Ne güzel bir yakarıştır; dillerden düşmez…

Duadan farksızdır; aslında kalplerin sesidir:

“Bana bir ev yap; yeter ki, iki yürek bir balkon olsun!”

Bu yazı…

Depremde hasar gören evlerinin yerine…

21 ay gibi kısa zaman diliminde...

Üstelik cebinden “1 kuruş” çıkmadan…

Yepyeni ve çok daha kaliteli yuvalara sahip olan…

İzmir Aliağalı 86 Aile’nin…

Torunlarına masal gibi anlatacakları…

Unutulmaz bir tapu töreninin…

Sevinç yumağı görüntülerinin kelimelere dökülmüş halidir…

Bir başka deyişle…

Büyük acıyla başlayan…

Sevinç gözyaşlarıyla noktalanan bir

Bir belediyecilik zaferi olarak…

İzmir’in kent tarihinde yerini alacaktır; bu kesin…

***

Her şey…

2020 yılının 30 Ekim’inde İzmir Bayraklı’yı vuran…

6,6 şiddetindeki depremin yarattığı büyük acıyla başladı…

O uğursuz deprem…

Aliağa Atatürk Mahallesi’ndeki…

Ünlü “Sarı Konutlar”ı da oturulmaz hale getirmişti…

Hem ağır hem orta hasarlı binalar vardı…

Hasarlı konutlar yaklaşık yarım asırlıktı…

Artık o evlerde yaşamanın risk olduğunu çocuklar bile bilirdi…

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın…

Bir dakika bile kaybetmeye tahammülü yoktu…

Talimatını verdi:

“Sarı Konutlar, yeniden doğacak!”

…Ve, Aliağa’da tarihinin önem büyük…

Yerinde kentsel dönüşüm projesi işte böyle start aldı…

***

Yeniden doğmaya hazırlanan…

Kuzey’in yıldızı Aliağa’daki “Sarı Evler” projesinin…

En güzel yanı…

Neydi biliyor musunuz?

“Daire sahibi vatandaşın cebinden kuruş çıkmayacaktı… Katkı payı filan da ödemeyecekti…”

Yalnız vatandaşın mı?

Aliağa Belediyesi de elini cebine atmayacaktı!

Aliağa’nın genç Reisi Serkan Acar…

Öyle güzel bir proje modeli oluşturmuş ki…
İnşaat diliyle…

Yarım asır önce

“Zemin artı dört kat” olarak karşımızda duran “Sarı Konutlar”da…

Dükkanlar yaratıldı…

Ve zemindeki dükkanlar müteahhitlerin öz kaynağı oldu…

Böylece gıcır konutlar için…

Ne belediye…
Ne vatandaş elini cebine atmadı…

Hatırlatmakta yarar var:

İnşaatlar devam ederken…

Kiraya çıkan Konut sahipleri Devlet Baba’nın belirlediği…

Kira yardımlarından 18 ay boyunca yararlandılar…

***

Önceki gün…

Aliağa Belediyesi’nin meclis salonunda…

Adeta bir “duygu seli” yaşandı…

Yarım asırlık “Sarı Konutlar”ın yerine yükselen…

Yepyeni 60 dairenin…

Gıcır gıcır tapuları ve anahtarları sahiplerine teslim ediliyordu…

Aslında…

Salonun en mutlusu…

10 yıldır Aliağa’yı yöneten Serkan Acar’dı…

Söz vermişti ve…

İşte sözünü yerine getiriyordu…

Tüm belediyelere örnek olacak bir sosyal projeyi tamamlamıştı…

Her blokta 16 daire olmak üzere…

Altı blokta toplam 96 dairenin anahtarlarını…

Sahiplerine gururla uzatırken…

21 ay önce yine aynı salonda…

Yuvaları ağır hasar gören hemşehrilerine şöyle seslenmişti:

“Hiç endişelenmeyin… Depremde ağır hasar gören dairelerinizi yıkıp, aynı yerde kentsel dönüşümle size iki yıl bile dolmadan yeni dairelerinizi teslim edeceğiz…”

Genç başkanın projesi…

Sadece bir ay rötar yapmıştı…

O’ssun varsın…

O kadar kusur kadı kızında da olur dememiş mi, atalarımız?

***

Bitiriyoruz…

Her belediye başkanı…

Taaa, Osmanlı’dan bu yana “Şehremini” olarak anılır…

Tam karşılığı…

“Kentin emin (güvenilir / inanılır) kişisi”dir…

Nitekim…

İzmir Karşıyaka’da doğup, büyüyen…

Hukuk eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tamamlayan…

Ender takdim edilen “Çevre Ödülü” ile taçlanmış…

47 yaşındaki…

Aliağa’nın Reisi Serkan Acar’ın…

10 yıldır yönettiği kentinde hayata geçirdiği…

“Yerinde Kentsel Dönüşüm” modeli…

Aslında…

Ekonomik zorluklar nedeniyle…

Her dakika “Acaba başıma mı yıkılacak?” korkusuyla yaşayan…

Bu güzel ülkenin vatandaşları için…

Benzersiz bir “umut ışığı” olarak…

Kent tarihinde yerine alacak…

Sahi…

Aliağa'da başarıldıysa…

Türkiye'de neden başarılmasın?

Nokta…

Hamiş 1: Bırakın geçmişteki günleri; bugün bile Türkiye'nin birçok yerinde bu tür projelerde hak sahiplerinden ek ücretler, katkı payları gibi bütçeleri darmadağın eden paralar isteniyor…

Hamiş 2: Aliağa’daki yeniden doğumu kutlanan “Sarı Konutlar”ın her birinin bugünkü piyasa değerinin en az “3 milyon TL.” olduğu ifade ediliyor…

Sonsöz: “Bir evin güzelliği uyumdur… Bir evin sürekliliği bağlılıktır… Bir evin sevinci sevgidir… Bir evin zenginliği çocuktur… Bir evin yasası hizmettir… Bir evin refahı mutlu olan kalplerdir… / Henry Taylor – Sanatçı…”