En son ne zaman kahkaha attınız?

Boşverin kahkahayı…

En son ne zaman gülümsediniz?

Sanki…

Birileri bize milletçe 'Somurtmak size yakışıyor' demiş…

Biz de bunu 'hayat düsturu' olarak kabul etmişiz…

Tire'ye giderken bir köy kahvesinde mola verdim…

Televizyon açık…

Bi'masada pişti oynayanlar var…

Diğerleri…

Hayal dünyasının deryasına dalmış, gözler sabit bi'noktada…

Dalgın oturuyorlar…

Acaba…

Bize küçükken 'kahkaha atmak ayıp' filan diye…

Tembih ettikleri için mi biz böyleyiz?

***

Kafelerde bile…

Oğlan kızı kapmış…

Birbirlerine kuş diliyle aşklarını fısıldayacakları yerde…

İkisi de akıllı telefonları ile oynuyorlar…

Bırakın sesli gülümsemeyi…

Birbirleriyle konuşmayı bile unutmuşlar!

***

Birleşmiş Milletler, üşünmemiş…

'Dünya Mutluluk Raporu' hazırlamış…

155 ülke arasında…

Gülümsemeyi unutan Türkiye…

70'inci sırada…

Neden biz bu hale geldik?

1950'lerden bu yana…

Öztürk Serengil'ler… Suphi Kaner'ler… Müjdat Gezenler… Adile Naşit'ler… Cilalı İbo'lar… Kemal Sunal'lar… Zeki Alaysa-Metin Akpınarlar… Nejat Uygurlar… Şener Şen'ler…

Geldi geçti, kayboldu…

Biz de gülmeyi unuttuk…

'Bugün de sağlam komedyenlerimiz' var ama…

Az buçuk kahkaha sinema salonlarında başlıyor ve bitiyor…

***

Köylü eskisi gibi ektiği-biçtiği ile…

Kendi karnını doyuramıyor, mutsuz…

Kente göç ediyor, daha mutsuz…

***

40 yıldır terörle baş etmeye çalışıyoruz…

Hala şehit cenazeleri geliyor, acılar tavan yapıyor!

***

Eskiden yolda giden biri düşünce gülerdik…

Şimdi yürüyen merdiven adam yutuyor, kafayı kırıyoruz!

***

Pastaneden mutlu çıkıyorsunuz…

Bir kör kurşun geliyor hayatınız kararıyor…

***

Kaldırımda yürürken kafanıza mermer düşüyor, ölüyorsunuz…

***

Öğretmen çocuğunuza 'falanca kitap alınacak' diyor…

Yavrum, 'Babamın parası yok' diyemiyor, kahroluyorsunuz…

***

Koca otobüs durağa dalıyor; beş kişi ölüyor…

'Kader…' deyip, geçiyoruz…

***

Soma'da 301 madenciyi şehit verdik…

Dört yıl oldu hala mahkemesi hale devam ediyor…

***

Dolar ve Euro uçuyor…

Canım Türk Lirası, daha cebinizden çıkarmadan eriyor…

***

Her yıl sayıları, 200-300 bin artan genç işsizlerin, umutsuzların, iş aramayı bırakanların evinde kim gülümseyebilir ki?

***

İnsan merak ediyor…

Bunca hayatı zehir eden…

Türkiye gibi…

Koca bir ülkeye gülmeyi bile unutturan hadiseler zinciri…

Norveç, Danimarka ve İzlanda gibi…

Hep 'en mutlu ülkeler listesi'nin zirvesinde oturanların…

Başına gelmiyor mu?

Gelmiyor cancağızım, gelmiyor…

Gelse bile binde bir geliyor…

***

Bırakın gülümsemeyi, birbirimizden korkar gale geldik…

Rahat bir güne uyanamıyoruz…

Bitmeyen yaslar yüzünden gülemiyoruz…

***

Çok mu şanssız bir milletiz?

Ne ailemizle diyalog kurabiliyoruz…

Ne eşimizle ne de sevgilimizle…

Hep kafamızda bi'şiler kuruyoruz…

Karşımızdakini bırak, kendimize saygımız kalmadı…

Kavgalarımız da…

Aşklarımız da hep uçlarda…

Hayatı hep ıskalayan bir milletin…

Gülmeyi unutması doğal değil mi?

'Kötülükten bile iyilik çıkaralım, insanları sevelim…'

Diye içinizden geçiriyorsunuz…

Kazığın Allah'ını yiyorsunuz…

***

Ama…

'Yok ben mutlu olacağım, etrafıma gülümseyeceğim, yeni insanlar tanıyacağım… Bu dünyaya bi'kez geliyorum… Oturup dizimi mi döveceğim? Zorlukları arkamda bırakacağım…'

Diyenler varsa aramızda…

Bari onları bulalım, birlikte gülelim…

Mutlu olmaya çalışalım…

Hani nerede?

Sonsöz: RTÜK'ün yerinde olsam, TV'lerde 'beleş' kamu spotu kullanmak yerine her hafta zorunlu bir 'Kemal Sunal Filmi' gösterilmesini sağlarım… Belki, iki saatliğine dertlerimizi unutur; ucundan acıcık güleriz!