Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, muhabirimiz Diren Çelik’in sorularını yanıtladı.

İzmir'de genç iş insanlarını bir araya getirerek projeler üreten ve kentte yatırım sinerjisi yaratan Ege Genç İş İnsanları Derneği'nin (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Türk ekonomisindeki bir yılı, 2023 yılı beklentilerini ve derneğin kent genelindeki yatırımlara etkisini anlattı.

Başkan Yelkenbiçer'in ekonomi için reçetesi ise kaynakların doğru kullanımı konusu… Ekonomide yaşanan dijital dönüşümün ekolojik bir dönüşüm ile sağlanması gerektiğini belirten Yelkenbiçer'in ise ülkeyi yönetenlere bir çağrısı var:

'Bizim artık binalara, otoyollara ihtiyacımız yok. Bizim AR-GE'ye, yüksek teknolojiye, katma değerli ürünlere, bilime ve inovasyona ve eğitime kaynaklarımızı aktarmamız gerekiyor'

-Geçtiğimiz ay, EGİAD 17. Dönem Başkanlığı için yeniden adaylığınızı açıkladınız. 16. Dönem sizin açınızdan nasıl geçti?

Zor bir dönemde, pandeminin ortasında başladık. Mart 2021 yılında, bilinmezliklerin çok olduğu ve önümüzü de göremediğimiz bir ortam vardı. Neredeyse Haziran ayına kadar her şeyi çevrimiçi gerçekleştirdik. Haziran aylarında bir açılma olunca biraz daha sosyal birliktelik faaliyetleri yaptık. Daha sonra yıl sonuna kadar zoom toplantılarıyla planladığımız projeleri gerçekleştirmeye çalıştık. Bizim gibi sivil toplum örgütlerinin birbirlerine temas ederek üyelerinin bir arada kaynaşmasıyla projeler gelişiyor. Bu yüzden ilk senemiz biraz zor oldu. Ardından 2022 başından itibaren de ivmelenerek pandemide kaybettiğimiz zamanı hızlıca kapatarak devam ettik. 2022 çok yoğun geçti, durmadan ürettik. Planladığımız projelerin neredeyse tamamını gerçekleştirdik. Özellikle sürdürülebilirlik konusunda bir farkındalık yaratalım istiyorduk ve yarattık. Aynı zamanda kamuoyu da oluşturduk. Öte taraftan pandemide her dernek gibi burası da bir sekteye uğramıştı, onu geri kazandık. O açıdan da mutluyum. Bunların yanı sıra, bizim her zaman, döneme başlarken 'yeni kuşağı EGİAD'a çekebilir miyiz?' diye kaygımız oldu. Çünkü Z kuşağının alışkanlıkları çok farklı. Burası onlar için cazip bir yer olmayabilir. Onların alışkanlıklarından farklı bir yer de olabilir gibi düşünüyorduk. Fakat geriye dönüp baktığımızda bu yeni kuşaktan yaklaşık 75 yeni arkadaşımızın derneğimize katılması da yaptığımız işlerin iyi taraftan bir sonucu olarak da görebiliyoruz. O açıdan, hedeflediğimiz birçok şeyi başardığımızı düşünüyorum.

'ACİL EYLEM BEKLEYEN KONULAR VAR'

-Yeni dönem hedefleriniz nelerdir?

Yeni dönem hedefimiz EGİAD'ın geleceğini oluşturmak. EGİAD neden hep her zaman öncü bir dernek oldu? İçerideki nitelikli insan kaynaklarıyla çok fazla alanda farklı iş yapma kapasitesi sayesinde oldu. Yaklaşık 75 yeni ve nitelikli üyemizi içeri çekme fırsatı bulduk. Sosyal olarak hepsi entegre oldular, yaptığımız sosyal birlikteliklerde arkadaşlıklar ediniyorlar. Bu dönem derneğimizin mevcut üyeleriyle yeni üyelerimizi bütünleştirmemiz gerekiyor. Derneğe ait niyetlerinin hem idari olarak da birlikteliklerin artması gerekiyor. Dolayısıyla birinci hedefimize bütünleştirmeye koyduk. Yeni kuşağın dinamizmiyle yaratacağı yeni projeler bizim köprü projelerimizle de bunların bütünleşmesi, yeni üyelerimizin de fahri üyelerimizin de eski üyelerimizin de bütünleşmesi. Bunun sonucunda derneği büyütmek. Dolayısıyla bu dönemki görevimiz biraz daha mentorluk olacak. Çalışmaya hevesli arkadaşlarımızın önünü açmak, onlara dernek için liderlik mekanizmalarını çalıştırmak ve onlara yol göstermek.

Diğer yandan da iklim krizi gibi acil eylem bekleyen konular var, bu konuda iş dünyasında atılması gereken birçok adım var. Bu konunun da takipçisi olmaya devam edeceğiz. Dijitalleşme konusunda çağın gereği olarak projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Dönem temamız derneğimizi, farklı paydaşlarımızla da bütünleştirerek hem ticari anlamda hem idari anlamda derneğimizi, üyelerimizi geliştirmek üzerine yani bütünleştirme, büyütme üzerine olacak.

'ACI BEDELLER ÖDÜYORUZ'

-Adaylığınızı açıklarken ekonomi ile ekolojinin uyumuna dikkat çekmiştiniz ve bu durum iş dünyası tarafından da oldukça dillendiriliyor. Ekonomide, bizleri nasıl bir dönüşüm bekliyor?

Yıllardan beri kapitalist düzenin yarattığı ölçek ekonomisi sonucunda sanki sınırsız kaynak, sınırsız zaman, sınırsız para varmış gibi hareket edildi. Kapitalist düzen böyle kuruldu. Ama sınırsız kaynağımız maalesef yok. Dolayısıyla bunun değişmesi gerekiyor ve bugüne kadarki üretim alışkanlıklarımız, tüketim alışkanlığının tamamen değişmesi gerektiği bir döneme giriyoruz. Bunu bireysel hayatımızda da görebiliyoruz, orman yangınlarıyla, sellerle acı bedeller ödeyerek görüyoruz. İş dünyasının artık çok acil adımlar atması gerekiyor. Üretim ve tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi gerekiyor. Dijitalleşme, büyük kaynakları verimli kullanmak için önemli bir fırsat.

Bizi 3 dönüşüm bekliyor; Birincisi yeşil dönüşüm, diğeri dijital dönüşüm ve bunun sonucunda da toplumsal dönüşüm. Bunların yanında toplumsal dönüşüme de dikkat çekmek istiyorum. Sanayimizi bekleyen iki tane acil konu var. Bunlar, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ve sınırda karbon düzenlemesi. Ticaretimizin devamlılığı için uluslararası alanda rekabetçi avantajımızı kazanmak için düzenlememiz gereken konular bunlar.

Bizim gelecek kuşaklardan borç almadan hayatımızı devam ettirmemiz gerekiyor. Başka bir dünya varmışçasına tüketim alışkanlıklarımız var. Dolayısıyla, toplumda bu zihin değişikliği de olması gerekiyor. Bu 3 değişimin takipçisi, öncüsü olmak telaşındayız.

'GÜVEN ORTAMI YOK'

-Pandemi, Ukrayna- Rus savaşı ve Türk ekonomisinde yaşanan olumsuzluklar sizleri ve üyelerinizi nasıl etkiledi?

Oradaki inşaat işlerini ya da enerji işlerinde çalışan belki birkaç üyemiz vardır, o açıdan üyelerimizi birebir etkilediğini söyleyemem ama birebir aslında birçok alanda da etkiledi. Zaten bizim ekonomimizin inişli çıkışlı olduğu yerde bir de uluslararası bir karışıklık durumu oldu. Karadeniz'e komşuyuz ve oralarda savaş varken bizler de her zaman tehdit altındayız ve uzun vadeli plan yapamıyoruz çünkü bir güven ortamı yok.

Öte taraftan tabii ki enerji, genel emtia, ham madde ve gıda fiyatlarında yüksek bir artış oldu. Bizim zaten enflasyonist ortamımızı doğrudan tetikledi. Birebir olarak ülke ekonomisine nasıl bir şekilde olumsuzluk varsa bizim üyelerimize ve İzmir'e de aynı şekilde olumsuzluk bıraktığını söyleyebilirim.

'VERGİ YÜKÜNÜN DÜZENLENMESİ GEREKİYOR'

-Yakın dönemde asgari ücret yeniden zamlandı. İşçi maliyetlerinde artışlar olacak. Size göre bu konuda hükümet işverenlere ne tür destekler vermeli?

Yapılan zamlara sadece işçi maliyeti olarak da bakmıyoruz. Bizim çalışanlarımızı enflasyon karşısında ezdirmememiz gerekiyor. Bu dünyada, ülkemizde yaşayan her insanın onurlu bir şekilde yaşaması için enflasyon karşısında işverenleri tarafından korunması gerekiyor. Dolayısıyla bu 54.5'lik orandaki zammı olumlu bulduğumu söyleyebilirim ama işveren tarafından bakılırsa istihdamı korumak gerçekten çok zorlaştı. İşveren kayıt dışı olarak da işçi çalıştırabilir. Bunun önüne geçilmesi için kesinlikle büyük teşvikler sağlanması gerekiyor. Vergi yükünün düzenlenmesi gerekiyor. Kayıt dışının önüne geçilmesi ve istihdamı korumak amaçlı düzenlemeler şart. Bunların hepsi enflasyon üzerinden düzenleme ve asgari ücret düzenlemesi de enflasyon için yapılıyor. Ama biz enflasyona karşı doğru enstrümanlarla mücadele edemezsek bu asgari ücretin uzun vadede hiçbir etkisi olmadığını göreceğiz. Çünkü asgari ücretin artışı, yiyeceğimiz yemekte, gıdada bir artış olarak bizlere geri gelecek ya da belki sanayide bir başka maliyet kalemlerinde… Bu sebeple asgari ücretin arttırılmaması için enflasyonla doğru mücadele edilmesi gerekiyor. Asgari ücrete ara zammın gelmesini bekliyorum çünkü bir seçim ekonomisine giriyoruz. Seçim ekonomisi bazı şeyleri toz pembe gösterecek, paralar bollaşacak ama uzun vadeli bir ekonomik plana ihtiyacımız var. Normalde herkesin inandığı bildiği bir ekonomi politikasıyla, doğru enstrümanlarla müdahale ederek değil, paraya müdahale ederek sermaye müdahaleleriyle sanayiciyi işvereni sıkarak değil. Doğru gerçekçi politikalarla enflasyonla mücadele etmemiz gerekiyor.

GİRİŞİM SERMAYESİ FONU KURMAYI HEDEFLİYORUZ

-İzmir'in son dönemde özellikle genç girişimciler için çekim noktası haline getirilmesi için çalışmalar sürüyor. İzmir'in genç girişimciler cephesinden bir ilgi odağı haline geldiğini düşünüyor musunuz?

İzmir'in ilgi odağı haline geleceğini düşünüyorum. Çünkü İzmir'de bütün paydaşlarla hemfikir olduğu bir şey var. İzmir'e girişimciliğin çok yakışacaktır. İzmir'in uzun vadeli planlarından biri girişimcilik şehri olması, Türkiye'de ve dünyada sayılı bir girişimcilik şehri olmasıdır. Bunun için kurulan İZQ girişimcilik ve İnovasyon Merkezi bunun en güzel örneği… İzmir Büyükşehir Belediyesi, valilik, odalar ve birliklerin ve EGİAD ve ESİAD'ın ortak olduğu bir yapıda oluşturuldu. Burada İzmir'i girişimci şehir yapma vizyonu var. Bunun için EGİAD olarak da çalışmayı sürdürüyoruz. Özellikle yatırımcı ekosistemini İzmir'deki girişimcilerle buluşturmaya yönelik faaliyetlerimiz var. Önümüzdeki dönemde bir girişim sermayesi fonu kurmayı hedefliyoruz EGİAD olarak. Bunlar girişimcileri İzmir'e çekmek ya da İzmir'de kalmaları için yaptığımız kolaylaştırıcı programlardır.

Ayrıca bu dönem hazırlamış olduğumuz 'EGİAD think tank raporu', bulguları tamamlanan İzmir girişimcilik endeksi raporunu Ocak ayının sonunda lansmanını yapacağız. Dünyada kullanılan bir metodoloji ile İzmir'in dünyadaki girişimci şehirler arasındaki rekabetçi avantajlarını ya da dezavantajlarını sergileyecek ve önümüzdeki dönem içinde politika önerileri de sunacak. Bu sebeple raporu önemsiyoruz. İzmir'in genç girişimciler arasında bir ilgi odağı haline gelmesi için yapılması gereken politik ya da alınması gereken aksiyonlarla ilgili önerilerimiz olacak.

'HUKUK DEVLETİ GÜÇLENMELİ'

-Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye ekonomisindeki beklentileriniz nelerdir?

Hukuk devletini güçlendirmek, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını tahsis etmek, güçler ayrılığını yerleştirmek gerekiyor. Denetleyici ve düzenleyici kurumların bağımsızlığı sağlanmalıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki bütün kazanım güçlü kurumlarla ve kurallarla olmuştur. Bu kurumların yeniden kurulması, kuralların da kişilere değil, kurumlara göre öncelikli olmasını istiyoruz. Bu da liyakat sahibi kadrolarla ve hesap verebilirliği yeniden yerine getirerek mümkün olacaktır. Bunları tahsis etmeden de ekonomik bir öngörü yapmak mümkün değildir. Bunları başarabilirsek önümüz çok açık. Genç nüfusumuz ile beraber kişi başı yüksek gelirli ülkeler arasına girmek hedefimiz olmalı. Dijital devrimi yakalamak hedefimiz olmalı. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için, sıfır emisyon dönüşümü yakalamak, toplumsal gelir adaletini sağlamak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak da bizim uzun vadeli hedeflerimiz olmalı.

-Türkiye, Haziran ayında seçime gidiyor, iş dünyası olarak yaşanan sorunların kalıcı çözümü noktasında ne gibi önerileriniz?

Sandıktan çıkan kim görev alırsa alsın o partiyi zor bir dönem bekliyor. Ekonomik olarak her kesim bedel ödüyor ve bir süre daha ödemeye devam edeceğiz.

2-3 sene daha bizlerin hem sanayinin hem de tüccarların kemer sıkacağı ve belki de büyüme önceliklerini bırakıp mevcudu koruma önceliklerini yapacağı, masraflarını kontrol altına alması gereken bir dönemden geçiyoruz. Bunun kalıcı çözüm noktasındaki önerim serbest piyasa ekonomisine dönüş olacaktır. Dünyada kabul görmüş bilimin ışığında uzun vadeli bir ekonomik programına ihtiyacımız var. Ekonomi politikasına ihtiyacımız var.

Bizim artık binalara, otoyollara ihtiyacımız yok. Bizim AR-GE'ye, yüksek teknolojiye, katma değerli ürünlere, bilime ve inovasyona ve eğitime kaynaklarımızı aktarmamız gerekiyor. Bunlara kaynaklar aktarırsak bunun uzun vadeli sonuçlarını elde ederiz. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında tekrardan eski güzel günlerimize dönebiliriz diye düşünüyorum.

Alp Avni Yelkenbiçer kimdir?
İzmir'de 1984 yılında doğan olan Alp Avni Yelkenbiçer; 2002 yılında Bornova Anadolu Lisesi'ni, 2006 yılında Bilkent Üniversitesi-İşletme Fakültesi'nde lisans eğitimini tamamladı. 2007 yılında Cal State East Bay Uluslararası Ticaret bölümünde yüksek lisans yaptı. 2009 yılında ise İzmir Ekonomi Üniversitesi-Lojistik Yönetimi bölümünde yüksek lisans programını tamamladı.

2007 yılında lojistik, akaryakıt, otomotiv ve inşaat alanında hizmet veren Yelkenbiçer Şirketler Grubu'nda göreve başladı. Halen Yelkenbiçer Şirketler Grubu'nda başkan yardımcılığı görevine devam etmektedir ve aynı zamanda Hazine Müsteşarlığı'na bağlı akredite lisanslı bir melek yatırımcıdır.

2010 yılında Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) üyesi oldu. 2014-2015 yıllarında Karşıyaka Spor Kulübü'nde Ana Yönetim Kurulu Üyeliği, 2014-2016 yılları arasında Pınar Karşıyaka'da Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 2017-2019 yılları arasından Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 2017 yılından bu yana Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı Mütevelli Heyet Üyesidir. 2018 yılından bu yana Endeavor Etkin Girişimci Yetiştirme Derneği'nde mentörlük yapmaktadır.

2019-2022 yıllarında Ege Üniversitesi Ege Teknopark Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Yelkenbiçer, 2019'dan bu yana İzmir Ticaret Odası İZQ İcra Kurulu Üyeliği, 2021 Mart ayından bu yana IZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Yönetim Kurulu Üyeliği, 2022 Ekim ayından beri ise İzmir Ticaret Odası meclis üyeliği görevindedir. 2021 Nisan ayından beri Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Federasyonu (BASİFED) Başkan Yardımcılığı, 2021 Eylül ayından beri TÜRKONFED yönetim kurulu üyeliğini görevini sürdürmekte olan Yelkenbiçer ayrıca, Haziran 2022 tarihinden bu yana İzmir Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği görevindedir.

2016-2019 yılları arası EGİAD Melek Yatırım Ağı İcra Kurulu Başkan Vekilliği 2019-2021 yılları arası EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yapmıştır ve 2021 Mart ayından beri EGİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir