İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran Muhabirimiz Diren Çelik’in sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin başarılı üniversitelerinden İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü eğitimde özgün bir dünya üniversitesi olma vizyonuyla 1992'den beri kapılarını öğrencilere açıyor. Şu sıralar, üniversite sınavlarına giren öğrenciler gibi İYTE'de tercih heyecanı başladı.

İYTE, Tercih Günlerini 21-30 Temmuz 2023 tarihleri arasında düzenliyor. 10.00 -16.00 saatleri arasında Teknopark İzmir İnovasyon Merkezinde yapılacak olan Tercih Günleri kapsamında aday öğrencilere ve ailelerine Enstitü hakkında kapsamlı bilgi verilecek.

Hayatlarında en belirleyici dönemeç olan üniversite yolunda tercihlerini yapacak öğrenciler için ve İYTE'nin eğitime katkılarını Rektör Prof. Dr. Yusuf Baran ile konuştuk.

Röportajımızın en çarpıcı noktası ise ise tersine beyin göçü konusu… Prof. Dr. Baran İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün başlı başına bir beyin göçü hikayesinden oluştuğunu anlatıyor. Diğer yandan yeni kurulan Teknopark İzmir'de de Türkiye'nin farklı kentlerinden ve dünyanın farklı ülkelerinden kampüse göç olduğunu vurguluyor.

Sayın Hocam öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Rektör Prof. Dr. Yusuf Baran kimdir?

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesiyim. Çalışma alanlarım kanser moleküler biyolojisi, bilim ve teknoloji politikaları, bilim liderliği ve bilim diplomasisi üzerine yoğunlaşıyor. 26 Kasım 2018 tarihinden itibaren İYTE Rektörlüğü ve Teknopark İzmir Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütüyorum.

Yüzmeyi, kayak yapmayı, tüplü dalmayı, yeni yerler ve insanlar keşfetmeyi, tenis, basketbol ve voleybol oynamayı seven, halk oyunları oynayan, Türk Halk Müziğine ilgi duyan, iyi bir okuyucu, ve dinleyici ve yazar, çözüm odaklı, iyi ve emin bir dost, bilim insanı, bilim aktivisti, bilim diplomatı, bilim politikacısı, çevre aktivisti... aklıma gelenleri sırasız sıraladım paylaştım sizinle

Hocam İYTE'yi daha yakından tanımamız için bize üniversiteniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

İYTE, 1992 yılında kurulmuş, eğitim dili yüzde 100 İngilizce olan bir devlet üniversitesi ve ülkemizin tek yüksek teknoloji enstitüsüdür. Şu anda 3 fakülte, 18 bölüm ve 51 yüksek lisans ve doktora programında eğitim ve araştırma faaliyetlerimiz devam ediyor. Bir yandan toplumun ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynaklarını yetiştiriyor; bir yandan da ileri düzey araştırmalarla başta ekonomi olmak üzere ülkemizin her anlamda kalkınmasına önemli katkılar sunuyoruz.

Enstitümüzde sahip olduğumuz insan kaynaklarımız, ileri düzey araştırma alt yapımız ve oluşturduğumuz ekosistemimiz ile İzmir'imizin ve diğer şehirlerimizin sanayi kuruluşlarının Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerine ve özellikle geliştirdiğimiz iş birlikleri ile yüksek teknoloji üretimine önemli destekler veriyoruz.

Türkiye'nin en büyük 3'ncü ama en güzel birinci kampüsünde yarattığımız eğitim, bilim, teknoloji, inovasyon ve girişimcilik ekosisteminde 5740000 lisans ve 15600 lisansüstü öğrencimizle ülkemizin bugününe ve geleceğini ışık ve ümit oluyoruz.

İYTE'yi beş yıl sonra nasıl bir yerde konumlandırırsınız? İYTE'ye dair hayalleriniz ve hedefleriniz nelerdir?

Göreve geldiğimde İYTE için iki üç temel hedef belirlemiştim. Bunlardan birincisi 'Dünya üniversitesi İYTE', ikincisi ise 'Türkiye'nin Teknoloji Üssü İYTE' ve üçüncüsü ise '7/24 Yaşayan Kampüs İYTE'. .

Aslında son dönemde yaptığımız çalışmalara ve elde ettiğimiz sonuçlara baktığımızda, uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi sayıları ve oranları, farklı ülkelerdeki prestijli üniversitelerle yaptığımız iş birlikleri, ortak projeler, ortak programlar, insan kaynakları değişimi, ulusal ve küresel fon sağlayıcılardan aldığımız proje destekleri, ve uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan bilimsel makaleler gibi önemli akademik göstergelerde çok ciddi bir başarı grafiği elde ettiğimizi görürsünüz.

Bir dünya üniversitesi olma ekseninde yürüttüğümüz çalışmalar ve elde ettiğimiz başarılar neticesinde dünya üniversitelerini değerlendiren ve derecelendiren en saygın kuruluşlardan biri olan Londra merkezli Times Higher Education'dan (THE) '2022 Uluslararasılaşma Ödülü'nü aldık. Yükseköğretiminin Oscar'ı olarak isimlendirilen bu ödülü ülkemizde ilk defa alan üniversite olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Yine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan değerlendirmede; devlet üniversiteleri arasında Türkiye'nin 'En Başarılı 4'üncü Araştırma Üniversitesi' seçildik. Bu ve benzeri ulusal ve uluslararası prestijli kurumlardan alığımız ödüllerle motivasyonumuz artıyor; İYTE'miz, bölgemiz ve nihayetinde ülkemiz için hep daha çok çalışmaya devam ediyoruz.

Beş yıl sonraki temel hedeflerimizi şöyle sıralıyoruz;

İYTE'nin hem ulusal hem de küresel arenada tanınırlığının, saygınlığının, tercih edilirliğinin ve sıralamalarının çok daha iyi bir noktada olması,

Teknopark İzmir ve Bilişim Vadisi İzmir ekseninde hedeflediğimiz kampüslerin ve yapıların bitirilmiş olması,

Kampüsümüzün sevgili öğrencilerimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımız için 7 gün 24 saat yaşayan bir kampüse dönüşmüş olması ekseninde tüm barınma, sosyal ve kültürel altyapı çalışmalarının bitirilmiş olmasıdır.

Sayın Hocam; tam da bu noktada Kampüsünüzde Türkiye'nin en büyük Teknoparklarından biri olan Teknopark İzmir'in faaliyetleri ve ülkemizin gelişim sürecine yaptığı katkılardan bahsedebilir misiniz?

İYTE ekosistemimizin çok önemli bir paydaşı olan Teknopark İzmir'de, 3.6 Milyar TL'yi aşan toplam ciromuz, 165 Milyon Doları aşan toplam ihracatımız, 203 yüksek teknoloji şirketimiz ve 1800'e yakın Ar-Ge personelimiz ile muhteşem sıra dışı bir başarı hikayesi yazıyoruz. 2023 yılının başlarında 'yerel inovasyon ekosisteminin güçlendirilmesi' kapsamında 'Avrupa'nın en başarılı ilk 10 Teknoparkı' arasına girdiğimizi gurur ve mutlulukla söylemem lazım.

Teknopark İzmir'de var olan binalarımızın yanı sıra, Mayıs 2023'te açılışını gerçekleştirdiğimiz ve faaliyete başladığımız toplamda 10 bin metrekare kiralanabilir alana sahibi ile Teknopark İzmir'de iki yeni binamızla büyümemizi sürdürüyoruz. İnşa süreçlerini tamamlayarak, iki yeni binayı daha bir yıl içinde faaliyete almayı planlıyoruz.

Uzun zamandır bütün İzmir olarak hayalini kurduğumuz ve 29 Mart 2022'de temel atma törenimizin ardından 2 Mayıs 2023 tarihinde açılışını gerçekleştirdiğimiz Bilişim Vadisi İzmir, bu kapsamda İzmir'in ve İYTE'nin başarı yolculuğunda yepyeni ufuklar açıyor.

Daha da önemlisi, var olan iki Teknoloji Geliştirme Bölgemize ek olarak 3 Haziran 2022 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ilan edilen Teknopark İzmir Güney Yerleşkemizde mimari proje çalışmalarımızı bitirip bu sene içerisinde temel atmayı planlıyoruz.

Teknopark İzmir ve Bilişim Vadisi İzmir yapılarımız, hedeflediğimiz noktaya ulaştığında 19 bin tam zamanlı Ar-Ge personelinin çalıştığı ve yüksek katma değer ürettiği küresel bir teknoloji üssüne dönüşecektir.

Teknopark İzmir'deki firmaların faaliyetleri ve kampüste üretilen akademik bilgi arasındaki bağlantı ve inovasyon ekosistemini biraz açabilir misiniz?

Teknopark İzmir'de fikir, ürün, ticarileşme, markalaşma ve uluslararasılaşma aşamalarındaki yerel ve küresel Ar-Ge firmalarına ev sahipliği yapıyoruz. Teknopark firmalarımızın yapısına baktığımız zaman ağırlıklı olarak çalışma alanları ise yazılım, bilişim, makine, tarım, biyoteknoloji, robotik ve savunma sanayii alanlarında yoğunlaştığını görüyoruz.

Bu noktada şunu da söylemem lazım: Teknopark İzmir'de çalışan, var olan Ar-Ge firmalarımıza, İYTE olarak verdiğimiz desteğin yanı sıra, destek veren öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin yanı sıra akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin de firmaları bulunuyor. Bu firmalar ürettikleri bilgiyle ülkemizin yüksek teknoloji ürün geliştirmesine önemli katkılarda bulunuyor. Teknopark İzmir'deki firmaların yüzde 27'sinin sahibi öğrencilerimiz ve öğretim üyelerimizdir. Bu durum bizim için büyük bir başarı ve geleceğe dair büyük bir ümit kaynağıdır. Nitekim, öğrencilerimizi iş kuran, istihdam yaratan, ülkemizin ithalat-ihracat dengesini lehimize dönüştüren, girişimci, sıra dışı ve cesur bireyler olarak eğitip donatarak geleceğe hazırlıyoruz.

Ekonomide özellikle yapısal konularda sistemsel krizden bahsetmek mümkün… Dünya ekonomisi yeni arayışlar içerisinde… Dijitalleşme ve endüstri 4.0. konularının oldukça tartışıldığı günümüzde Bilişim Vadisi'ni nereye oturtabiliriz? Bilişim Vadisinin İYTE arazisinde konumlandırılmasının nedenleri nedir?

Dünya çok büyük bir hızla değişiyor ve dönüşüyor. Üstün zekadan yapay zekaya, katma değeri yüksek üründen fikirlerin ürünlerden daha kıymetli olduğu bir dünyaya, üniversiteden metaverse geçtik. Bu kapsamda da dünyada neredeyse tüm çalışma alanları ve hatta yaşam alanları değişiyor, dönüşüyor, dijitalleşiyor. Bilişim Vadisi, ülkemizin dijitalleşme, yarını yakalama ve aşma ekseninde yürüttüğü önemli projelerden bir tanesidir. Uzun yılların hayali ve hedefi olan Bilişim Vadisi İzmir'in gerçekleştiğini görmek bizleri inanılmaz mutlu ediyor, gururlandırıyor.

Bir eğitim kurumu, fabrika veya teknopark. Hangi eksende bakarsanız bakın. İhtiyaç duyduğunuz en önemli kaynak nitelikli insan kaynağı, yani beşeri sermayedir. Ve gururla söylüyorum; biz İYTE'de öğretim üyesinden öğrencisine son derece iyi eğitimli, uluslararası standartlarda başarılı, üstün nitelikli bir insan kaynağına sahibiz. Tam da bu nedenle, İYTE Kampüsü bu tarz teknoparklar ve yüksek teknoloji şirketleri için bulunmaz bir destinasyon.

Bilişim Vadisi'nin faal ve etkili hale gelmesi ile sizce İzmir'e beyaz yakalı göçü meydana gelir mi? Bu soruyu yanıtlarken biraz da İYTE'nin tersine beyin göçü hareketinde oynadığı rolde bahsedebilir misiniz?

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İYTE, sahip olduğu nitelikli insan kaynaklarıyla başından sonuna bir beyin göçü hikayesi zaten. Tabii ki tersine ve direkt beyin göçünden bahsediyorum. Şu anda İYTE öğretim üyelerimizin yüzde 70'ten fazlası lisansüstü eğitimlerini Amerika'nın ve Avrupa'nın en iyi üniversitelerinden almış ve ülkesine dönmüş bilim insanlarından oluşuyor. Benzer şekilde son yıllarda küresel arenadan pek çok bilim insanını da kadrolarımıza dahil ettik.

Aynı şey aslında Teknopark İzmir için de geçerli. Teknopark İzmir'de de Türkiye'nin farklı kentlerinden ve dünyanın farklı ülkelerinden Kampüsümüze göç eden çok nitelikli bir insan kaynağımız var. Teknopark İzmir büyüdükçe ve Bilişim Vadisi İzmir yapımız faaliyete geçtikçe nitelikli beyin göçünün daha da arttığını söyleyebilirim. Birbirini çok iyiler, çok iyileri çekiyor gibi düşünebilirsiniz.

Sadece son inşa ettiğimiz binalarımızdan bir tanesini FEV isminde bir Alman yüksek teknoloji devinin tek başına kiraladığını ve bu firmanın Asya üssünü Türkiye'ye, İzmir'e ve ilçemize, kampüsümüze taşıdığını geldiğini sizinle paylaşabilirim. Şu anda da dünyanın farklı ülkelerinden yüksek teknoloji şirketlerinin Teknoparkımıza göç etmek için görüşmelerimiz devam ediyor. Belirttiğim üzere, bu iklim ve ekosistem ile beraber sadece Türkiye'nin farklı kentlerinden değil, dünyanın farklı ülkelerinden de kampüsümüze çok kaliteli, nitelikli, iyi eğitimli, donanımlı yani sizin tabirinizle beyaz yakalı göçünün meydana geleceğini düşünüyorum.

Sevgili Hocam, 3'ncü büyük hedef olarak kampüs yaşamından bahsettiniz. Enstitünüzün Kampüs yaşamı ve bunun öğrencilerinizin eğitimine katkıları konusunda neler söylemek istersiniz hayalleriniz nelerdir?

Az önce de bahsettiğim üzere Tabii bu ikisine paralel olarak da aslında Enstitümüze dair temel hayallerimden bir tanesi de, İYTE'nin 7/24 yaşayan bir kampüse dönüşmesidir. Bu stratejiye uygun olarak inşa ettiğimiz yurtlarımız ve lisansüstü öğrenci köyümüzle, kendi enerjimizi üretme noktasında yürüttüğümüz çalışmalarımız, 1068 öğrenci topluluğumuz, Gençlik Merkezi'miz, iç ve dış mekan spor alanlarımız, inşa ettiğimiz parklarımız, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm ekseninde yürüttüğümüz çalışmalarımızla her anlamda örnek ve canlı bir kampüs olma yolunda çok önemli başarılar gerçekleştirdik, adımlar attık. Artık büyük bir gururla söyleyebiliriz;. İYTE yurt/barınma sorununu çözmüş bir üniversitedir.

Daha da önemlisi, öğrencilerimiz için yarattığımız olanaklar ve verdiğimiz desteklerle Türkiye'nin en pahalı yaşam giderlerinin en yüksek olduğu bölgelerinden birinde Türkiye'nin en ekonomik koşullarda üniversite hayatını sunan Üniversitesi olduk.

Biz öğrencilerimizin eğitim kalitesine son derece önem veren bir üniversiteyiz ve bu anlamda son zamanlarda büyük bir paradigma değişimini tetikledik. Biz öğrencilerini akademik alanda çok iyi yetiştiren bir üniversiteyiz, bunu büyük bir gururla söylüyorum. İYTE mezunları gittikleri her yerde fark yaratıp adından söz ettiriyor. Bu da enstitümüzün tercih edilirliğini arttırıyor. Akademik eğitim dediğimiz teorik ve pratikte eğitimlerin yanı sıra, bizim çok önem verdiğimiz, 21. yüzyıl becerileri olarak isimlendirdiğimiz beceriler konusunda da öğrencilerimize önemli katkılar sunuyor, eğitimler veriyoruz. Bunun için yalnızca mesleğinizde iyi olmanız yetmiyor. Bunun dışında birtakım özelliklere de sahip olmanız gerekiyor. Mesela iyi bir takım oyuncusu olmak lazım, liderlik, iletişim becerisi ve adaptasyon yeteneğine sahip olmak, değişime açık olmak, problem çözme ve daha da önemlisi problemleri ön görerek engelleme kapasitesine sahip olmak gibi beceriler tüm iş dünyasının aradığı temel özellikler olarak önümüze çıkıyor.

İYTE'de şu anda var olan 106 öğrenci topluluğumuzla öğrencilerimizin non-academi gelişimine önemli katkılar sunuyoruz. Her ilgi alanına sahip öğrencimizin kendini ifade edeceği, fark edeceği ve geliştireceği fırsatları sunuyor ve destekliyoruz.

2022 yılı itibariyle İYTE mezunu öğrencilerimize mezuniyet iki diploma veriyoruz. Akademik diplomalarının yanı sıra bizlerin belirlediği alanlarda faaliyet gösteren ve başarı elde eden öğrencilerimize 'İYTE diploması biri ise Toplumsal Farkındalık ve Liderlik Belgesi' veriyoruz. Bunu Türkiye'de ilk defa uygulayan üniversiteyiz.

Pratik eğitimden bahsedecek olursak enstitümüzdeki bütün bölümlerimizde inanılmaz pratik ders programı anlayışımız var. Bunun dışında tüm bunlara ek olarak öğrencilerimize Teknoparklarımızda ya da yüksek teknoloji şirketlerinde öğrencilerimize staj ve kısmi zamanlı iş olanakları sağlıyoruz. Tüm bunlar öğrencinin hem akademik hem teorik hem de non-academic gelişimine katkı sağlar. Ben bir ülkenin en büyük servetinin insan olduğunu düşünüyorum.

Kısaca biz İYTE olarak öğrencilerimizi her anlamda donatıp onları geleceğin aydınlık liderleri olarak yetiştiriyoruz.

Üniversitenizi tercih eden gençlere hayallerini gerçekleştirme imkanı sunduğunuzu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle evet. Hayallerinin ötesine geçmiş bir bilim insanının yönettiği bir üniversitedesiniz şu anda. Öğrencilerime hep şunu söylerim: 'Hayatınızda hiç kimsenin size inanmayacağı kadar büyük hayaller kurun ve hedefler koyun. Sonrasında ise o hayallere ve hedeflere ulaşmak için çok ama çok çalışın.' Bu kapsamda bilim insanlarına ve üniversite yöneticilerine biçtiğim rol, öğrencilerimizin hayallerine ve hedeflerine ulaşması için omuzlarımıza basmaları ve bizi bir köprü olarak kullanmalarıdır.

Mevlana'nın tabiriyle 'Gül yetiştirmek için toprak, aydınlatmak için mum olmanız lazım.' der. Biz de öğrencilerimize bu gözle bakıp, her anlamda elimizden gelen gayreti tabii ki sarf ediyoruz.

İYTE öğrencileri iş bulma ya da kariyer hedeflerine ulaşma konusunda bir adım önde diyebilir miyiz? Öğrencilerinize yönelik kariyer yönlendirme çalışmaları yapıyor musunuz?

Bir adım değil, çok adım öndeler ve bu fark her sene açılmaya da devam ediyor. Az önce de söylediğim gibi akademik eğitimimiz zaten çok iyi. Eğitim dilinin İngilizce olması, ek dillerin öğretiliyor olması ve Liderlik Belgesi alıyor olmaları çok önemli. Yaptığımız staj anlaşmaları, Teknopark İzmir'de ve Bilişim Vadisi İzmir'de yarattığımız fırsatlar, öğrencilerimizin her anlamda gelişimine büyük bir katkı sağlıyor.

Kariyer Merkezi'miz üzerinden. Düzenlediğimiz etkinlikler de öğrencilerimizde farkındalık yaratıyor ve verdiğimiz eğitimlerle onların gelişimini destekliyoruz.

Lise öğrencilerinin zihni şu anda meslek seçimi konusunda oldukça karışık. Sizin, geleceğin mesleği olarak nitelendirdiğiniz meslek grupları nelerdir?

Meslek seçimi insan hayatının belki de en önemli kararlarından bir tanesi. Tabii, uzayan insan ömrü ve sürekli değişen dünya ile birlikte, insanların ömrü boyunca aynı mesleği yapmak isteyip istemeyeceği artık büyük bir soru işareti. Uzayan ömür dolayısı ile insanların birden fazla meslek icra etmesi bekleniyor, öngörülüyor.

'Geleceğin mesleği nedir?' sorusunun Yusuf Baran'ca yanıtı geleceğin bölgesel ve küresel problemleridir. Bu problemlere odaklanmak ve çözüm bulmak, geleceğin mesleklerinin ne olacağını bize söylüyor. Küresel ısınma, enerji, su, gıda arzı, megakentler, atıklar, uzayan ömür ve yaşlı insanlar, pandemi, doğal afetler, göçler ve göçmenler… Bunların hepsi birer küresel problem ve bu problemlerin çözümü için emek veren her alan geleceğin kaçınılmaz mesleği olacak. Geleceğin mesleklerini geleceğin problemleri belirleyeceği için geleceğin problemlerine çözüm bulan insanlar da geleceğin liderleri ve aktörleri olacak.

Son olarak YKS sürecindeki öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Üniversite ve bölüm seçimi öğrencilerimizin, yaşam boyunca kendilerini etkileyen en önemli kararlardan biri oluyor. Bu nedenle aday öğrencilere ilgi alanlarına ve yeteneklerine uygun bir bölüm ve meslek seçmelerini öneriyorum. Kendilerine uygun bölümü belirledikten sonra ise gitmek istedikleri üniversitesinin ilgili akademik kadrosunu çok iyi incelemeleri gerekir. Bölümde, kaç öğretim üyesi olduğuna ve onları geleceklerine hazırlayacak olan öğretim üyelerinin akademik özgeçmişlerine mutlaka bakmalılar. Doktora derecelerini aldıkları üniversiteleri iyi incelemelerini de öneririm.

Bunun yanı sıra seçecekleri üniversitenin uluslararası iş birliklerini ve sanayi iş birliklerini, teknoparklarını ve teknoparklarının öğrencilere sunduğu fırsatları, kampüsün barınma, sosyal, kültürel ve sportif aktivite imkanlarını ve bu doğrultuda aktif öğrenci topluluklarını araştırmaları da çok önemli. Çünkü bir üniversite, öğrencilerine iyi bir akademik eğitimin yanı sıra kariyer gelişimini destekleyecek ve aynı zamanda farklı alanlarda entelektüel birikimlerin artıracak olanaklar da sunmalıdır.

Tam da bu noktada, bu röportajın bana verdiği fırsatı da değerlendirerek sevgili aday öğrencilerimizi ve velilerini bizleri daha yakından tanımak üzere İYTE'ye davet ediyor ve belirttiğim nedenlerle #BENCEİYTEYEGELMELİSİN diyorum çünkü %100 İngilizce eğitim veriyoruz. Devlet üniversitesiyiz. 2022 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması'nda tüm kategorilerde A+ derece ile Türkiye ikincisiyiz. Yurt sorununu tümüyle çözmüş bir Üniversiteyiz. Eğitim Bursu Ofisimizle öğrencilerimize özel burs ve destekler veriyoruz. 106 öğrenci kulübümüz ve İYTE Gençlik Merkezimiz ile öğrencilerimizin tüm ilgi alanlarını destekliyoruz. Denizin kıyısında doğa ile iç içe bir kampüsteyiz. Her türlü sportif faaliyeti destekleyen alt yapılara sahibiz. Akreditasyon almış bölümlerde eğitim veriyoruz. 123 Avrupa Üniversitesinde eğitim imkanı sağlıyoruz (Erasmus). Öğrencilerimize staj ve istihdam desteği sağlıyoruz. Kampüsümüzde kurulu 'Teknopark İzmir' ve 'Bilişim Vadisi İzmir' ile kariyerinize önemli destekler sunuyoruz. Mezuniyet Diplomasının yanı sıra Liderlik Belgesi veriyoruz. UNESCO Mükemmeliyet Merkezi unvanına sahibiz. Yükseköğretimin Oscar Ödülünü Türkiye'ye getiren ilk üniversiteyiz. Araştırma Üniversiteleri sıralamasında en üst sıralardayız. Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler sıralamasında en üst sıralardayız.

Geleceğe en iyi bir şekilde hazırlanmasını sağlamak üzere üstün başarılı akademik kadromuz, güçlü araştırma altyapımız ve düşük kontenjanlarımızla sizleri Türkiye'nin bilim ve teknoloji merkezine, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsüne bekliyoruz.