8 Mayıs Cuma, saat 18.00
Yer Bornova-Torbalı Otoyolu, Bornova çıkışı rampası.
Akşam ve mesaiden çıkış saati.
Üç şeritli otoyol hıncahınç dolu. Trafik yavaş akıyor.
Aynalardan görülen eskort arabaları, yanıp sönen kırmızı mavi ışıkları ile adeta trafiği yarıyorlar.
Aralarında bir makam arabası.
Sol şeritteler elbette. Her gören araba sağa kaçıyor, yol veriyor.
Fakat öndeki beyaz eskortta, arkadaki siyah eskortta sadece sol şeritle yetinmiyor, orta şeridinde yarısını kullanıyorlar.
Adeta araçları sıkıştırarak kazaya zorluyorlar.
Bende aynadan gördüm geldiklerini.
Açıkçası artık kırmızı plakalara saygım kalmadı. Yani saygımdan sağa kaydım yol verdim desem yalan söylemiş olurum.
Koruma teröründen kaçmak, başımı belaya sokmamak için olabildiğince sağa kaçtım.
Ama önümdeki krem renkli fiat marka araba sadece orta şeride geçti. Yani trafik kurallarına göre yasalara uygun seyrediyordu.
Ama arkadaki 34 AK 6… plakalı siyah eskort krem fiata iyice yaklaştı, siyah eskortun arka sağ tarafında oturan her kimse seyir halindeki ve tam önümdeki arabanın sürücüsüne ardı ardına iki tokat salladı.
Sonra yürüdü gitti.
Kimdi bu adamlar? Nasıl böyle fütursuzca davranırlar.
Eğer orada hareket halindeki araçlarda bir kaza olmadıysa yolda bulunan sürücülerin basiretli davranışlarındandır.
Devlet gücünü elinde bulunduran insanların, devletin parasıyla bindikleri lüks arabalardan halka tokat atıyorlar.
Bu üzüntü içerisinde düşünürken, telefonum çaldı.
Arayan sözüne samimiyetine son derece güvendiğim işadamı bir arkadaşım. Sesi üzgün ve ağlamaklıydı.
Bu arkadaşım AKP' nin kayıtlı üyesi ve şimdiye kadarki her seçimde oyunu AKP ye verdi.
Konuşmasına, az önce Menemen'den İzmir'e giderken, yanımızdan….
Der demez, ben eskort ve makam arabası geçti dedim. Önce durdu, nereden bildin dedi.
O anlatmadan ben anlattım olanı.
Onların yanından geçerken de arkadaki eskortun malum şahısları arkadaşımın yanındaki adama küfretmişler.
Onların yanından geçerken de aynen anlattığım gibi döve döve söve söve ilerliyorlarmış trafikte.
Makam arabasındaki kimmiş diye sordum, Maliye Bakanı dedi arkadaşım.
Doğrumu yanlış mı bilmiyorum.
Fakat olay eksiği var fazlası yok şekilde aynen anlattığım gibi oldu.
MENDERES'İN YOLLARI
Menderes ilçesi, merkezi, bilumum köyleri, Özdere- Gümüldür ve Ürkmez gibi tatil beldeleri ile birlikte İzmir'e tek şeritli yolla bağlıdır.
Menderes ilçesi, merkezi, bilumum köyleri, Özdere- Gümüldür ve Ürkmez gibi tatil beldeleri ile birlikte İzmir'e tek şeritli yolla bağlıdır.
Tek şerit dediğim havaalanı kavşağında sadece bir arabanın geçtiği dar bir yoldan geçerek ana asfalta çıkılmasıdır.
Bu yıllardır böyle. Dolayısı ile yıllardır yazın sıcağında trafik sıkışır, iki dakikada gidilebilecek bir mesafe duruma göre kırk dakikayı elli dakikayı buluyor.
Hem gereksiz yakıt harcanmasına sebebiyet veriliyor, hem de insanlar çoluk çocuk ailece perişan oluyor.
Ayrıca şu sıralar aynı yolda asfaltlama çalışmaları yapılıyor.
Neredeyse 6 aydır bölünmüş yolun bir bölümünden tek şerit akıyor trafik.
Sorumlu kim, Karayolları mı? Büyükşehir Belediyesi mi? Menderes Belediyesi mi? Her kimse şu kısacık yolu halledin artık.
Zulüm etmeyin insanlara.
Bakın seçim de yaklaştı.
İnsanları kandırma fırsatınızda doğdu.
YEŞİLDEREDE TRAFİK SAĞDAN AKIYOR
Karabağlardan, Bornova-Karşıyaka istikametine giden yolun adı Yeşildere yoludur.
Bu yolda sürücüler nasıl bir alışkanlıksa sol şeridi kapatarak seyrediyorlar.
Dolayısı ile geçişlerde orta veya sağ şeritten yapılıyor.
Ambulanslar bile sağ şeritten geçiş sağlamaya çalışıyorlar.
Görünmez yerlere radar koyarak halka tuzak kuranlar, emniyet kemeri, alkol veya güvenlik adı altında rahatsız edecek şekilde kontrol makenizması kuranlar, birkaç yere asacakları eğitim levhaları ile birkaç anonsla bu kötü alışkanlığı düzeltmeleri mümkündür.
Yoksa kazalarda olacak, yol verilmemesinden kaynaklanan kavgalarda…
Yazda geldi nede olsa.
Şiir okuyalım bari.
Şiir ilk kez burada yayınlanıyor
ESİN KADINLAR
Bir şiir yazılır yaşam tükenir
Durmuş halidir zamanın
Tablo gibi mıhlanır duvara
Masumiyet muhtırasıdır arda kalan
Tuvalinde göz kırpar esin kadın
Sadece sevmektir fırçanın seyredişi
Yağmur kadar ıssız bulut kadar dişi
Emeksizdir bir mevsimin bir mevsime geçişi
Yol haritasında gölgesi güneşin
Ayın fazlası karanlık kaygısı
Ama daha çok şairin yan bakmasıdır
Gidişi olmayan dönüşlere