Türkiye işte, enteresan ülke… Yurdum insanından tutun da mabeynimize kadar herkes bir acayip.
Bilhassa hükümetimiz! Takiyyeci diyeceğim kızacaklar, tutarsız diyeceğim tepki verecekler fakat durum gerçekten böyle.
Bütün dünyanın gözünün önünde öyle büyük bir takiyye, öyle büyük bir tutarsızlık sergileniyor ki, acı acı gülmekten kendimi alamıyorum. Hani ironi diyorlar ya işte tam ondan.
Hatta timsah gözyaşları da denilebilir AKP hükümetinin yaptığına...
Baksanıza BOP operasyonunda bize hemşirelik görevi düştü anlaşılan. Bilmem kaç bin deniz mili ötedeki Libyalı yaralı dindaşlarımızın gemiyle alıp getirmelerinden bahsediyorum elbette. İnsanlığın büyüğünden, din kardeşliğinin zirvesinden ya da insanlığın gömüldüğü, dindaşlığın yok olduğu noktadan söz ediyorum!
Hıristiyan Rusya'nın Putin'i kadar olamayan; durdurun bu 'Haçlı Seferi'ni diyemeyen hükümetimiz yaralı Müslümanları Türkiye'ye getirmekle övünüyor son günlerde.
Hele 'yandaş medyayı' bir görseniz… Serlevhadan zafer naraları ata ata bitiremiyor, ağızları kulaklarında hepsinin… Neyse ki Mümtaz'er Hoca siyasete girdi, AKP'den aday adayı oldu da konuşmuyor artık. Yoksa bu konuyu bilmem kaç kanalda müteselsilen yorumlardı da, hadi neyse gene şanslıyız bu aralar nihayet sustu…
Tarih kitaplarında Ankara Feribotu için de bir sayfa açılmalı bence. O da tarihe geçti. Mavi Marmara gemisine bir kardeş daha geldi vesselam... Unutuldun Nusrat, unutuldun Bandırma!...
Şimdi yani, Oruç Reis'in, Turgut Reis'in, Sinan Paşa'nın ve Barbaros'un Türk Gölüne çevirdiği Akdeniz'de 'Gemicikleri' olan bir hükümet ancak bunu yapardı zaten.
Sizce de komik değil mi, sevgili karilerim? Vahşeti durdurmak yerine yaralı kaçırmak; yaralı taşımak!...
Hem Müslüman kanı dökülmesine cevaz vereceksiniz, sesiniz hiç çıkmayacak, üstüne üstlük kanı o değil şu, yok o da değil bu döksün diye yol göstereceksiniz, sonra da yaraları iyi etmek için uğraşacaksınız. Vah size vah!
Bir de bunlara, bu göz boyamalara kanan insanımız var, Onlara ne diyeceğimi bilemiyorum! Saftır benim insanım saf… Yüreği tertemizdir, bir müddet daha kanacaktır, ne yapalım.
Aslında şimdi bir Doktor çıksa, 'pansumanı bırak hemşire hanım, kanı durdur, kanı!' diye azarı bassa ve hepimiz titreyip kendimize dönsek ne kadar güzel olur değil mi?