Ülkemizde büyük bir trafik kargaşası yaşanıyor. Yollarımız felaket… Elbette ülkedeki tüm kentleri yaşanmaz hale getiren iç göç, son yıllardaki mülteci sorunları burada da önemli… Tam 16 defa imar affı çıkmış, çarpık büyümüş şehirlerde trafik olmayacak da ne olacak? Hatalı ulaşım politikaları da önemli elbette…
Sosyal psikolog Prof. Dr. Erol Göka, ötesine de kafasını yoruyor… 'Sorunlu sürücüleri görüp tanıdıkça, onların tüm ülkemizin başına musallat olmuş 'sosyopat' dediğimiz kişilerle aynı hamurdan olduklarını anlamaya başladım. Trafik sorununu da daha birçok başka şeyin yanında toplumumuzun henüz stabil hale gelememesinin yol açtığı kaos ortamında toplum düşmanı sosyopatik kişiliklerin ön plana çıkmasına bağladım' diyen Prof. Göka şöyle devam etmişti.
'Yollardaki 'Trafik canavarı olmayın!' tabelalarını eleştirdim, kimseyi yolların canavarlaştırmadığını, trafik canavarlarının hep aynı kişiler olduklarını ve apaçık kimlikleri ve kişilikleriyle ortada dolaştıklarını söyledim. Trafik sorunu açıklamalarıma bu yeni katılan unsur çok iyi bir açılım sağlamasına rağmen yine bir yerlerin eksik kaldığı hissi peşimi bırakmadı.'
Türkiye'de olup biten birçok şeyi Türk Grup Davranışı ile açıklayan Prof. Göka, Türk Grup Davranışının yollarımızdaki vahşete ve keşmekeşe yansıyan en önemli bileşenlerinden birisi, tarihimiz boyunca yakamızdan düşmemiş olan gösteriş ve şatafat kültürüdür' diyor ve ekliyor:
'Trafikte yaşadıklarımızı Türk Grup Davranışı'nın gösteriş ve şatafat kültürü çerçevesinde düşündüğümüzde ilginç sonuçlara ulaşabiliriz. İçinde yaşadığımız gösteriş ve şatafat kültürünün sonucu olarak yollarımızı bin bir çeşit markalı, pahalı otomobiller dolduruyor ve onları hiçbir rasyonele, hatta herhangi bir zevk estetiği rasyoneline dayalı olmadan, maddi, bedensel ve ruhsal zarar göreceğimizi bile bile tepe tepe kullanıyoruz. Şehir içinde devasa cip kullanmak da, derme çatma otomobilinin arkasına 'Babam öyle diyo' ya da 'Nazar etme ne olur- Çalış senin de olur' yazmak da doğrudan doğruya bu gösteriş ve şatafat kültüründen türeyen grup davranışının parçaları.
***
Günümüz Türkiyesi'nde 'Şehirde yaşamak demek' öncelikle trafik derdi ile uğraşmak demek… Sürücü ya da yaya fark etmez zaman kaybı demek. Satın alınamayan nadir şeylerden biri olan zamanı kaybetmek demek…
***
Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu'nun 2015-2016 Dönemi Başkanı Reha Akın ve arkadaşları trafik konusunu dönem boyunca çok önemsediler. Rotary içinde kurulan özel bir 'Trafik Komitesi' 2015 Temmuz ayından bu yana onlarca etkinliğe Rotary Kulüpleri ile birlikte imza attı. Bu etkinlikler içinde Bursa ve Çanakkale'de düzenlenen 'Trafik Çalıştayları' son derece önemli işlere imza attı. Göztepe Rotary Kulübü yoğun uluslar arası katılımı olan bir 'trafik' konulu bir fotoğraf yarışması düzenledi.
Rotary Bölge Federasyonu şimdi de, trafik çalıştayları sonuçlarını baz alarak, 12 Mart 2016 tarihinde Atatürk Kültür Merkezi'nde 'İZMİR TRAFİK ŞURASI' düzenliyor.
Yasama, yürütme ve yargı organlarına iletilecek önerilerin tartışılacağı; Yayalar - Engelliler – Çocuklar, Saygı - Sevgi - Trafikte öncelikli araçlar, Eğitim ve Kurallar, Paradigmalar (Doğru bilinen yanlışlar), Park Sorunu, Toplu Taşımacılık – (Taksi - Otobüs vs), Bisiklet, Motorsiklet, konularının gündeme geleceği ve oturumları gazeteci, yazar Abbas Güçlü tarafından yönetileceği şuraya katılıp görüş açıklamak gerek…
Ben de oraya gidip düşüncelerimi açıklayacağım. 'Fikri Hür, Vicdanı Hür' İzmirlilerin de katılımını bekliyoruz. Çünkü daha yaşanabilir bir ülke istiyoruz.