“Birtakım romanları resimlemek, dünya edebiyatının bir geleneğidir ya, çağımız genellikle bu işi unutmuşa benziyor. Bu güzel gelenek sürdürülebilseydi edebiyat için de resim için de iyi olurdu. Kadim çağlardan bu yana, taa mağaralardan beriye, bu iki görkemli sanat birbirini tamamlamıştır. Birçok duvar resminin kaynakları eski destanlar, efsaneler, masallar, türkülerdir. Homeros’un İlyada’sı Odyseia’sı çağlar boyunca resimlere heykellere kaynaklık etmiştir. Çağımızda da yoğun olaraktan, bu iki sanatın birbirini desteklemesi iyi olurdu. Bence eski zamanlardan bu yana, bu iki sanatın birleşmesi, bütünleşmesi boşuna değildir. Sebebi de ortadadır ve açık seçiktir.”

Büyük usta Yaşar Kemal “Binbir Çiçekli Bahçe” de edebiyat ve resim sanatları arasındaki ilişkiyi işte böyle güzel anlatır.

Bu sabah bu yazıyı yazıyor, Yaşar Kemal’i bir kez daha sevgiyle anıyor olmamın nedeni bugün Eskişehir’de açılacak olan bir sergi.

8 Şubat’ta Saygun’da açıldığı andan itibaren adeta İzmir’in kültür yaşamını sallayan Dr. Figen Gürsoy’un “İnsan Dünyadır” isimli sergisi bu akşam saat 17’de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kent Müzeleri Kompleksi Sergi Salonu’nda açılıyor.

Dr. Figen Gürsoy’un bu büyük emeği Yaşar Kemal’in tüm kitaplarını yansıtıyor. Benzersiz bir seçki.

4 yıl süren çalışmalar sonucu Eskişehir’de de açılacak olan sergiyi Dr. Figen Gürsoy, Yaşar Kemal’in 101. yaşına, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılına ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e armağan ediyor. Sergi 22 Eylül’e kadar sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Biliyorum ki Eskişehirliler bu serginin hakkını vereceklerdir. Aslında açılışa ben de gidecektim ama çok yoğun programlarım engel oldu.

Dilerim Eskişehirli sanatseverler İzmir’de olduğu gibi Figen dostumuzdan sergilenen eserleri birebir dinleme fırsatı bulurlar.

Bu vesile ile Eskişehirlilerin büyük gururu, Yaşar Kemal’in ilham kaynaklarından biri olan Halk Ozanımız Yunus Emre’nin yer aldığı iki minyatürden fragmanları sanatçının izniyle bu yazıda kullanmak istiyorum.

Yaşar Kemal’den Gökyüzü Mavi Kaldı… “Kuş uçtu yuva kaldı / Gökyüzü mavi kaldı”

Sabahattin Eyüboğlu ve Yaşar Kemal ortak çalışması. Sabahattin Eyüboğlu Çatalhöyük duvar resimlerinin desenlerinin kilim desenlerine yansımasını araştırmış olduğundan dolayı çalışmanın sol üst kısmı Çatalhöyük Duvar Resimlerindeki desenlere sağ alt kısmı kilim desenlerine motiflerine ayrıldı. Tam ortada Sabahattin Eyüboğlu ve Yaşar Kemal var. Eyüboğlunun gri kaplı defteri bulutlar. Altta Yunus Emre’nin dergâha odun taşırken, derviş olup yürürken, mistik yönelişi ve şiirlerini yazışı. Üstte Dede Korkut, Karacaoğlan sazı ile, Hz. Ali, kılıcı ve 12 imamlar, Hac Bektaşi Veli, Hacivat- Karagöz ve metin içeriğinden 18000 dağ içeren dağ sembolü, üzerinde Elif  Harfi, selviler, gökkuşağından köprü, gölde balıkların dönüşü, binbir çiçek… Anadolu kültüründen yansımalar. Gökova da Sabahattin Eyüboğlu’nun bir taşa çimento döktürüp elinin izini çıkartacak oluşturduğu anıt.

Yaşar Kemal’den “Ustadır Arı”

Yaşar Kemal diyor ki: “Ben oldum olası insanların iyi niyetine inanmışımdır. Vatan ki hepimizin evidir. Bu evin içinde bulunan herkesin onu sevmesini isterim. Bütün insanların, hele bu topraklar üstünde yaşayan insanların kardeş olmalarını isterim. Bir kişi varsa ihanetine düşmüşse ve bu da ispat edilmişse gene bunu da o insanın ahmaklığına yorarım. Şu dünyada vatan haini insan görmek benim zoruma gider. İnsanlığımı yaralar.”            

Kitabın minyatür resminde bulunanlar; Arı peteği formundaki alanlar kullanılarak yapılan çalışmada; Ortadaki alanda kökleri Homeros ve Yunus Emre’ye dayalı Anadolu bahar çiçekleri ile bezeli. Bahar ağacının çevresinde Anadolu insanları mevcut. Anadolu’nun sağ alt köşesinden Fırat ve Dicle nehirleri arasından uzanan Bereketli Hilal içinden Mezopotamya topraklarında çivi yazısı ile Sümer, Babil, Asur yazılı tabletleri. Dış alanda kuşlar ve nazar boncuğu kilim deseni bezeli. Altta Arı.