Dünkü, ’“Türk kadınının yeni temsilcisi Emine Hanım’” başlıklı yazımız tahminimizin üzerinde ilgi gördü.’¶ Çok sayıda kadın kuruluşu sözbirliği etmişçesine, ’“Hanımefendi bizim değil, Suudi diktatörlerinin, İslam dinimizi yozlaştırmak ve saltanatlarını sürdürmek için yarattıkları VAHABİLİĞİN temsilcisi olabilir’” şeklinde mesajlar gönderdiler.
Ben tabii ki bu görüşlere katılmıyorum. Arap ülkelerinin liderlerinin eşlerinin fotoğraflarına bakıyorum, her biri Avrupa’’nın en ünlü moda dergilerinin içinden fırlamış birer manken gibiler. Hanımefendiye hiç benzemiyorlar. Suudi diktatörlerinin eşlerinin fotoğraflarını ise görmek kimseye kısmet olmadı. Mübareklerin varlığı bile belli değil. Görmediğimiz kadınlara nasıl benzetiyorlar, anlamak mümkün değil!!!
Bu konu tartışıla dursun, ideal Türk erkeği adayıma kimse laf edemeyecek. İdeal Türk erkeğinin en önemli vasıflarından bazıları; DÜRÜSTLÜK, AHDE VEFA, MERTLİK, YARDIMSEVERLİK ve CESARET değil midir?Evet. O zaman size yukarıdaki şartlara uyan adayımı takdim ediyorum: Adayım SİNAN AYGÜN.
Gerekçelerimi açıklıyorum ve oylarınızı bekliyorum;
Biliyorsunuz çok yakın zamana kadar, Sinan Bey AKP iktidarını yerden yere vuruyordu. Kamuoyuna sunduğu, özellikle ekonomik içerikli ve belgeye dayalı eleştirileri hükümeti çok rahatsız ediyordu. Sinan Bey, devamlı jöleli ve kapkara saçlarıyla, bir o televizyona, bir diğerine koşup duruyordu. Fatihin fedaisi Kara Murat gibi, Türk Milletinin Cengaveri Kara Sinan AKP ile savaşıyordu’…
Bir gün Sinan Beyi, Ergenekoncu diye gözaltına aldılar. Doğal olarak, Tayyip Bey’’in haberi olmadan yapılan bu tutuklama üzerine, Sinan Bey’’in gayrimenkul işinden kankaları R.Hisarcıklıoğlu, İ.Melih Gökçek ve Zafer Çağlayan araya girdiler ve onbeş gün içinde Sinan Bey tesadüfen tahliye oldu!!!
Olmasına oldu ama, sesini duyamaz olduk. Üşüttü, ses telleri bozuldu dedik, biraz daha bekledik, ara ki bulasın. Taştan ses gelir, Sinan Bey’’den tık yok. Bu arada, el konulan ve evinde hobi olsun diye bulundurduğu 2,5 Milyon Euro’’nun akıbetini hala öğrenemedik.
İşte ilk notumu o zaman verdim; Sinan Bey’’de MERTLİK ve CESARET vardı, bu olaylar karşısında sesi bile çıkmamıştı. YARDIMSEVERLİK konusuna gelince, Sinan Bey nakit paraya sıkışan kişilere, yardım olsun diye ’“al kardeşim, ne zaman elin bollaşırsa ödersin,faiz maiz istemez’” dermiş. Ankara’’da hep bu konuşulur. Tabii her yiğidi çekemeyenler olduğu gibi, Sinan Bey için de bir sürü Kara Kalpli adamlar dedikodu üretmişler; Yok efendim, dayısına borç vermiş te, alamayınca özbeöz dayısı bacağını kurşunun gidiş istikametine uzatmış, yaralanmış ta, filan falan bir sürü safsata işte!!!
AHDE VEFA ve DÜRÜSTLÜK konusundaki yaptıklarını öğrenince, benim ne derece doğru bir seçim yaptığıma siz de katılacaksınız. Tayyip Bey’’in, Türkiye’’yi ’“Tek Adam Diktasına’” götürecek Anayasa değişikliklerinin 1.Turunu bıçak sırtında geçirdiğini biliyorsunuz. Sinan Bey burada da Tayyip Bey’’e verdiği sözünü tuttu ve yerini sağlamlaştırdı. Rahmetli Ecevit’’in koruma müdürlüğünü yapıp milletvekilliğine atlayan Recai Birgün ve Doktorluktan milletvekilliğine geçen Mücahit Pehlivan, DSP’’den istifa edip bağımsız kaldılar.
Bu iki milletvekili Ecevit’’i kabrinde ters döndürecek bir uygulamayla, oylamalara girip AKP ile beraber oy kullanmışlar. Olamaz demeyin olmuş, olmuş. İşin arkasını araştırdık, bakın neler çıktı.
Recai BİRGÜN ve Sinan AYGÜN amca çocukları. Ailenin büyükleri bir para meselesinden dolayı kavga etmişler, kardeşlerden biri AYGÜN olmuş, diğeri BİRGÜN.
Mücahit Pehlivan’’ın eski hanımı ise, Sinan Aygün’’ün baldızı. Hala çok samimiler ve devamlı görüşüyorlar.
Şimdi anladınız mı, neden Sinan Aygün’’ü Türk Erkeğinin Temsilcisi adayı seçtim. Kimde var böyle hepsi bir arada DÜRÜSTLÜK, AHDE VEFA, MERTLİK, YARDIMSEVERLİK VE CESARET?
Eğer bu adayımı da beğenmezseniz, size Aydın Doğan’’ın bahçesinde yetişmiş F Tipi bir SARIGÜL veririm, işte o zaman görürsünüz gününüzü.
Tüm çalışanların bayramını kutlarım.