Saadet Partisi İzmir Büyükşehir Adayı Mustafa Erduran, Yayın Koordinatörümüz Muhittin Akbel'in sorularını yanıtladı.

Saadet Partisi'nin bir neferi, Mustafa Erduran... Her kademesinde görev yapmış.

Üç kez Konak Belediye Başkanlığına aday olmuş, kazanamamış. Üç dönem milletvekili adayı olarak yarışa katılmış, yine hayallerini gerçekleştirememiş.

Bugün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak 31 Mart'ta halkın kantarına çıkacak.

Aslen Konyalı olsa da, 84 yaşındaki babasının 82 yıldır İzmir'de yaşadığını söylersek, İzmirliliği tescil edilmiş demektir.

Basmane'de Altınpark'ta doğmuş, oradaki sokaklarda büyümüş Mustafa Erduran...

CHP ve AK Parti, Konyalılardan bir kişiyi bile aday göstermeyince, siyasete küsmüş İzmir'de yaşayan Konyalılar...

Mustafa Erduran'a, aday olması için baskı yapmaya başlarlar.

O da, İzmir Büyükşehir adaylığı aklında hiç yokken, o ısrarlar üzerine aday olmuş.

Kazanır mı?

Anketler, CHP adayı Cemil Tugay ve Cumhur İttifakı'nın AK Partili adayı Hamza Dağ arasında bir seçim yarışını işaret etse de, O, 'Belki birinci olurum, belki üçüncü... Ama ilk üçte kesin varız' diyor.

Ayrıca iki büyük partiye mesaj veriyor; kendinize o kadar çok güvenmeyin, diye...

Saadet Partisi'ne oy vermeye hazır olanların arttığını anlatırken, 'Eskiden yüzümüze bakmayanlar, uzattığımız elimize ellerini uzatmayanlar, şimdi bizimle kucaklaşıyorlar' diyor.

Egedesonsöz Yayın Koordinatörü Muhittin Akbel sordu, Saadet Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Erduran yanıtladı.

Buyrun sohbete...

KÜSKÜNLER ORDUSU, BENİM ŞANSIMI ARTIRIYOR

Mustafa Bey, anketler İzmir'de seçimin CHP adayı Cemil Tugay ile Cumhur İttifakı'nın AK Partili adayı Hamza Dağ arasında geçeceğine işaret ediyor. Mustafa Erduran'ın şansı nedir bu şartlarda?

Anketler, İzmir'de seçimin CHP adayı Cemil Tugay ile Cumhur İttiakı'nın Ak Partili adayı Hamza Dağ arasında geçeceğini işaret etse de arazi, anketler gibi konuşmuyor. Çarşıda, pazarda, kahvede herkesle konuşuyoruz, çok büyük bir küskünler ordusu var. Bugüne kadar CHP'ye oy atan kitlenin büyük bir kısmının küskün olduğunu gördük. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz ve geçinememe derdi yüzünden de insanların AK Parti'ye yönelik bir öfkesi var. Bu iki siyasi parti de kendine çok güvenmesin. Bu şartlarda kendini halka anlatabilen, kendini gösterebilen herkes bu yarışta çok şanslıdır. Saadet Partisi ve adayı olarak bendeniz Mustafa Erduran da çok şanslı. Ciddi bir küskünler ordusu var.

KEMALPAŞA'DA YENİ BİR BAŞARI HİKAYESİ YAZACAÐIZ

Büyükşehir yarışından birinci çıkacağınıza inanıyor musunuz? Hangi ilçelerde iddialısınız?

Kemalpaşa'da merhum Başkanımız Mehmet Ali Özüdoğru, 10 yıl belediye başkanlığı yaptı. İzmir yerelinde başka bir başarı hikayemiz yok. Fakat 31 Mart seçimlerinde Kemalpaşa ilçemizde Gamze Yıldız hanımefendi ile yeni bir başarı hikayesi yazacağız. Ayrıca Menemen, Aliağa ve Bayındır geliyor. Gaziemir ve Çeşme'de de çok iddialıyız. Büyükşehir'e gelince. Bugün CHP ve AK Parti favori gösteriliyor ancak Saadet Partisi, ilk üçte yer alacaktır. Birinci mi oluruz, ikinci mi oluruz, üçüncü mü oluruz, takdir milletimizindir. Arazideki söylemleri dinledikten, vatandaşların isyanlarına tanık olduktan sonra, ilk üçe gireceğimize olan inancım pekişti. Her görüştüğümüz yurttaşla videolarımız var. Oradan da görülebilir ki, yurttaşlarımızdan bir tanesinden bile tepki almış değiliz. Elini sıktığımız, dokunduğumuz seçmenlerin yüzde 80'inin CHP'ye ve AK Parti başta olmak üzere diğer partilere karşı küskünlüğü olduğunu gördük. Bu küskünlük ortamından istifade edip insanları kucaklayabilirsek, yarışın birincisi de olabiliriz.

ALTILI MASA SAYESİNDE O ALGIYI YIKTIK

2018 genel seçimlerinde Saadet Partisi İzmir'de 10.830 oy almış. 2014 seçimlerinde 13 bin 808'e çıkmış. O günlerden bugüne, sizi bu kadar iddialı konuşturan ne gibi gelişmeler oldu?

Bilindiği gibi bir ittifak süreci yaşandı. İttifak süreci, bizim için avantaj oldu. Toplumda önyargılar vardı. Bugüne kadar bir araya gelemediğimiz, kendimizi anlatamadığımız bir kitle vardı. İttifak sayesinde o kitleye kendimizi ifade edebilme, kendimizi anlatabilme fırsatı bulduk. Bu sayede insanlar biz Saadet Partisi yöneticilerini tanıdı. Bizim fikirlerimizi dinleme, anlama fırsatı buldu. Geçmişten gelen önyargılar, halkımızı bizden uzak tutuyordu. Altılı masa, bu önyargıların kırılmasını sağladı. Bunu, yaptığımız saha çalışmalarında çok net görüyoruz. Eskiden kapısını çaldığımızda yüzümüze bakmayanlar, elimizi uzattığımızda elini bize vermeyenler, bugün bizimle kucaklaşmaya başladı. Bu durum bizi ümitlendiriyor.

KAZANAMASAK BİLE GEÇMİŞTEKİ OYLARIN ÜZERİNDE OY ALACAÐIZ

Mustafa Bey, aday olmanızda temel amacın kendinizi anlatmak desek, yanlış mı olur?

Insan kazanamayacağı seçime girer mi? Girer. Kendini anlatmak için, partisini anlatmak, daha iyi tanınmasını sağlamak için girer. Adaylar, önce partisinin Türkiye ile ilgili söylemlerini, ardından da kendisini anlatması beklenir. Kemalpaşa'da iki dönem belediye başkanlığı yapan rahmetli Mehmet Ali Özüdoğru ağabeyimiz, bir seçimde Kemalpaşa'da aday olmuştu, seçimi kaybetmişti. Ardından iki seçim üst üste kazandı, 10 yıl belediye başkanlığı yaptı. Şu anda benim durumum da aynı. Ben kazanacağıma olan ümidimi hiç yitirmedim. Üç dönem Konak Belediye Başkanlığına aday oldum, hep kazanma iddiasıyla yola çıktım ama kazanamadım. Üç dönem de milletvekili adayı olarak seçimlere girdim ama kısmet olmadı. Bu dönemde hedefim, elbette seçimi kazanmak. Fakat kazanamasam bile geçmişte aldığımız oyların çok çok üstünde oy alacağımıza tüm kalbimle inanıyorum.

BANA SADECE BİR KİŞİ SORDU, PROJELERİNİZ NEDİR, DİYE...

CHP ve AK Parti adaylarıyla ilgili neler söylemek istersiniz? Tugay ve Dağ'ın projelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açık ve net söylüyorum, CHP ve AK Parti adaylarının açıkladığı projeler vatandaşın gündeminde değil. Bizim de projelerimiz var, onların da var. Sahada vatandaşlarla buluştuğumuzda sadece bir kişi sordu, projeleriniz neler, diye. Vatandaşın gündeminde proje yok. Belediye başkan adayları projelerini anlatıyor. Trafikle, ulaşımla ilgili projeler anlatıyor. Altyapı ve kentsel dönüşüm projelerini anlatıyor. Sanki bilinmeyen bir şeyi bulmuşlar gibi anlatıyorlar! Çözüm zaten vardı. Üniversitelerde onlarca hocamız var. Uluslararası alanda kariyer yapmış bilim insanlarımız var. Onlar zaten altyapıdan ulaşıma, raylı sistemden kentsel dönüşüme kadar her şeyin çalışmasını yapıp bir kenara koymuşlar. Evet çözümler vardı, ama o çözüm projelerini uygulayacak kalitede, kapasitede başkanlar yoktu. Sıkıntı buradaydı. Başkanlar göreve geldiğinde projeler bir kenara atılıyor, rantlar masaya yatırılıyor. Ben her şeyden önce sosyal belediyecilik yapacağım. Önce insanın yüzünü güldürmek için çalışacağım. Projeleri yaparsınız, şehrin yüzünü güldürürsünüz. Projeleri kopyala yapıştır, hepsini hayata geçir! Burası kolay. Ama her şeyden önce halkın yüzünü güldürmek lazım. İstanbul'u örnek vereceğim. Orada Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum konuşuyor. Bu iki aday ne vaat ediyor? Projeleri bir kenara koymuşlar ve Kurum diyor ki, ben emekliye ayda 5 bin lira maaş vereceğim! İmamoğlu da ben 9 bin lira kira yardımı yapacağım, diyor. Niye proje anlatmıyorlar? Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki, toplumun gündeminde proje falan yok; geçim derdi var. Ben de projeleri çizdim, ortaya koydum, sosyal medya hesaplarımızdan paylaştık ama benim temel projem, halkın yüzünü güldürmek olacak. İnsanlar evlerine girdiğinde sobasının yanıyor olmasını ister. İşten eve döndüğünde bir tas çorbasının, bir tabak yemeğinin olmasını ister. İzmir'in temel sorunlarından birisi trafik. İzmir bu konuda maalesef çok geç kaldı. Mevcut metrolara ilaveten, Buca gibi beş ayrı güzergahta metro yapmamız lazım. Otogara, oradan Bornova Devlet Hastanesi'ne kadar gitmeli metro. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin olduğu bölgeye de metro götürülmeli ki şehir içinde trafiğin yoğunlaşmasına sebep olan otobüslerden kurtulalım. Şehir içindeki trafiği, kentin dışından dolanarak verirseniz, şehir içindeki trafik soluk alır. Bu seçimi kimin kazanacağı belli değil. Vatandaşlarla sohbetlerimde onlara, patron sizsiniz, diyorum. Çıktık ortaya, bir seçim yarışına giriyoruz ve sizden oy istiyoruz, diyorum. Köklü bir değişim istiyorsanız, daha güzel, yaşanılır bir İzmir istiyorsanız, daha güzel bir Türkiye istiyorsanız, kararı siz vereceksiniz, çünkü patron sizsiniz, diyorum.

YRP, SAADET'İN YÜKSELİŞİNİ ÖNLEMEK İÇİN KURULMUŞ BİR PARTİDİR

Milli Görüşçü iki parti var; Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi... İkisi de Necmettin Erbakan çizgisinde. Bu bölünmüşlük Saadet Partisi'ne eksi mi yazar, artı mı?

Bu bölünme sadece işimizi zorlaştırıyor. Ülkenin güzel günlere kavuşmasını geciktiriyor. Bize benzeyen, bizden sonra kurulan partilerin tek gayesi, Saadet Partisi'nin güçlenmesini engellemektir. Liderimiz merhum Necmettin Erbakan hocamızın oğlunun genel başkanlığını yaptığı Yeniden Refah Partisi de Saadet Partisi'ni büyümesini, gelişmesini engellemek amacıyla kurulmuştur. Eninde sonunda vatandaş zaten gideceği en doğru adresin Saadet Partisi olduğunu görecektir. Rahmetli Necmettin Erbakan hocamız şöyle demişti: Milli Görüş'ün son partisi, tek temsil edeni Saadet Partisi'dir. Saadet Partisi dışında her kim parti ben Milli Görüşçüyüm diyorsa, palyaçoluk yapmış olur. Bunu ben demiyorum, Necmettin Erbakan hocam diyor.

KÜSKÜNLERİN TOPLANMA MERKEZİ, SAADET PARTİSİ'DİR

Saadet Partisi, hangi partinin seçmenlerinden oy almayı planlıyor?

Saadet Partisi'nin hangi partilerin seçmenlerinden oy alır konusuna eskiden varsayımla bakıyorduk. Sahaya indikten sonra AK Parti'den, CHP'den, İYİ Parti'den, MHP'den ve başka partilere oy veren ancak beklentileri karşılanmayan küskün vatandaşların, 31 Mart'ta Saadet Partisi'ne oy vereceklerini gördük. Bu konuda açık açık söylüyorlar, oyumuz Saadet Partisi'ne diyorlar. Bu sözlerimi abartılı bulmayın, inanın sahada aldığımız enerjiyle söylüyorum. En çok da AK Parti ve CHP'nin küskünlerinden oy alacağımızı düşünüyorum. Küskünlerin toplanma merkezi Saadet Partisi olacaktır.

HÜKÜMET O ALGIYI KIRAMAMIŞSA, İZMİRLİLER KAYGI DUYMAKTA HAKLIDIR

İzmirlilerin, AK Parti gelirse, yaşam tarzımıza müdahale eder kaygısını nasıl değerlendiriyorsunuz? İzmirliler haklı mı böyle bir kaygıyı yaşamakta?

İzmir, başka illere benzemez. İzmir, hassastır. İzmir, diğer illere oranla daha fazla özgürlükçüdür. Evet, İzmir'in yaşam tarzına müdahalede bulunacağı yönünde algılar var. Bu algıyı, sözle, genç kızlarla fotoğraf çektirerek, barlara girerek kıramazsınız. İcraata bakarız. Merkezi hükümet olarak icraatlarınızda bu algıyı kıramamışsanız, İzmirli o kaygıları hissetmekte haklıdır. İzmirliler; AK Parti İzmir'de iktidar olur da şehrin huzurunu kaçırır mı kaçırmaz mı, yaşam tarzıma müdahale eder mi, etmez mi, bunun cevabını mutlaka sandıkta verecektir.