Nerde o eski bayramlar diye yazıya başlamayacağım.
Ancak :
Milli ve dini bayramlarımız hem coşkulu geçerdi ve hem de toplum olarak sevgi ve saygıyla kucaklaşırdık.
Bu gün bir bayramı daha geride bıraktık.
Ama nasıl bir geride bırakış.
Bilançonun bu kadar ağırına doğrudan savaş için de olan bir ülke de dahi rastlanmaz.
Nerden başlasak acaba?
Trafik cinayetleri ile kan gölüne dönen yollardan mı?
Dini vecibeyi yerine getirirken kan gölüne çevrilen yollar, meydanlar, bağlar bahçeler ve tarlalardan mı?
Yoksa 'açılım' ihaneti ile iyice kuduran terör örgütlerinin yakıp yıkmalarından mı?
Ve yoksa 'ortadoğu bataklığına henüz giremediğimiz ama 'bataklığın' bize girdiği ve sonunda 'testereye' döneceği apaçık olan 'tezkereden' mi?
Bu emperyalizmin elinde 'bölmek parçalamak için testere' olacak 'tezkereye' destek verenlerden mi?
Bütün bunlar olup biterken sesini soluğunu çıkarmayan sözüm ona iktidardan mı veya bu iktidarı iş başına getiren çoğunluktan mı?
Her biri birbirinden korkunç.
Her biri birbirinden felaket.
Her biri birbirinden dehşetli.
Yurttaşların birbirine face veya mail yoluyla gönderdiği kutlama mesajları bile içinde bulunduğumuz dehşetengiz durumu apaçık ortaya koymuyor mu?
Bayramınız kutlu olsun ama .... diye devam eden mesajlar.
AKP'nin TV'lerdeki ilanlarına bir bakın ,sanki bütün bunlar ayda oluyor da ülke güllük gülistanlık.
İnsan biraz haya eder.
Yakıp yıkılan şehirler, sokağa çıkma yasağı konan İl ve İlçeler ve henüz sayısı tam bilinmeyen ölü ve yaralılar.
Bayrağımızın yakıldığı, Atatürk büstlerinin yıkıldığı bir Türkiye.
Ey iktidar bütün bunlar nerde oluyor haberin var mı?
Sen Devletimi idare ediyorsun yoksa vaziyeti mi idare ediyorsun? Bir cevap ver.
Medeni, çağdaş, demokratik ve hukuk devleti olan Ülkelerde şu bayramda yaşananların onda biri yaşansa o iktidar bir saniye bile durmaz ve duramaz.
Ya siz?
Heyhat.......
Ergenekon'u hatırlayın.
Elbette 'hukuksuzluğun kol gezdiği Silivri Ergenekonu'nu' değil.
Türk'lerin Ergenekon'unu
Yol bulmak için dağın yetmiş yerine körükler kurup dağı eritmişlerdi de kurtuluşu sağlamışlardı.
İşte gün o gündür.
Sağ sol diye oyalanmayın.
Şucu bucu diye oyalanmayın.
Milli ve gayri milliler var.
O halde gün toplanma, birleşme, kararlı adımlarla hukuk için de demokratik hakları kullanarak yürüme günüdür.
Gün mutlak çare bulma günüdür.
Hala tehlikeyi fark etmeyerek 'oyunda oynaşta' olanlarla bizim işimiz yok.
Manzarayı doğru okuyalım. Doğru karar verelim.
Elimizden sabunun kayması gibi Ülkemiz elden gidiyor.
Asla karamsar olmayalım ama demokratik çarelerin bulunması için de saf tutalım.
Tekrar ediyorum ki saf tutmazsak kesinlikle yas tutacağız.