Milli Eğitim Bakanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği bir yazı, gündeme bomba gibi düştü.

Hayat pahalığı, geçim sıkıntısı, zamlar…

Canımızı sıkan her ne varsa hepsini unuttuk.

Kreş krizini konuşmaya başladık.

Ne diyor Milli Eğitim Bakanlığı?

“Kreş, eğitim yuvasıdır.”

İlk defa Milli Eğitim’den doğru bir şey duyduk!

Sonra ne diyor?

“Eğitim, Milli Eğitim’in işidir!”

Doğru söze ne denir?

Adı üstünde Milli Eğitim…

Ya sonra ne diyor?

“Belediyelere yeni kreş açtırmayın, eskilerini kapatın!”

İşte bu olmadı!

Madem kreş, Milli Eğitim’in işi…

O halde 3-5 yaş çocukların tamamını kucaklayacak kadar kreş açsaydınız!..

Elinizden tutan mı vardı?

Bakanlığın, kreş hizmetini yeterince veremediği ortadayken…

Belediyelerin, sosyal belediyecilik anlayışıyla açtığı kreşleri kapattırmanın mantıklı bir tarafı var mı Allahaşkına?

***

Türkiye’de okul öncesi eğitim zorlu değil.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre  kamuda okul öncesi eğitimde hem okul sayısı, hem de öğrenci sayısı azalmış.

3-5 yaş grubunda okullaşma oranı, yüzde 55 civarında.

Aynı yaş grubunun okul önceki okullardan yararlanma oranı, yüzde 44,88…

Yani okul öncesi eğitim alması gereken çocuklarımızın yarıdan azı, bundan yararlanabiliyor.

Yarıdan fazlası, kim bilir hangi problemden dolayı okul öncesi eğitim alamıyor.

2024 yılında, 399 kamu anaokulu kapatılmış; iyi mi!

Okul öncesi eğitim kurumlarına giden çocuk sayısı da 81 bin azalım göstermiş.

Bu noktada birkaç varsayımdan söz etmek mümkün.

Bu yetersizlikle köşeye sıkıştırılmış anneler babalar, özel anaokullarına gitsin.

Anneler işe gitmesin, üretim dışında kalsın, çocuk yapsın, çocuk baksın!

Ya da…

Cahil nesil yetiştirme hayali, anaokulu seviyesine düşürülsün ki, bu proje başarıya ulaşsın!

Tüm bu olasılıkları bir kenara koyacak olursak…

Asıl hedefin, kreş açarak gönüllere giren belediyelerin halkla bütünleşmesine taş koymak olarak da görebiliriz.

***

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu çıkışı sonrası sanırsınız ki, belediyelerin açtığı kreşlerin sayısı çok fazla!

“Toplum temelli kurumlar” olarak adlandırılan kurumlarda…

Yani Diyanet’e bağlı 4-6 yaş kurslar, belediyelerin, derneklerin açtıkları kreşlerin toplam sayısı bilinmiyor.

Fakat bilinen bir şey var ki, o da…

3-5 yaş aralığındaki çocukların sadece yüzde 3,40’ının, yani 123 bin çocuğun bu kurumlardan yararlandığı…

Dolayısıyla belediyelere ait kreşlerin sayısı o kadar az ki, adeta devede kulak!

***

Aklıma takıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını Ekrem İmamoğlu değil de Murat Kurum kazanmış olsaydı…

Kurum, her mahalleye 7/24 hizmet verecek kreşler açacaktı.

Bir seçim mitinginde değil, yaptığı onlarca mitingde bunu açık açık söylemişti.

Acaba diyorum, Murat Kurum seçimi kaybetmemiş olsaydı…

“Murat Bey, durun bir dakika! Kreş mreş açamazsınız, “Kreş eğitim yuvasıdır. Eğitim de Milli Eğitim’in işidir” der miydi?

Hiç sanmıyorum.

Çünkü bu karar, buram buram siyaset kokuyor.

***

Kres2

Bu konuda esas hamleyi, AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan yaptı.

SONSÖZ TV’deki programda, Gazeteci Fatih Yapar kardeşimin bu konuyla ilgili sorusu üzerine…

“Bakanlıkla bu sorunu çözeriz. Kreş açma konusunda CHP’li belediye başkanlarına sesleniyorum: İzmir’de hangi konuda takılıyorlarsa, gelsinler yardımcı olalım. Birçok ilçe belediye başkanı her yerde bu vaadi verdi. Gerçekleştirsinler, kreş açsınlar, biz de destek olalım!”

Eyyüp vekil böyle diyor ama ortada nurtopu gibi bir sorun var.

***

Sonuç itibariyle…

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimde çivisini çıkarmadığı bir şey kalmadı.

Dokunmadığı, uğraşmadığı tek okul öncesi eğitim kalmıştı.

Ona da bulaştı.

İlkokula, ortaokula, liseye giden çocukların geleceklerini yeterince mahvettiniz.

Anneleri babaları fazlasıyla üzdünüz.

Bari okul öncesi çocukları, onların annelerini babalarını rahat bırakın.

Lütfen!