Yozlaşma hırsla birleşince…

İlkeden, ölçüden ve dahi erdemden uzaklaşınca…

Aynada yansıyandan çok başka bir şey oluyor insan.

Canavarlaşıp, buhran sarmalında savrulup gidiyor.

Güvenilmez bir tipolojiyle karşımıza çıkan bu insandan sakınmak gerek!

'Ne sır tutar bu insanlar ne de herkes için geçerli olan mahsus değerleri koruyabilirler'…

Hele hele gözbebeği bir kurumun içindeyse bu tipolji, zinhar uzak durmak gerekir onlardan!

Zira o kurumun bütün sırlarını, insanlar arasındaki özel konuşmaları ve aslında kimseyi ilgilendirmeyen meseleleri hesabı nispetinde satışa çıkarabilir; sırf planı için, sizlere mahsus değerleri pazarlayabilir bu tip insanlar…

Dikkat!

***

Geçtiğimiz günlerde bir haber sitesinde böyle bir tipoloji ile karşılaştık…

Adamın-adamların hedefleri var belli ki. Bu hedef için de yukarıdaki satırlarda anlattığımız bir hırsla 'kendi aralarındaki bir İÇ YAZIŞMAYI' bir haber sitesine servis etmişler.

Şimdi gelin böyle adamlara kurum teslim edin. İzmir'in gözbebeği asırlık yapıları ellerine verin… Ya da bir sırrınızı onlarla paylaşın… Yazık ederler size, yazık!

Güven, her şeyden önemlisi GÜVEN!...

***

Sıtkı Şükürer… Tanınmış 'İş İnsanı'

Okuyucularım bilir, geçmişte kendisine bilhassa MİLLİ MESELELERE ve MİLLİ DEĞERLERE gösterdiği muhalefet sebebiyle yazılarımla karşı çıkmıştım.

O'nun böyle gayr-ı milli tavrı devam ettikçe de hep karşılık verdim.

Hala aynı noktada musırım! Yine olsa yine yaparım.

E tabii Sıtkı Bey hiç durmadı…

Durmayınca da söylemlerine hırsla devam etti.

Sonunda öyle bir yere geldi ki, cevabı hem İzmir'den hem de bütün Türk Milletinden aldı.

Nihayetinde de görevlerinden istifa etmek zorunda kaldı!

Hatırladınız… Balkan Göçmenleri konusunda sarf ettiği sözler vardı ya işte onlardan bahsediyorum… Suçlamıştı ayrılmaz parçamız Balkan Göçmenlerini Sayın Şükürer… Onlardan 'en büyük ihanet' olarak bahsetmişti!'…

Neyse… 'Bir insan ne söyleyeceğinden önce ne söylemeyeceğini bilmelidir.' Bir de buna 'Bir insan ne yapacağından önce ne yapmayacağını bilmelidir' diye tamamlayıcı bir cümle ekleyerek bağlayalım…

***

Hakan Ürün… İzmir'de yardımseverliği, kamil kişiliği, resmi özel tüm kurumlara destekleri ve görevleri ile takdir ve taltifle karşılanan bir İş İnsanı…

İzmir'in önemli yatırımlarında imzası olan; İzmir için, Türkiye için her zaman taşın altına elini koyan, yok yok sadece elini değil omuz verip o yatırımları ayağa kaldıran bir değeri Hakan Ürün…

Bilhassa eğitim alanında yaptıkları gerçekten gurur veriyor Hakan Beyin…

Valilik nezdinde, yerel yönetimler nezdinde özel ve tüzel kurumlarımız nezdinde bu yapısıyla hep sorumluluk alan ve gereğini de yapan biri O!

İşin içinde O olunca da güven kendiliğinden tesis edilmiş oluyor! İş insanı arkadaşlarıyla İzmir'in ve hemşehrilerimizin derdine hemen koşuyor.

Okullarımızda eğitim kalitemizi arttırmak için projeler hazırlıyor, hazırlanan projelere destek veriyor.

İzmirli kadınların sosyal faaliyetlerine katkıları ise anlatılamayacak kadar uzun…

Nerden başlayalım… Kurumsal olarak görev yaptığı tüm alanlarda, deruhte ettiği tüm makamlarda eli de yüreği de hep taşın altında Hakan Ürün'ün…

Hem de bizden biri… İzmir'i bölüp parçalamadan bütünüyle seven; Balkan Göçmeni, Doğulu, Batılı, Kuzeyli, Güneyli demeden, yani bizi ayırmadan hepimize sevgi ve saygı duyan biri…

Ne mutlu O'na.

Son olarak Hakan Ürün yazılır, Hakan Ürün diye de okunur… Net!