EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Oktay Güçtekin’in sorularını yanıtlayan Yıldız, körfez temizliği ve büyükşehir-bakanlık ilişkisi konusunda değerlendirmeler yaptı.
KÖRFEZ KİRLİLİĞİNE ODAKLANMAMIZ LAZIM
Yıldız açıklamasında Ragıp Paşa Dalyanı'nın vatandaşın kullanımına açılmasına ilişkin tartışmalara değinerek “Bence asıl körfezin temizliğini tartışmak lazım. Bu tür alanlar adalar kullanılabilir. Körfezin durumu ortadayken konuya bütünlüklü bakmak gerekir. Siz kötü kokan bir alan içerisinde ne kadar gidersiniz? Öyle bir proje yapmanız için çevresini de toplayıp düzenlemeniz lazım. Şu an en temel tartıştığımız konu bu" dedi.
BELEDİYENİN TÜM KAYNAĞINI KÖRFEZİN TEMİZLİĞİNE AKTARMASI LAZIM
Büyükşehir Belediyesi'nin körfez temizliği ile ilgili yaptığı icraatlara değinen Yıldız, "Büyükşehir 700 bin metreküplük çamur ihalesi yaptı. Çıkarılması gereken 25 milyon metreküp. Siz 1 yılda 1,5 milyon metreküp ön görmüşsünüz bütçenizde. Siz bunu 25 yılda anca çıkarırsınız o zaman. Oysa 25 yılı yok İzmir'in. 2-3 yıl içinde harekete geçilmesi lazım. Sizin tüm kaynağınızı buraya aktarmanız lazım. Zaten siz günde 30-40 ton çamuru denize tekrardan deşarj ediyorsunuz. Yani günde aldığınızın 4’de 1’ini geri veriyorsunuz. Sorunlarımızı halını altına süpürelim ama yeni gündemler açalım dememizin hiçbir faydası yok” diye konuştu.
BAKAN POZ VERMEYE GELMEDİ
Körfez için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un birlikte poz vermesinin ardından karşılıklı yapılan açıklamaların sorulmasına yanıt veren Yıldız şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum buraya poz vermeye gelmedi. Bugün Türkiye'deki yaşadığımız ağır depremden sonra bile sahada koşan en çalışkan kişi. Herkes tarafından takdir edilmiş Murat Kurum, İzmir'e geldi. Ama kameralar önünde poz vermeye gelmedi. İl başkanımız net bir şekilde kent meselesi üzerinde tavır aldı. Bunun adına da o görüşmeyi sağladılar. Sonra ne oldu? Başlangıcı tartışmamız lazım. Körfezi temizlemekle ilgili ana sorumlu kim? Büyükşehir. Arıtmaları yapmakla ilgili ana sorumlu Büyükşehir Belediyesi. Siz merkezi hükümetten aldığınız bütçeniz ile İZSU üzerinden su satarak kentlilerden aldığınız kaynakla, oluşturduğunuz muazzam bir bütçe ile geçmiş yıllara baktığınızda Tunç Bey de dahil edilirse 1.2 milyar dolar bütçe kullanacaksınız… Ana göreviniz arıtmaları yapmak. 2014’de başlayıp 2025’e geldiğimiz noktada 3 kere ihale yapıp 4 kere temel atarak geldiğiniz 4’üncü fazı bitiremeyip bu arıtmayı yapmayan kim? Büyükşehir. Balık ölüleri Temmuz ayında gerçekleşti. Bu sorun Cemil Bey’in döneminde oluşmuş bir durum değildi. Bu sorun CHP’li belediyelerin yıllarca öteleyerek getirdiği, ıskaladığı ve yapmadığı arıtma tesislerinin sonucu olarak ortaya çıktı. Buna rağmen Ulaştırma Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı'nı hedef gösteren açıklamalar yapıldı. Buna rağmen Sayın Bakan buraya geldi ama Cemil Bey burada yoktu. DSÖ’nün toplantısı çok mu kıymetliydi? Yoksa felaket yaşadığınız körfezde, canlıların öldüğü ortamda, şehriniz leş gibi kokar hale geliyor ve bununla ilgili en tepedeki bakan kentinize sorunla ilgili konuşmak için geliyor. Bu mu daha önemliydi? İzmirlinin bunu sorgulaması gerekmiyor muydu? Sorumlu olduğu ortamda burada mı olması gerekirdi, orada mı? O günkü toplantıda sadece Balçova ve Konak Belediye Başkanları vardı. Körfeze komşu tüm belediye başkanları çağrıldı. Karşıyaka, Bayraklı, Narlıdere yoktu. Tüm bunlara baktığınızda böyle bir felakete var ve toplantıya katılmıyorsunuz, ona rağmen iyi niyetli bir kurul oluşturuldu, kurul çalışmaları yapıldı. Ortaya çıkan tablo işinize gelmedi diye çıkıp kurulu reddettiniz. Ben bütün toplantılara katıldım. Herkes bilimsel tartıştı. Herkes buraya acil planları ortaya koymaya çalıştı. Bakan yardımcısı düzeyinde 2 toplantı gerçekleşti. Bunu yönetecek olan irade kentin şu an şehri emini olmaya soyunmuş iradedir. AK Parti burada çok samimi yaklaşım ortaya koydu ve koymaya devam etti.
ENGELLENİYORUZ DİYORLAR, KREDİNİN ALINMASINA DESTEĞİ VEREN BİZİZ
‘Biz engelleniyoruz’ diyorlar. Geçen dönem biz mecliste 110 milyon Euro krediyi onayladık. Bu kredi öyle basit bir kaynak değil. Bugün 5 milyar TL’lik çok önemli bir kaynak. Bu kaynak Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye sağlanmış toplam 330 milyon Euro’luk bir paketten 110 milyon Euro’su İzmir’e verilmiş. Bir model ilan edilmiş. Yani AK Parti hükümetleri, CHP’li belediyeyi model ilan ederek kredi vermiş. Engelleme yapmamışız. 25 yıl vadeli, döviz cinsinden düşük bir faizle kaynak. Bugün belediyemizin de değerli bürokratlarını çok önemsediği bir kaynak. Niye vermişiz? Yağmur suyu ve kanalizasyonun ayrıştırılması için vermişiz. Peki bizim körfezin en büyük problemi ne? 3’üncü arıtmamızın bulunduğu yerden 7 litre/saniye de geçiyor pis su. Yağmur yağdığında bu rakam 25 litrelere çıkıyor. Böyle bir yeri sizin ayrıştırma yapmanız lazım. Yıllarca yapmamışsınız. Kim yapacaktı bunları? Buna rağmen bir kredi sağlanmış.
2 YIL NEYİ BEKLEDİNİZ?
Geçtiğimiz 2 ay önce İller Bankası büyükşehire uyarı yazısı yazdı ‘bir an önce ihaleye çık’ diye. 800 milyon TL’lik yeni bir paket için ihaleye çıktılar. Biz 2 yıldır niye bunu bekliyoruz. Kredi orada 2 yıldır var. Bunla ilgili katkı payı ödüyor büyükşehir. Bu devlet garantili bir kredidir. Bu parayı kullanın. 18 ayda planlıyorlar anca. Buna bir an önce başlamamız lazım. Bayraklı ve Konak’ta siz bu ayrışmayı yaparsanız körfeze giden atık suyun önüne geçeceksiniz. Körfezin temizliğine direkt bir katkı değil midir? Bu katkıyı kim vermiş? Çevre Bakanlığı”
BAKANLIK ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPIYOR
“Bakanlıklar üstüne düşeni yapıyor tabii ki. Daha ne yapabilir? Daha ötesinde bir şey var mı? Siz asli göreviniz olan arıtmayı yapmamışsınız. Yapmadığınız için körfez kirlenmeye devam etmiş, dönüp diyorsunuz ki ‘bunu bakanlık yapsın’… Sorumluluk sahibi biri kabul edebilir mi bunu? Parayı alacaksın, sorumluluk sende ama yapmayacaksın. Şimdi kalkıp bir de bunun üzerine bakanlığı suçlayacaksın. Bakanlık üstüne düşeni fazlasıyla yaptı ve yapmaya devam ediyor. Sayın Bakan bu konuda çok net tavır içinde oldu. Buraya gelmesi de bunun göstergesi. Hala Çiğli Arıtma tesisini ölçme değerlendirme sistemi çalışmıyor. Çünkü siz değerlere uygun deşarj etmiyorsunuz. Bunu kim düzeltecek? Büyükşehir düzeltecek.”
CEZALAR ENGELLEMEK İÇİN KESİLMİYOR
AK Partili Yıldız, bakanlığın İZSU'ya kestiği cezalarla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Niye engellemek için ceza kesilsin? Siz arıtılmamış kirli suyu deşarj ederseniz ceza yersiniz. Bu kentin çevreci belediye başkanları var CHP’den. Ne yaparlar? Bakanlık ne yapacaktı? Seyredecek miydi sadece? Denetim yaptığında çıkan değerleri gördüğünde bu cezayı kesiyor. Diyor ki ‘bir an önce şunu toparla’. Selçuk-Pamucak’ta arıtma yok. Biz tüm Selçuk’un kirli suyunu Pamucak’ta denize deşarj ediyoruz. Dikili de aynı sorunu yaşamadık mı? Tüm bunlar baktığınızda sorumlusu kim? Büyükşehir. Denetleme görevini yürüten kim? Bakanlık. Bakanlık gidip dönem dönem yaptığı denetlemelerde değerler düşük çıkınca ne yapacak? Bunun engelle ilgisi yok ki. Hükümet sana kalkıp kredi paketi tanımlamış bir an önce altyapı yatırımını yap diye. Yıllardır yapmadığın, yanlış çizdiğin, değiştirdiğin büyük kanal projesinin kötü uygulamasının bedelini kentliye ödettin. Milyarlarca liralık bir zarar bu. Bunu ayrıştır, bununla ilgili sana kaynak aktarıyorum demiş bakanlık. Bu kaynağı kullanması gereken kim? Niye 2 yıldır bekliyoruz?"