Gecekondular şehri olarak anılan İzmir’de otoyol kenarında devasa bir gecekondu yükseliyor.

Bundan 3 hafta önce Karabağlar-Uzundere’de kaçak yapıldığı belirtilen kuran kursu binası yıkılmak istenmiş ve tarikat üyesi olduğu iddia edilen sakallı-sarıklı kişiler barikatlar kurarak yıkımı engellemeye çalışılmıştı.

Belediye tarafından yapılan açıklamada elinde delici-kesici malzemeler bulunan kişilerin bölgeden bertaraf edilmesi ve yıkımın güvenliğinin sağlanması konusunda emniyetten yardım istenmişse de emniyet birimleri olay yerine “ısrarla” gelmemişti.

Yıkım ise şimdilik ertelenmiş durumda…

Aradan 3 hafta geçti.

Sessizlik sürüyor.

Son gelişmeleri öğrenmek üzere Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay’a ulaşmak istesem de başkan olduktan sonra zaten kimse kendisine ulaşılamıyor. Hatta muhtarlar bile ulaşamıyor.

Eski başkan Muhittin Selvitopu bu kişileri tanımıyor.

Meclis üyeleri tanımıyor.

Mahallenin muhtarı tanımıyor.

Mahalledeki STK’lar tanımıyor.

Biz de gelişmeleri yerinde öğrenmek için editör arkadaşım Ozan Ekiz ile birlikte inşaatın yapıldığı ve ağırlıklı olarak alevi inancına sahip insanların yaşadığı küçük bir mahalle olan Uzundere’ye gittik.

Mahallelilerle yaptığımız görüşmede tarikat üyelerinin mahallenin içine girmediklerini, kendilerinden alış-veriş yapmadıklarını, bir temas durumunda ise saygısızlık görmediklerini söylüyorlar.

Ancak tedirginler…

İnşaat alanına gittiğimizde yol kenarlarında kepçeler hala bekliyordu. Bina ise alelade bir küçük kuran kursu binası değil, iki ana hattan oluşan bir kompleksi andırıyordu. İnşaat alanına girdiğimizde ise hummalı bir çalışma vardı. Artık binada son aşamaya gelinmiş, boya-badana işleri yapılıyordu. Bahçede ise ağaç ve çimleme çalışmalarına da başlanmıştı. Yani sanki yıkım yapılmayacakmış gibi hazırlık sürüyordu.

Takkeli, şalvarlı, sakallı iki kişi bizi karşıladı. Kendilerine meramımızı anlattık, yayınlanan haberler doğrultusunda kendilerine söz hakkı vermek istediğimizi söyledik. Sorumluları ile görüşeceklerini söyleyip yanımızdan ayrıldılar. Sonra kendilerinden olumsuz cevap alıp geri döndük.

Sus pus ortamda sorulması gereken bazı sorular var;

-Bu sakallılar kim? Hangi tarikata üyeler? Yoksa dini istismar eden bir terör örgütünün uzantısı mıdırlar?

-Koca arazide kaçak-ruhsatsız bir bina bu kadar kolay nasıl inşa edildi? Bu rahatlık nereden?

-Emniyet birimleri yıkım günü neden orada değildi? Hangi el emniyet birimlerinin yasaya uymasını engelledi?

-Karabağlar Belediyesi olay sonrasında neden sus pus?

-Bütün gün haber sitemizi takip edip gündem açmak için konu kovalayan milletvekilleri ve onların danışmanları soru önergesini geçtim olayın arka planı ile ilgili niçin bir açıklama dahi yayınlamadı?