İYİ Parti Lideri Akşener…

Bir ay önce söylediklerini önceki gün “su gibi” tekrar etti…

Kimsecikleri şaşırtmadı:

“İttifak siyasetini reddediyoruz… Önümüzdeki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarımızla hür ve müstakil siyasetimizle tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız…”

Eksik kalmasın diye…

En can alıcı bölümü sona bıraktı:

“Bundan sonra kimsenin günahına da sevabına da ortak değiliz…”

Neden böyle dedi, İYİ Parti’nin süvarisi?

Genel kanıya göre…

Eski ortağı, yuvarlak masa komşusu CHP’den yana ağzı yanmıştı…

Bu nedenle…

Şimdi yoğurdu üfleyerek kaşıklıyordu!

Başarır mı?

Bu sorunun cevabı yazının sonunda…

***

Aslında…

Günün sorusu şu:

“Millet İttifakı'nın her partisi altı ay sonraki yerel seçime (tek başına) katılırsa ne olur?”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun’a sordum…

Deneyimli hoca en “hassas” ayrıntıyı işaret etti:

“Eski ortakların her biri seçime tek başına girerse, seçmen illaki şunu sorucak? (14 Mayıs’tan bugüne ne değişti ki, hala oy vermeye değer olsunlar?) Biz de soralım; bu partilerin 14 Mayıs oy oranlarına bakın… Hatta iki, üç kez bakın(!) CHP hariç, diğerleri için harbiden iç açıcı bir tablodan söz edebilir miyiz?”

Ha’di; bi’adım daha ileri gidelim…

CHP ve İYİ Parti hariç…

Millet İttifakı’nın hangi paydaşı?

14 Mayıs’taki “gerçek” oyu ile…

81 kentin herhangi birinde belediye başkanlığı kazanabilir?

Doğruya doğru…

Zaten…

Tek başına seçime girseler rüyalarında görürlerdi…

Tombaladan çıkan 10’ar milletvekilini…

Bu kesin…

Tartışması bile olmaz…

***

Simülasyon yapılsa…

Millet İttifakı’nın ortakları arasında…

Türkiye’nin 922 ilçesinin olsa olsa ancak 3-4 tanesinde…

Sadece ve sadece…

İYİ Parti’nin belediye başkanlığı kazanacağı ortaya çıkar…

CHP hariç…

Diğerlerinin il, ilçe düzeyinde…

“14 Mayıs sonuçları”na bakarak…

Kazanma potansiyeli olan belediye başkanlığı “imkansız” gibi…

Diyeceksiniz ki…

“Seçime kafadan altı ay var; derenin altından çok su akar…”

Doğrudur…

Kuşkusuz, il düzeyinde olmasa da, ilçe ve beldeler arasında…

Eski Millet İttifakı partileri…

Sınırlı belediye başkanlığı kazanabilirler…

Ancak…

O belediye başkanı sayısı…

DEVA’yı… Demokrat Parti’yi… Saadet’i… Gelecek Partisi’ni…

Mutlu etmeye yeter mi?

***

O zaman şu soruyu soran milyonlara…

Nasıl cevap vermek gerekir?

“CHP tek başına seçim kazanabilir mi?”

Aslında gözden kaçtı…

Bu “hassas” soruya 20 gün önce…

Millet İttifakı ortaklık politikasına göre…

Her ortaktan daha fazla…

Tam 15 milletvekili devşiren…

Seçime girerken ortalama oyu %2’yi ancak yakalayan…

Kararsızlar çıkınca da…

O rakam bi’anda “%0.7”ye düşen…

DEVA Partisi’nin Genel Başkanı Ali Babacan…

Canlı yayında cevap verdi…

Vallahi, aynen şunları söyledi:

“CHP bunları niye taşıdı, CHP bunlarla niye beraber oldu, niye bu kadar milletvekili verdi; dediler… Böyle diyenlere soruyorum: CHP'nin kendi başına bugün herhangi bir seçime girip Türkiye genelinde, Türkiye'nin tümü için kazanması mümkün mü? Ya siz hayal mi görüyorsunuz? Bu ülke öyle bir ülke mi?”

Babacan böyle der de…

Diğerleri, ağızlarına kilit vurur mu?

Mesela…

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu yüreğinden geçeni söyledi:

“En son tercihim seçime CHP listelerinden girmekti…” 

Saadet’in kaptanı Temel Karamollaoğlu adeta fal açtı:

“CHP’nin aldığı yüzde 25 oyun en az yüzde 7 ya da 8’i CHP dışından gelmiştir…”

Ve, Meral Akşener kendini tuttu, sonunda içini boşalttı:

“CHP’den 15 milletvekilliği istedik; hayatımın en büyük pişmanlığıdır…”

Şimdi, bu takım…

Kalkıp, bi’daha o masaya otursa sizce neler olur?

***

Bitiriyoruz…

Günün modası gibi…

Seçmenin cevabını en çok merak ettiği soru şu:

“O gizemli işbirliğinin ortaya çıkmasından sonra CHP ve Zafer Partisi, yine, yeni, yeniden Millet İttifakı adı altında yerel seçim için yola devam eder mi?”

Bu soruyu da…

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun’a sordum…

Hoca’nın cevabı şöyle:

“Eski Millet İttifakı’nın CHP ve Zafer Partisi olarak yola devam etmesi hiç de kolay değil… Özellikle seçim sonrası CHP’ye yönelen iki partinin Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin gizemli işbirliği Alkıok’a gönül verenleri çok şaşırtmıştı… O günlerin yoğun tepkileri kurumsal işbirliğini mümkün kılmaz… Ancak Zafer Partisi içinde özellikle batı kentlerinde seküler, Atatürk milliyetçisi, genç seçmenlerin CHP adaylarına yönelme ihtimalini  göz ardı etmemek gerekir... Dolayısıyla, partilerin kurumsal işbirliği olmasa da, seçmen sandıkta sınırlı işbirliği yapabilir…”

Tamam ama…

Önümüzdeki yakın süreçte…

Ve de Kurultay gelip çattığında…

CHP’nin mevcut Genel Başkanı ve Çatı Katı değişirse…

Neler yaşanır neler!

Hiç düşündünüz mü?

Nokta…

Sonsöz: “Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur… Düşmem dersin, düşersin… Şaşmam dersin, şaşarsın…En garibi de budur ya; öldüm der durur, yine de yaşarsın… / Hz. Mevlana…”