Usta:
Bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bunları mal ve hizmet üretiminde, iş hayatınca kabul edilebilecek standartlarda uygulayabilen; Üretimi planlayabilen, üretim sırasında karşılaşılabilecek problemleri çözümleyebilen, düşüncelerini yazılı, sözlü ve resim ile açıklayabilen, üretim ile pratik hesaplamaları yapabilen kişiye 'Usta' denir…
Bu özelliklere sahip kişiler, gerekli sınavlardan geçtikten sonra, Türkiye'de Mesleki Eğitim Merkezleri tarafından verilen 'Ustalık Belgesi' alabilirler…
Başbakan Erdoğan, ilk dönemini çıraklık dönemi, ikinci dönemini kalfalık dönemi, 2011 Haziran seçimleri sonrası başlayan üçüncü dönemi ise ustalık dönemi diye ilan etti.
Koskoca Başbakan elbette ki doğru söylüyordur, bir usta'da olması gereken özelliklere sahiptir ve 'Ustalık Belgesi' almıştır. Biliyorsunuz, ustalık belgesi olmayan kişi, bir berber dükkanı bile açamaz. Hoş Türkiye gariplikler ülkesi gibidir. Ehliyetiniz yoksa araba kullanamazsınız ama, hiç ehliyetiniz olmasa, yeteneksiz biri olsanız bile ülkeyi yönetmeye talip olabilirsiniz!.. Biraz karizma, biraz kabadayılık, reklam uzmanlarının elinize verdiği birkaç söz, hele kolay kazanılmış milyonlarınız varsa seçim de garanti gibidir. Çünkü bizim milletimizin 'Sevme ve Oy Verme' ortalaması Kibariye'ninki ile eşdeğerdir…
Hatırlarsınız, AKP 'Sosyal Yardımlaşma Fonunu' kullanarak 'Roman Açılımı' yapmıştı. O toplantıya katılan Kiboş'a, gazeteciler soruyordu;
'Kibariye Hanım, Açılım hakkında ne düşünüyorsunuz?.'
Cevap; 'Ne bileyim anacım be, ben seviyom bu adamı'
Gazeteci; 'Başbakanı niçin seviyorsunuz, açılımdan dolayı mı?.'
Cevap; 'Anlamam açılımdan ben be, ben bu adamı seviyom işte. Niçin seviyom, onu bende bilmiyom..'
İşte bu kadar, kadın seviyor kardeşim, ne sorup duruyorsun?.. Biz sevdik mi, tam severiz.
Ben Kiboş'un sesini severim ama, onun gibi körü körüne bağlanamam. Şükür ki aklım var, incelerim, bakarım, araştırırım ona göre karar veririm. Başbakan Erdoğan'ın kendi kendini 'Usta' ilan etmesi beni ilgilendirmez. Hak etmiş mi, etmemiş mi ona bakarım….
Başbakan Erdoğan ve AKP 10 yıldır Türkiye'yi yönetiyorlar. Rakamlara bakalım mı?
*80 yılda tüm hükümetlerin yaptığı borç tutarı: 242,7 Milyar Lira,
- 8 yılda AKP Hükümetlerinin yaptığı borç tutarı: 253,2 Milyar Lira.
*80 yılda tüm hükümetlerin ödediği faiz tutarı: 135 Milyar Lira,
- 8 yılda AKP Hükümetlerinin ödediği faiz tutarı:408 Milyar Lira.
*80 yılda tüm hükümetlerin yarattığı Dış Ticaret Açığı: 246 Milyar Dolar,
- 8 yılda AKP Hükümetlerinin yarattığı Dış Ticaret Açığı:440 Milyar Dolar.
*Protesto edilen senetlerin tutarı AKP döneminde 7 kat arttı.
*Vatandaşların bankalara borcu 30 kat arttı.
*Yıllık icra dosya sayısı 18 Milyonu buldu.
*AKP döneminde ekmek fiyatı yüzde 110,9 oranında arttı.
*Benzin fiyatı, dolar bazında yüzde 150 zamlandı.
*2002 yılında tüm cezaevlerinde yaklaşık 60 bin kişi vardı. 2010 sonunda ise bu sayı 123 bin'e ulaştı.
*Türkiye 2011 yılının yani bu yılın ilk altı ayında 65 Milyar Dolarlık ihracat, 119 Milyar Dolarlık ithalat yaptı. Biz yıllardır bunu işaret edip, uyarı görevimizi yapmıştık. Bize verilen cevap ise; 'Cari Açık sorun değildir. Yapılan ithalatın %80 inin 'hammadde' alımı olduğunu söylediler. Hesap bilmezliğin bundan güzel örneği olamaz. 119 Milyar Doların % 80 i 95 Milyar Dolar eder. Bu durumda AKP, 65 Milyar Dolar mal satmak için, 95 Milyar Dolarlık mal alıyor. Türkiye ekonomisi, AKP sayesinde ticaret yaptıkça batıyor…
Bu rakamların hepsi gerçek, doğru ve kontrol edilmiş rakamlardır. Bu rakamlara bakıp, çıraklık ve kalfalık döneminin iyi geçtiğini söyleyebilmek için, insanın hiç hesap bilmemesi gerekir. Acemilik dönemi böyle olunca da, ustalık döneminin insanı korkutması çok doğal…
Ekonomi hem insanlar için,hem de devletler için elbette ki çok önemlidir. Fakat son çeyrek asırda, ekonomi emperyalist devletler tarafından en önemli bir 'Silah' olarak kullanılmaktadır. Beni esas korkutan budur. AKP Hükümeti tam bir 'Cahil Cesaretiyle' 80 yılda borçlandığımızdan fazla borçlanmış, 80 yılda ödediğimiz borç faizinin üç katını, 8 yılda Uluslararası tefecilere ve para baronlarına ödemiştir. Üstelik 80 yıllık Cumhuriyetin yarattığı tüm eserleri yok pahasına satarak…
Bu durum böyle gitmez. AKP bu ekonomik tablo karşısında daha çok taviz vermeye zorlanacaktır. Başbakan Erdoğan, bu tavizleri kendi ailesinden veya kendi cebinden verse mesele yok. Ama olan yine bu gariban Türk Milletine olacak. Bu Uluslararası Tefeciler asla doymak bilmez. Sizi kullanırlar. Çok isterlerse sizi, Suriye olayında olduğu gibi, ya 'Postacı' yaparlar ya da 'Tetikçi'…
Tüm bu gerekçelerime dayanarak ben, Başbakan'ın ustalık belgesinin 'Sahte' olduğunu iddia ediyorum. Talebim; Kibariye+Balık Ayhan+ Hakan Şükür gibi konularında 'Usta' olmuş üç kişilik komisyonun, Başbakan'ın ustalık belgesini inceleyip, gerçeği kamuoyuna açıklamalarıdır.
Sizce de uygun mu? Uygunsa tamam. Bir de ustaya soralım;
Eee usta, sen ne diyorsun bu hususta?...