Dilimde tüy bitse de bütün kötülüklerin anasının 'kağıt para' olduğunu söylemeye devam edeceğim.

Derdimi anlatamadığımı söyleyemem; anlattım. Fikrimi bayağı geniş bir kitleye de ulaştırabildim.

Tam anlatır gibi oldum derken, konunun uzmanları sözümü bitirmeme izin vermeden 'Ne yapmaya çalışıyorsun…' türü tepkiler gösterdi.

Yirmi iki yıldır anlattığım, yeri geldiğinde de yazdığım 'elektronik' para, bir türlü ülke gündemine giremedi.

İşlenen suçların %95'i kağıt parayla ilgili iken neden derin bir sessizlik var. Bunu anlamak zor.

Suçun her türlüsüyle mücadele eden etkili ve yetki kişiler, kağıt paranın dışında her yolu deniyor. Bir iyileşme olmadığı gibi sonuçlar her geçen gün daha da kötüleşiyor.

Çünkü suç ve suçlu sayısında azalma yok ayrıca suçun daha yüce makamlara taşındığı da ayrı bir gerçek.

Bir kez daha haykırarak seslenmek istiyorum,

-Ey etkili ve yetkili kişi! Ey suç cennetinin zebanileri! Yaptığınızı beğeniyor musunuz?

Dinini, imanının, vatanını, milletini, namusunu, karakterini satanlar…

Bütün kutsallarını üç kuruşa pazarlayanlar…

Eskiden beri bu işler böyle, düzeleceği yok, deyip tez elden suça dalanlar…

Allah'tan korkmadığınızı ve kullarından da hiç utanmadığınızı biliyorum!

Şunun da farkındayım:

Allah'ın yasaklamasının önleyici bir tarafı yok! Bunu da görüyorum. Kimsenin eli kesilmediğine göre bir yerlerde büyük yanlışlar yapılıyor da bizim mi haberimiz olmuyor?

Bunu neden gündeme taşıyan yok!

***

En iyisi ceza kanununu yeniden yazıp girişine

'Hırsızlık suç değildir',

'Zina çok zevklidir',

'Vatana ihanet suç değildir, mümkün de değildir'… yazmak en iyisi.

Yanılıyor muyum?