Yazı gündemim bugün Buca idi ve kendi ilçemdeki seçimin sonuçları, nedenleri üzerine başlangıç yapacaktım. Başlangıç diyorum, çünkü Buca'da hem seçimin galibine, hem de kaybedenine mikrofon uzatmadan sadece kendi gözlemlerimle yapılmış bir analizin eksik kalacağını düşünüyordum.
Plan dediğin ne ki? Bir nevi yap-boz. Tutmadı.
Yazıya kendi düşüncelerimle başlayıp Levent Piriştina ve Cemil Şeboy ile devam etme fikrim, AKP İzmir Milletvekili Ali Aşlık'ın bugün yaptığı seçim değerlendirmeleriyle bozuldu. Dolayısıyla, Buca sularına bir nevi balıklama dalış yaptım.
Zararı yok. Plan değişse de, konuya biraz tersten başlasak da, değil mi ki mevzu aynı; mesele yok…
Her AKP'li milletvekili gibi 5 ilçeden sorumlu olan Ali Aşlık, sorumluluk alanındaki Selçuk, Torbalı ve Menderes'te seçimin nasıl kazanıldığını, Bayındır ve Buca'da nasıl kaybedildiğini değerlendiği analizinde, partisinin Buca'da seçim kaybetmesinin 'Cemil Şeboy'un aşırı özgüveninden ve rakibini küçümsemesinden' kaynaklandığını söylüyor.
Cemil Şeboy ile görüşecektim zaten ama Aşlık'ın bu değerlendirmesinden sonra şart ve öncelik oldu. Aradım.
Telefonla 'mini röportaj' yaptığım Cemil Başkan'ın hal hatır faslından sonra ilk sözü 'Hürriyetime kavuştum' oldu.
Yaklaşık iki yıl önce, yerel seçimler henüz ufuk çizgisindeyken adı Büyükşehir Belediye Başkanlığı semalarında dolaşan sevgili Cemil Şeboy'u aramış, lafı uzatmadan 'aday mısınız' diye sormuş, anında 'Allah korusun' manasına gelebilecek şu cevabı almıştım:
'Yok yok yok yok! Size daha önce de söylemiştim. Dünyaya bir kez geliyoruz ve en büyük makam hürriyet. 15 yıllık belediye başkanlığından sonra ben özgürlüğüme kavuştum. Yeniden esareti niye isteyeyim ki?'
Buca'dan aday olduğu zaman, 'Türkiye'nin içinden geçtiği zorlu durum beni bu kararı almaya mecbur bıraktı' cevabıyla hürriyetinden niye vazgeçtiğini anlatmış olan Cemil Başkan'a sözü uzatmadan İzmir Milletvekili Ali Aşlık'ın değerlendirmesini aktardım ve ne düşündüğünü sordum. Uzun konuşmanın özeti aşağı yukarı şöyle:
'Benim orada rakibim tek değildi, çoktu. Biz Gaziemir'i mi kazandık, Karşıyaka'yı mı kazandık, Karabağlar'ı mı kazandık, Konak'ı, Bornova'yı mı kazandık? Metropol'de hangi ilçe kazanıldı da Buca kaybedildi? İzmir'in merkezinde Ak Parti oylarına bakmak gerek ki oraya baktığınızda benim aldığım yüzde 38 oyun, yüzde 35'ten (Binali Yıldırım'ın oy oranını kastediyor) fazla olduğunu görürsünüz.
Buca'daki oy dağılımına baktığınız zaman, aldığım oyların daha çok şahsıma verildiğini düşünüyorum. CHP'ye verilen oyların ideolojik olduğunu görüyorum. Alsancak'ta durum neyse, Buca'nın merkezinde, apartmanlarında verilen oylar da aynı nitelikte çünkü... Ben oyların büyük çoğunluğunu Buca merkezinden uzaklaştıkça Seyhan, Fırat, Göksu, Mustafa Kemal Mahallesi, İnönü gibi çeperlerden aldım. Ak Parti'nin İzmir genelindeki oylarına baktığınızda da görünen budur. Ak Parti merkezden uzaklaştıkça oylarını artırıyor. Buca merkez mahalleler CHP'ye oy verirken, çeperler bana, Ak Parti'ye oy verdi.'
Seçim çalışmaları sırasında Buca'da zaman zaman Ali Aşlık ile birlikte dolaştıklarını ve Bucalıların şahsına gösterdiği ilgiye/sevgiye Aşlık'ın da şahit olduğunu vurgulayan Cemil Şeboy, 'aşırı özgüven ve rakibini küçümseme' iddiasına 'Seçim boyunca yattım mı, çalışmadım mı? Günde en az 6 saat ev ev, dükkan dükkan dolaştığımı en iyi onun bildiğini biliyorum. Sorun çalışıp çalışmamak değil, sorun İzmirlilerin Ak Parti'ye karşı olan bakış açısı' yanıtını verdi.
Bucalıların 5 yıl boyunca CHP'li Başkan Ercan Tatı'dan şikayet ettiğini ama inadına oyunu gidip CHP'ye verdiğini vurgulayan Şeboy, 'Üstelik adaya da değil. Bunun en iyi örneği Konak'tan aday olup partisinin Karşıyaka'dan aday yaptığı Hüseyin Mutlu'dur; Mutlu'nun rekor oyla seçilmesidir' dedi.
2009 seçimlerindeki konjonktür ile 2014'ün aynı olmadığını, Ak Parti açısından İzmir'de bu seçimin kazanılmasının daha zor olduğunu da dile getiren Cemil Şeboy, buna rağmen 2009'da partisinin Buca adayının 78 bin oyuna karşılık, 107 bin oy aldığını hatırlattı.
AKP Buca İlçe Başkanı'nın hep yanında olmasına rağmen, ilçe teşkilatlarının Buca dahil hemen her yerde zayıf kaldığını, mücadeleyi neredeyse tek başına verdiğini, ayrıca sandık başlarında partinin müşahit bulundurmamasının büyük eksiklik olduğunu, her sandıkta 10 oy çalınsa/yanlış kaydedilse, Buca genelinde bu oyun 10 bin küsura denk geldiğini 'kaybetme nedenleri' arasında sıralayan Cemil Şeboy, 'Meclis üyelerinin belirlenmesi sırasında görüşlerime ağırlık verilmemesi de çok yanlıştı. 30 kişilik meclis üyesi listesinde sadece 3 üyeyi ben belirledim. Oysa bana bıraksalardı Buca'nın demografik yapısına, dengelerine uygun bir liste sunabilseydim, fark da farklı olurdu. Çünkü her doğru meclis üyesi isim, 500 oy demektir' dedi.
Meclis üyesi belirleme tavrına kızıp partisinin son 2-3 toplantısına katılmadığını söyleyen Şeboy, belirlenen isimlerin Buca'da oy sağlayamadığının da altını çizdi.
Şeboy, AKP İzmir Milletvekili Bucalı Rıfat Sait'in onun aleyhine çalıştığı, 'Sakın Cemil Şeboy'a oy vermeyin' dediği iddialarına pek ihtimal vermedi. Ama 'Aleyhime çalışsa ne olurdu, ağırlığı en azla bin oy olurdu. Bence partide de Buca'da da ağırlığı yok' diye de ekledi.
Ve telefondaki mini röportajımızı şöyle noktaladı:
'Siyaseti noktalıyorum diyemem. Ama belediye başkanlığına nokta koyuyorum. Allah beni korudu. Her şerde bir hayır vardır derler, burada da hayır olduğunu düşünüyorum. Çünkü belediye başkanlığı çok zor bir görev… Hele bu dönemde yapmak, çok daha zor bir görev... Buca'da yalnız bırakılışım kasıtlı mıdır, değil midir bilemem. Ama bence Ak Parti'nin İzmir geneli için yapması gereken, tabloyu doğru biçimde ortaya koyması ve 'merkezde niçin olunmadığının' sorgulanmasıdır.'
Buca'da 3 dönem belediye başkanlığı yapan, son seçimleri CHP'li rakibi Levent Piriştina'ya karşı 15 bin 880 oy farkıyla kaybeden Cemil Şeboy'un sözleriyle bu yazıyı noktalasam da… Buca analizi CHP cephesiyle devam edecek, bilginize.