Osman Baydemir, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına, PKK Terör örgütü ve örgütün maşası olan siyasi kanat tarafından aday gösterildi. Aynı parti tabanına dayanan ve bağımsız aday olmak isteyenler gayet demokratik bir şekilde(!) ikna edilerek kenara çekildiler, adaylıkta ısrar edenler dağda kalaşnikofların gölgesinde bir müddet istirahata alındılar’…

İpek kumaştan elbisesi, boyalı saçları, alınmış kaşlarıyla Osman Efendi, Başkan olunca havalara girdi. Her ağzını açtığında Türkiye’’de demokrasi eksikliğinden, Kürtlerin ezildiğinden, özgürlüklerden bahsetmeye başladı. Bazen coşunca Türk Devletine ve Türk Hükümetine ’“Has..ir’” çekecek kadar efeleşti. Cesur ve kabadayı Osman efendi, Diyarbakır meydanından bağırdı mı, sesi Cudi dağından duyulurdu’…

Süslü Osman, havalanıp kendini bir adam zannedince ilk tepki PKK dağ kadrosundan geldi. Dağa eleman gönderme işini aksattığı için, PKK’’nın Halk Mahkemesinde 18 yaşındaki iki militan tarafından sorgulandı ve ihtar aldı. Halk mahkemesinin ses kayıtları Diyarbakır KCK Davasının delilleri arasında dosyada duruyor.

Kendisine yapılan bu hakarete çok bozulan süslü Osman, bir müddet sonra yine dolduruşa gelerek; ’“Silahlı mücadele miadını doldurdu’” diye bir söz söyledi.
Sen misin söyleyen, ilk tepki İmralı’’daki bebek katilinden geldi;
’“Gençlerin öfkesinden de mi çekinmiyor?Diyarbakır gençlerini bilirim, onun ağzını yırtarlar. Gidin anlatın. Deyin ki, Apo vicdan sahibidir ama taviz vermez, bunlara karşı çok acımasızdır. Ya AKP’’ye yakın STK’’larda çalışsın, ya kapsamlı özeleştiri versin, ya da derhal istifa etsin’” dedi.

Bilmeyenler için açıklayalım; ’“Özeleştiri vermek’” örgüt dilinde halk mahkemesinde yargılanmaktır. PKK terör örgütü kurulduğundan bu yana, halk mahkemesinde ikinci kez yargılanıp sağ kalan kimse yoktur. İnfaz hemen orada yapılır, kafasına sıkılan zavallılar dağda bir çukura bırakılır ve suç Türk Askerinin üzerine atılır. Öldürülen kişinin ismi, örgütün şehir yapılanması tarafından ’“faili meçhuller’” listesine konur ve sürekli olarak, T.C Devleti yargısız infaz yaptı diye istismar edilir.

Süslü Osman daha önce PKK halk mahkemesinde yargılandığı için, bir özeleştiri daha vermeye kalkarsa ismi ’“Mevta Osman’” olarak anılacak. Bu yüzden, Osman çok zor durumda. Ne yapacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Kendi örgütüne karşı Türk Polisinden koruma isterse kimse şaşırmasın. Koskoca Türk Devletine ve AKP Hükümetine Has..ir çeken Osman Süslü, Apo’’ya karşı tek ses çıkaramıyor. Neden?Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Devlet yargısız infaz yapmaz. Hukukun evrensel prensipleri çerçevesinde adil olarak yargılar, savunma hakkı tanır ve sonunda bağımsız mahkemelerin verdiği kararlara herkes uyar. Fakat örgüt öyle mi?Bir talimat, hemen halk mahkemesi yargılaması, derhal infaz.
Savunma mı?önce infaz, sonra savunma!
PKK’’nın şehir yapılanması olan KCK davasında, sanıklar Türkçe bildikleri, Emniyet ve Savcılıkta Türkçe savunma yaptıkları halde, mahkeme de ısrarla Kürtçe konuşmak istedikleri için yargılanmayı sabote edenlere ve bu sapık fikirlileri savunan sözde Kürt aydınlara ve Barzani beslemesi bölücü basındaki kalemlere bakıyorum, Apo’’nun söyledikleri hakkında hiç konuşmuyorlar. Ne oldu sizin demokrasi aşkınıza?Ne oldu savunduğunuz insan haklarına?Ne oldu sizin özgürlük anlayışınıza?Konuşamazsınız, eğer konuşursanız gideceğiniz yer halk mahkemesidir değil mi?Sizi gidi demokrasi sahtecileri ödlekler sizi’…

PKK terör örgütünün başı, İmralı cezaevinden verdiği emirle belediye başkanını istifaya zorlayabiliyor, sokakları kan gölüne çevirebiliyor. Ne kadar gelişmiş bir demokrasi değil mi?

Bekaa vadisinde yetişmiş militan eskisi Cengiz Çandar, ’“PKK’’yı hiçbir zaman terör örgütü olarak görmedim’” dedi. Merak ediyorum Cengiz Çandar, PKK terör örgütü değilse nedir?Manken ajansı mı?

Tüsiad Başkanı Ümit Boyner, terör örgütleriyle ilgili derin tecrübesine dayanarak çok önemli bir söz söylemişti; ’“PKK Terör örgütü, Türkiye’’deki demokrasi eksikliğinden doğmuştur.’”
Sayın Başkan nasıl bir demokrasi ister acaba?Apo’’nun uyguladığı gibi, halk mahkemelerinin olduğu, infazı bol bir demokrasi nasıl olur?

Apo’’nun bu son sözleri, Kürtçü-Bölücü takımının ve onları destekleyen zeka fukarası medyanın gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Bu Kürtçü-Bölücülerin istediği daha çok demokrasi, beraber yaşama, özgürlüklerin arttırılması değildir. Bunlar Türkiye’’yi bölmek ve Barzani eşkıyasının emrine girmek istiyorlar ve buldukları her fırsatta kan dökmeye ve silahlı isyana kalkışıyorlar. Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur.
Bölgede ki feodal yapıyı kullanarak, el altından destekleyerek ve bu sayede gariban Kürt kökenli vatandaşlarımızı bilerek cahil bırakıp, sömürü düzenini sürdürmek Kürtçü-Bölücülerin vazgeçemedikleri işleridir.

Olan zavallı süslü Osman’’a oldu. Apo bir fırça attı, Osman’’ın ağzı burnu yamuldu,bizim fiyakalı, süslü Osman birdenbire ’“Paçavra Osman’” oluverdi’…

Demokrat ve özgür bireyler olarak bu cennet vatanda, birlik ve beraberlik içinde kimsenin etnik kökenine-inancına bakmadan yaşamak ve Türkiye’’yi sevmek ne kadar güzel bir duygu Allahım. Bu güzel duyguyu bilmeyenlerin de en kısa zamanda öğrenmeleri-uyanmaları temennisiyle’…