet' sloganıyla tüm Türkiye'yi geleceği inşa etmeye çağıran İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin kitabı; katılımcı listeleri, kongrenin hazırlık süreci ve takvimle başlayıp İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in önsözüyle devam ediyor. Kongre yüzlerce farklı grubu bir araya toplamıştı…

Kitabı okuyorum. Heyecanla dinlediğim konuşmacıların tam metinlerine ulaşmak ne güzel.

New York Şehir Üniversitesinden Teorik Fizikçi Prof. Dr. Michio Kaku'nun yaptığı konuşmayı heyecanla izlemiş, aldığım notları da bu köşede paylaşmış idim. Ne güzel ki şimdi elimde tam metin var. Bu metinden altını çizdiklerimi paylaşıyorum bugün. Kongre kitapçığını okumaya devam ediyorum. Farklı konularda edindiğim izlenimleri de paylaşacağım.

Prof. Kaku, 'Gelecek Nasıl Görünecek?' sorusuna nefis bir karşılık vermiş oradan başlayalım: Gelecekte, siber uzayı yetişkinler de kullanıyor olacak. Sanal gerçeklikte yaşayacak ve çalışacağız. Eğer bir biyologsanız, DNA molekülünün içini göreceksiniz. Eğer bir mühendisseniz, masaüstünüzde harika icatlar yapacaksınız. Geleceğin Fiziği adlı kitabımda, robotlar, yapay zeka, biyoteknoloji ve zihnin geleceği hakkında konuşuyor, beynin internete bağlanacağından bahsediyorum. Telepatiye sahip olacağız. Filmlerde olduğu gibi telekineziye de. İmkansızın fiziği. Hatta bin yıl sonrasına kadar gidip diyorum ki, yıldızlararası seyahate sahip bile olabiliriz. Bugün soracağımız soru ise, pekiya zenginlik nereden geliyor?

Prof. Kaku, kendi soruyor, kendi cevap veriyor: 'Toplumda çok fazla zenginlik var. Bunun kaynağı nedir?

Evet, insanlık tarihi boyunca çoğu zaman yoksulluk ve hastalık içinde yaşadık. İnsanlık için ortalama yaşam süresi 30 yıldı. Doğar, çocuk sahibi olur ve sonra ölürdünüz. İnsanlar yüksek hızlı iletişime sahip değildi. Yüksek hızlı iletişim pencereden bağırmaktı. Yüksek hızlı seyahat, çamura saplanmaktı. Ama 200 yıl önce ne oldu? 200 yıl önce, fizikçiler olarak termodinamiğin yasaları ve buhar makineleri üzerinde çalıştık. Buhar makinesini yarattık, bu da lokomotifi, fabrikaları yarattı, endüstri devrimini başlattı; belki de insanlık tarihinin en büyük devrimini.

Bunun üzerinden 80 yıl geçtikten sonra, fizikçiler olarak elektrikli ve manyetik makineleri icatettik.Elektrik, elektrik ampulü, otomobil, dinamolar ve motorlar fizikçiler tarafından icat edildi. Sonra, bunun üzerinden 80 yıl geçtikten sonra, kuantum teorisini oluşturduk. Bu bizetransistörü, lazeri, interneti, GPS'i getirdi. Tüm bunlar bir fizikçinin zihninden çıktı.

Dolayısıyla bugün yanıtlamamız gereken soru şudur: İlk dalga buhar gücü, ikinci dalga elektrikve manyetizma, üçüncü dalga bilgisayarlar ile oldu ise, dördüncü dalga zenginlik üretimi neile olacak? Ayrıca, beşinci dalga ne olacak sorusunu da yanıtlayacağım. Çocuklarımız vetorunlarımız enerji için ne yapıyor olacak? Ben, zenginlik üretiminin dördüncü dalgasınınmoleküler seviyede fizik olduğunu iddia ediyorum. Bu yapay zeka, nanoteknoloji vebiyoteknoloji anlamına geliyor.

Dördüncü dalgaya giriş yapıyoruz, ki bu bugünkü konuşmanın konusu.Peki beşinci dalga ne olacak? Beşinci dalga 2050'ye güç veriyor olacak. 2050 yılında,çocuklarımız ve torunlarımız beşinci dalga enerjiyi kullanacak; atom seviyesinde fiziği.Yıldızların gücü olan füzyon enerjisini.Güneş ışığı neden var? Neden yıldızlar parlar?Evrenin enerji kaynağı sayesinde, uranyum sayesinde değil.Hidrojenin füzyon gücünden bahsediyorum.Birkaç ay önce, enerji üretimi tüketilen enerjiyle eşit hale geldi. Tarih boyunca ilk kez, füzyongücü şehirlerimizi aydınlatacak.

***

Dijital bilgisayarlar çöpe mi gidecek?...

Dijital bilgisayarlar çok yavaş. Farkındasınız,bilgisayarlar üç nesil geçirdi. İlk nesil bilgisayarlar dişliler, kollar, kasnaklar, boncuklarkullanarak hesaplama yapan analog bilgisayarlardı.Bu ilk nesildi.Ardından İkinci Dünya Savaşı geldi ve ikinci çağa girdik. Cebinizde, çantanızda taşıdığınızdijital bilgisayarlar çağına. Şimdi ise üçüncü dalga olan bilgisayar gücüne, kuantum gücünegeçiyoruz.

Dijital bilgisayarlar kuantum bilgisayarların yanında abaküs gibi kalacak.

Ve son olarak, zihnin gücü hakkında konuşacağız.İnternet değişecek. İnternetin yerini, beyin ağı (brainnet) alacak. İnternet ile bağlantımızıdoğrudan, zihinsel olarak gerçekleştireceğiz. İnternet dijital değil sinirsel olacak.

İlk olarak sanal gerçeklikten bahsedelim. Çocuklarımız siber uzayda yaşayacak.Çocuklarımız siber uzayda oyunlar oynayacak.Gelecekte, siber uzayı yetişkinler de kullanıyor olacak. Sanal gerçeklikte yaşayacak veçalışacağız. Eğer bir biyologsanız, DNA molekülünün içini göreceksiniz. Eğer birmühendisseniz, masaüstünüzde harika icatlar yapacaksınız.Eğer bir film yapımcısıysanız, film setlerini doğrudan masaüstünüzde tasarlayacaksınız. Yanisadece çocuklar için değil, yetişkinler için de sanal gerçekliğin kullanılmasından bahsediyoruz.Eğer bir sanatçıysanız, taştan eser yapmaktan tüylere, kalem ve kağıda geçtiğimizi farketmişsinizdir. Gelecekte, bu süreç zihinsel olacak. Bir plan tasarlayabiliyorsanız, bir sanateserini kavrayabiliyorsanız, biz fizikçiler artık onu çıkarabiliyor ve 3D yazıcıya koyarakbasabiliyoruz.

Rüyalarınızı basmaktan bahsediyoruz. Sanatın yeni bir aşamasından bahsediyoruz. İnsanzihninden çıkan, doğrudan sanat.Size nasıl yapıldığını göstereceğim. Çok yakında, gelecek Star Trek gibi yaşanıyor olacak; hayalettiğiniz dünya, siz düşündükçe önünüzde üretiliyor olacak, sadece düşünceyle belirenavatarlar.

Zihinden çıkarılan imgeler gerçekliğe dönüşecek. Belki gözlük takmak istemiyorsunuz. Belki okoruyucu gözlükleri sevmiyorsunuz. Gelecekte, internet ve insanlığın sahip olduğu bütün bilgikontakt lensinizde olacak.Tek bir göz kırpmayla çevrimiçi olacaksınız. Gelecekte böyle iletişim kuracağız. Peki internetkontakt lenslerini ilk satın alan kimler olacak? Final sınavlarına hazırlanan üniversiteöğrencileri…

Gelecekte, üniversite öğrencileri göz kırparak tüm sınav cevaplarını kontakt lenslerindegörecekler. Gelecekte, size Çince konuşan biriyle karşılaşırsanız endişelenmeyin, lensinizÇinceyi İngilizce, Türkçe veya istediğiniz herhangi bir dile çevirecek. Bu lensler bilimkurgudeğil, zaten var. Yalnızca şu anda biraz ilkel durumdalar.Ancak gelecekte, bilgiye bu şekilde ulaşacağız.

Neden yaşlanıyoruz?

Hayvanlar alemine bakarsak, neden bazı hayvanlar diğer hayvanlardan daha uzun yaşıyor?Fareler sadece iki yıl yaşar. Filler bizden daha uzun yaşayabilir ve Grönland köpekbalığı 500yıla kadar yaşayabilir. Peki, ölümsüz hayvanlar neden ölmüyor? Neden ölümsüz olup sonsuzakadar yaşayamıyoruz? Cevap, dışarıdan gelen enerjidir.

Termodinamiğin ikinci yasası, kapalı bir sistemde ölmeniz gerektiğini söyler. Ancak sistemaçıksa, bu, enerjinin dışarıdan içeri akabileceği ve yaşlanma sürecini tersine çevirebileceğianlamına gelir. Ve şimdi yapmaya çalıştığımız şey de bu, çünkü yaşlanma neredegerçekleşiyor? Arabanıza bir bakın. Arabanızın hangi parçası yaşlanıyor? Motoru. Arabanızınmotorunda neden yaşlanma meydana geliyor? Neden koltuk değil? Neden arka tampondeğil? Yaşlanma, arabanızın motorunda gerçekleşir çünkü oksidasyon burada gerçekleşir.

Entropinin arttığı yer burasıdır. Başka bir deyişle, yaşlanma havadır. DNA seviyesinde hava,moleküler seviyede hava. Bunu tersine çevirebilirsek sonsuza kadar yaşayabiliriz.

***

Einstein'in Şoförü:Ben çocukken Albert Einstein benim rol modelimdi. Size en sevdiğim Einsteinhikayesini anlatayım: Einstein yaşlandığında aynı konuşmayı tekrar tekrar yapmaktan bıkmıştı. Bir gün şoförüyanına geldi ve ona, 'Profesör, ben bir şoförden daha fazlasıyım' dedi. 'Ben aynı zamandabir aktörüm. Konuşmanızı o kadar çok duydum ki ezberledim. Neden yer değiştirmiyoruz?Bıyık takarım, peruk takarım, ben büyük Einstein olurum ve siz de ceketimi giyip şoförümolabilirsiniz.'

Einstein bu şakayı sevdi, bu yüzden yer değiştirdiler. Bu, bir gün arka sıralardanbir matematikçi çok zor bir soru sorana kadar bu şekilde devam etti. Ve Einstein, ah, oyunbitti, diye düşündü. Ama sonra şoför dedi ki, 'Bu soru o kadar basit ki, şoförüm bile sizin içinbunu cevaplayabilir…'

***

Kitapta böyle sürprizler çok. Bence kitaplığınıza bir an önce indirin.