EGEDESONSÖZ – İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci yazar Ümit Yaldız, SONSÖZ TV’de yatırım programına alınan İzmir projeleriyle ilgili zehir zemberek açıklamalarda bulundu.Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Yaldız, 31 Mart’ta AK Parti’nin İzmir Büyükşehir adayı Hamza Dağ’ın vaatlerinden olan çevre yolunun bile yatırım programında yer almamasını eleştirdi. Yaldız, “Bari adayınızın projesini yatırım programına alsaydınız” diye konuştu.
YATIRIM PROGRAMINDA KÜÇÜK ÇAPTA TADİLAT VE TAMİRATLAR VAR
Gazeteci Fatih Yapar, hükümetin İzmir’e yatırım programının, İzmirlileri üzdüğünü söyledi. Bakanlıkların 2025 yılı içinde yapacakları faaliyetlerin Cumhurbaşkanı tarafından yatırım programına alındığını hatırlatan Yapar, “Programa alınmayan bir proje, hiç mi gündeme alınmayacak? Cumhurbaşkanı kararıyla pekala alınabilir. Ama programa alındıysa, mutlaka yapılacak demektir. Ama yatırım programının zayıflığının İzmir’i üzdüğü bir gerçek” dedi. Ümit Yaldız, yatırım programını şu sözlerle değerlendirdi:
“Çok üst üste geldi bu yönde kararlar. Aralık sonu itibariyle gerçekleştirdiğimiz araştırmamızın ikinci bölümünü paylaşmayı düşünüyorduk ve yatırım programı üzerine denk geldi. Çevre yolunun yatırım programına alınmaması ki bu proje, AK Parti’nin Büyükşehir adayı Hamza Dağ’ın vaatleri arasındaydı, ilginçti. Yatırım programına alınanların da küçük çapta tadilat, tamirat boyutunda olduğunu görüyoruz. Demiryollarının modernizasyonu var. İzmir’e devlet de böyle güzel bir şey yapıyor diyebileceğimiz bir şey yok, ne yazık ki göremedik.”
BAKANLIĞA DEVREDİLMESEYDİ, BÜYÜKŞEHİR HALKAPINAR-OTOGAR METROSUNU BİTİRMİŞTİ
“Yatırım programında, Halkapınar-Otogar metrosu için 3 bin lira ödenek konmuş. Keşke Büyükşehir, oradaki projeyi Ulaştırma Bakanlığı’na devretmeseydi. Böyle bir devir olmasaydı, Büyükşehir bugüne kadar o metroyu Otogar’a 10 kere yapmıştı diye düşünüyorum. İzmir’deki kadim iki tane tartışmadan söz ediyoruz. Bir; İzmir, 10 veriyor, 1 alıyor, tartışması! Bu tartışma senelerdir yapılır. CHP’liler, İzmir’in vergi ödeme konusunda mahir olduğunu söyler; İzmir, vergisine sadık bir kent ve verginin yüzde 95’i zamanında ödenir bu kentte. Genel bütçeye yüzde 10 civarında katkısı var. Ödemeyelim, bir gün af çıkar düşüncesinin olmadığı bir yer İzmir… İzmir’in verdiğiyle aldığına dair oranlar değişiyor. Bugün 10 veriyor, yarım alıyor, hatta çeyrek alıyor, yatırım programındaki rakamlara baktığımızda. Küçük bir Anadolu ilinin aldığı kamu yatırımı kadar yatırım öngörmüş İzmir’e, 2025 yılında. Bu devletin içinde bulunduğu şart nedeniyle bu açıklanabilir. Diğer illere bakmak lazım, mesela Konya ne alıyor, merak ediyorum. İktidar partisinin iktidar olduğu illerde, Büyükşehir’ler ne aldı merak ediyorum. İzmir’in durumu gerçekten içler acısı. Neredeyse 10 yıldır devam eden Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren projesi bitmedi. 2028’te biteceği söylendi. Oysa biz 2016’da hızlı trene binmenin hayalini kuruyorduk. İzmir söz konusu olduğunda merkezi hükümet, son -5-6 yıldır yok hükmünde gibi bir şey. 30 Ekim’de deprem olmasaydı, deprem evlerini de göremeyecektik. Yap işlet devret modeliyle yapılan bir Şehir Hastanesi var. Bu kadar. Bana başka kamu yatırımı gösteremezsiniz. Binali Yıldırım’ın döneminde havaalanının modernizasyonu, altgeçit, üstgeçit, Konak tüneli gibi yatırımlar vardı. Bir dönem yapıldı. O dönem de hükümetin İzmir’e bakışı Binali Bey üzerinden değişmişti ve AK Parti o zaman yüzde 37-38 bandını AK Parti tek başına yakalamıştı. AK Parti, bugün ittifakla bu oranı yakalayamıyor. AK Parti, o rakamı genel seçimlerde yakaladı. Bugün bakıyorsunuz yok.”
YUNAN BAKAN, KURUM’UN SÖZLERİNİ KULLANSA, BUNDAN TÜRKİYE ZARAR GÖRÜR
Ümit Yaldız, İntegral’in yaptığı araştırmada “AK Parti hükümetlerinin İzmir’e hak ettiği seviyede yatırım yapmadığı, hatta oy vermediği için İzmir’i cezalandırdığı görüşüne ne derece katılıyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtları değerlendirdi:
“İntregral, düzenli olarak şu soruyu soruyor: AK Parti, İzmir’i cezalandırıyor mu? İzmir’e üvey evlat muamelesi yapıyor mu? İzmir’e şaşı bakıyor mu? Sorunun aslı şöyle: AK Parti hükümetlerinin İzmir’e hak ettiği seviyede yatırım yapmadığı, hatta oy vermediği için İzmir’i cezalandırdığı görüşüne ne derece katılıyorsunuz? Yüzde 38’1i kesinlikle katılıyorum, diyor. Yüzde 26,8 katılıyorum diyor. İki oranı topladığınızda yüzde 65 gibi bir oran çıkıyor. Kısmen katılıyorum diyenlerin oranı, 9,9… Katılmayanlar da var. Kesinlikle katılmıyorum diyenler yüzde 25,1… Başka bir deyişle, İzmirlilerin yüzde 75’i, az ya da çok bu görüşe katılıyor. AK Parti hükümetinin İzmir’e yatırım yapmadığı görüşü ağır basıyor.AK Parti seçmeninin yüzde 8,4’ü kesinlikle katılıyorum, 9,5’i katılıyorum, diyor. Yüzde 18 oranında AK Parti’ye oy vermiş seçmen de katılıyor bu görüşe. Yüzde 8 kadar da kısmen katılıyorum diyor. Yani yüzde 25 oranında AK Parti’de kabul görüyor. Neden kabul görüyor? Halkapınar-Otogar metrosuna her yıl 3 bin lira yatırım parası öngörüyorsun! Çevre yolu yatırım programına alınmıyor. Oysa sizin adayınızın projesiydi bu. Bari onu yatırım programına alın! Körfez temizlenecek. Devletin de topa girmesi lazım. Körfez’in kirliliğinden yüzde 75, yerel yönetimler sorumludur. Ama bir Gediz Nehri’nin temizliğinden, Kemalpaşa’dan Körfeze gelen kirlilikten, limanda demirleyen gemilerden gelen kirlilikten de bakanlık sorumludur. Burada biriken alüvyonları temizlemek de bakanlığın görevidir. Mış gibi görünerek İzmir ile adeta dalga geçtiler. Sayın bakan, İzmir körfezinden geldiğinden öne sürdüğü kirli suyu göstererek İzmir’in marka değerine zarar vermiştir. İzmir, turizm kenti olacak bir kent. Bir devlet adamı olarak İzmir’i karalayarak talihsiz bir açıklama yaptı. Yapay zeka ürünü fotoğrafı da dahil olmak üzere Murat Kurum’un İzmir’e karşı duruşu, her kimden etkilendiyse, kimden beslendiyse çok yanlış. İnanılmaz şekilde yanlış. Sadece İzmir’e değil, ülkeye de zarar veriyor. Yunan adaları ile rekabet halindeyiz. Yunan bakan, bizim bakanın sözlerini seyahat acentelerine gönderse, İzmir lağım kokuyor, bunu devlet açıkladı dese, bundan sadece CHP’li İzmir Belediyesi mi zarar görür, Türkiye mi zarar görür? Devlet olarak bindiğimiz dalı kesiyoruz.”
HÜKÜMET, CHP’Lİ BELEDİYELERİN HİZMET ETMESİNİ ENGELLİYOR MU?
Ümit Yaldız, yaptıkları anketteki ikinci sorunun sonuçlarını da açıkladı:
“Burada ikinci bir konu var. İzmirlilerin yüzde 75’i, hükümetin İzmir’e hak ettiği yatırımı yapmadığı görüşünü savunuyor. AK Parti seçmeninin yüzde 25’i de bu görüşe az ya da çok katılıyor. Bir başka soru sorduk. Yıllardır İzmir’in genel bütçeden yeterince pay almadığını, alamadığını, verilmediğini, bunun üzerinden cezalandırdığını düşünen bir muhalefet var. İzmir’in çantada keklik haline gelmesinin sebebi, bu algıdır. CHP, çok rahat aday belirliyor İzmir’de. Seçilmeme kaygısı yok çünkü. Üvey evlat muamelesinin kentte yarattığı bir karşı duruş var. Sadece ideolojik değil. Bu algı, ayrıca tetikliyor. Odun da koysak seçilir, anlayışı hakim oldu. İlçelere bile kolay aday gösterebiliyor. Bir ilçenin adayını, başka bir ilçeye aday olarak gönderebiliyor, hem de çok rahat bir şekilde. Hiç başvuruyu yapmayanları aday gösterebiliyor. Başka şehirlerden aydalar konuşuldu İzmir için… İzmir, o kadar sahipsiz bir köy görüntüsünde ki… CHP, böyle hareket ederken, yüzde 65 ile değil de yüzde 55’le kazanırım diyor. Burada son dönemde hem ulusal hem de yereldeki aktörlerin, başta Cemil Tugay olmak üzere yönettikleri bir algı var, bir strateji var. Diyorlar ki,CHP’li belediyeleri hükümet engelliyor! Ödeneğimizi kesiyor, diyor.”
İZMİRLİLER, FATURAYI HER İKİ TARAFA DA KEŞİDE ETMEYE BAŞLADI
“Vatandaşa iki soru sorduk; birini açıkladım. İkincisi de şu: AK parti hükümeti İzmir’de, CHP’li belediyelerin hizmet etmesini engelliyor görüşüne katılıyor musunuz, sorusunu sorduk. Burada, ilk sorudaki kadar güçlü cevap almadık, bunu net olarak söyleyebilirim. Katılımcıların yüzde 28,8’i kesinlikle katılıyorum dedi. Yüzde 22,9’u da katılıyorum dedi. İkisini toplayın, 51,7 yapıyor. Diğeri 65, 66 idi. Arada yüzde 15’lik fark var. Bu fark, hizmetsizliği yerel yönetime fatura eden bir sonuç demektir. Bu önemlidir. Katılımcı şunu söylüyor; hükümet, İzmir’e yeterince yatırım yapmıyor ama belediyeler de kaldırımları yapmıyor, sokağı temizleyemiyor. Bunları da mı hükümet yapmıyor, diyor. Bu oranın içinde hatırı sayılır sayıda CHP’liler de var. Bu iki veriye baktığınız zaman, soru anlamında birbirine yakın gibi görünüyor ama ona rağmen CHP’li belediyeler diye soruyu değiştirdiğimizde frene basan “Engellemiyor’ diyen bir kitle var. Özetle, İzmirliler, faturayı her iki tarafa da keşide etmeye başladı. Ben bu verilerin, bir yıllık olduğunu düşünmüyorum. Burada hükümet diye sorduğumuzda 23 yıllık Ak Parti iktidarı değerlendiriliyor, belediye diye sorduğumuzda 25 yıllık CHP’nin İzmir’deki iktidarı sorgulanıyor. Türkiye AK Parti’den, İzmir CHP’den yoruldu. Yavaş yavaş fotoğraf, bu noktaya doğru netleşmeye başladı. Çözüm? Üçüncü yol var mı, yok! Olursa ne olur? Olursa hem genel iktidarda, hem yerel iktidarda değişim kaçınılmaz. Bu yorgunluğun fotoğrafını araştırmalarımızda da görüyoruz.”
İSTANBUL-İZMİR YOLUNUN EKMEĞİNİ 20 YIL DAHA YİYEMEZSİNİZ
Gazeteci Fatih Yapar, körfez temizleme ve çevre yolu projelerinin yatırım programında yer almamasının üzücü, manidar ve handikap olduğuna vurgu yaparken, “Neden üzücü, neden manidar? Çünkü AK Parti’nin İzmir milletvekilleri de muhalefetlerini çoğu zaman Körfez ve ulaşım üzerinden kuruyorlar. Onlara şimdi birileri soracak; madem körfez ve ulaşımla ilgili eleştirilerde bulunuyorsunuz, neden siz bu konuları yatırım programlarına almadınız, diye sorar” dedi. Ümit Yaldız, bu konuyla ilgili olarak da şu görüşlere yer verdi:
“İki noktaya daha temas etmek istiyoruz. Belli aralıklarla, iki yılda bir, üç yılda bir tekrar tekrar soruyoruz, 10 yıldır. Cezalandırılıyoruz oranı, üç yıl öncesine göre 5 puan artmış. Cezalandırma algısı, yatırımsızlık! Üç yıl önce İstanbul-İzmir yolundan, şehir hastanesinden bahsedilebiliyordu ama bunlarla 20 yıl daha ekmek yiyemezsiniz! İzmir, her sene yüzde 10’luk katkı koyuyor, 500 milyara yakın vergi ödüyor. Bunun karşılığını almaya hakkı var İzmir’in… Olması gerektiği kadar kentin hakkını teslim etmek gerekirdi. Çevre yolu, körfez temizlenmesi gibi büyük mega projelerde devletin yokluğu, orada bıraktığı boşluğu CHP’liler en azından körfezde doldurmaya çalışıyor. Şu da bir gerçek devlet eli olmadan bu körfez temizlenmez. Körfez temizlenmezse, kokmaya devam eder.”
BUNU YAPMAZSANIZ, YÜZDE 25’LİK HAVUZDA YÜZMEYE DEVAM EDERSİNİZ
İzmir Körfezinin temizliğinin tek bir gemiyle yapılması ve temizlik çalışmalarına bakanlığın katılmamasını eleştiren Yaldız, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
“Tek gemiyle körfezin temizliğinin 32 yıl süreceğini söylediniz. Aklıma bir hikaye geldi. Karınca, hacca gidiyormuş. Hayırdır, nereye gidiyorsun, demişler. Hacca gidiyorum demiş. Cürümüne bakmıyor musun, sen hacca nasıl gidebilirsin, demişler. Seni oraya gitmen kaç yıl sürer biliyor musun, diye sormuşlar. Hac yolunda ölemez miyim, yanıtını vermiş karınca. Körfezdeki tarama işi de bu misal. Burada ciddi bir iyi niyet var ama karıncanın hacca gitmesi gibi bir şey. Duyuyoruz ki, AK Parti’nin İzmir’de hüküm süren milletvekilleri, yöneticileri, (Bazıları hariç) İzmir körfezini temizlemeyelim, üzerinde tepinelim, buraya kamu yatırımları da getirmeyelim, gibi duruşlar, görüşler içinde olduğunu da görüyoruz. Açıklamalardan da böyle okuyoruz. İstakozcu vekilimiz bile gün aşırı körfez açıklamaları yapıyor. Körfez belli ölçüde muhalefet yapabileceğiniz bir şeydir, doğru! Ama körfez üzerinden sürdürülebilir bir muhalefet yapılamaz. İzmirliler, bir süre sonra dönüp, hayırdır, siz neredesiniz, siz niye bu taşın altına elinizi koymuyorsunuz, koymadınız, diye iktidar partisine verdiği oyları sorgular. İktidar partisi İzmir’den 1 milyon oy almıştır. Üç İzmirliden birinin oyunu alıyorlar. 8 milletvekili kazandılar. Bundan sonra kaç milletvekilini TBMM’ye göndereceklerini kendileri zaten göreceklerdir. Eşek ölür, kalır semeri; insan ölür, kalır eseri, diye bir atasözümüz var. Siyaset eser için yapılıyor, laf için yapılmaz! Rakibi zor durumda bırakalım, günü kurtaralım düşüncesiyle yapılmaz. Siz rakibi zor durumda bırakmıyorsunuz, İzmir halkını zor durumda bırakıyorsunuz. İzmirliler trafikçe çile çekecek. İzmir halkının burnu fosseptik kokan körfez yüzünden İzmir’den soğuyacak. İzmir körfezi ölürse, iktidar partisinin milletvekilleri bundan keyif mi alacaklar? Oysa bir tarafından tutup, CHP kirletti, biz temizledik politikası, daha büyük bir politikadır. İnsana daha çok dokunan bir politikadır. İşte o zaman AK Parti, İzmir’i cezalandırıyor algısını ters yüz edersiniz. AK parti İzmir’i sahipleniyor, kucaklıyor algısına dönüştürürsünüz. Bunu yapamadığınız zaman yüzde 25’lik havuzda yüzmeye devam edersiniz. Hükümetin İzmir’e bakışını mutlaka değiştirmesi lazım. Binali Yıldırım, 35 projeyle bu anlayışı önemli ölçüde değiştirmişti. Bugün gelinen noktada, bu algı, yüzde 75’tir. Bu algıdır AK Parti’nin rakibi bu şehirde.