Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Başkanı Huriye Serter, Muhabirimiz Diren Çelik’in sorularını yanıtladı.
Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Başkanı Huriye Serter, krizde olan Türk ekonomisi için rotayı çizdi. Serter, ekonominin ancak toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanan, çok sesli bir yapıyla düze çıkacağını ifade etti.
Türkiye'de ilk kez girişimci iş kadınları derneklerini bir çatı altında toplayarak Girişimci İş Kadınları Federasyonu'nu (GİFED) kuran Huriye Serter'le Türk ekonomisi ve kadınların toplumsal hayattaki rolü üzerine konuştuk. İş dünyasının zor günler yaşadığını ve kötü günlerin bitmediğini kaydeden Serter, 'Krizden iş dünyası da dahil herkes etkilendi' dedi. En büyük problemin istikrarsızlık olduğuna vurgu yapan Serter, 'Bu nedenle yatırım yapamıyoruz. Her zaman A ve B planı oluşturmak zorundayız' ifadesini kullandı. Yeni kabinenin ve ekonomi yönetiminin de umut vermediğine dikkat çeken Serter, ekonominin düze çıkmasının reçetesini de verdi.
Serter şöyle konuştu: 'Ekonomi toplumsal cinsiyet eşitliği ile düzelir. Tek kişinin karar verdiği bir sistemden mutlaka çıkılıp daha muhalif olan insanların da fikirlerinin alınarak ortak noktada, bir masada birleşilerek kararlar verilmesi gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir ders olarak okullarda da okutulmalı ki o kız çocukları lider olarak yetişsinler.'
Türkiye'nin temel gündemi şu anda şu sıralar ekonomi. Ekonomide yaşanan olumsuzluklar sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasını nasıl etkiliyor?
Ekonomi, son birkaç yıldır istikrarsızlıkla devam ediyor. Bugünden sonrası için de çok büyük bir istikrar göremesek bile en azından Merkez Bankası Başkanı'nın bir kadın olması; kadınların daha güvenilir olması, daha disiplinli olması ve son yaptığı basın toplantısı da bizlere güven verdi. Çok gerçekçi hedefler olmasa da bir öncekinden daha akıllıca hedefler konduğunu gördük ama iş hedef koymakla olmuyor. Onların takibi, uygulaması ve hayata geçirilmesi gerekiyor. İş dünyası, ekonomik olarak çok zor zamanlar yaşadı ve bundan sonrasında da yaşayacağını düşünüyorum.
SADECE İŞ DÜNYASI ETKİLENMİYOR
Ekonomi deyince sadece iş dünyasını algılamamak lazım. Asgari ücret ve altında geçinen büyük bir kesim var. 7 bin TL ile geçinen insanlar var. Bunun yanı sıra istihdamda kayıt dışılık çok fazla. Bütün bunları düşündüğümüzde her birimizi ayrı ayrı etkiledi. Bütçelerimiz sınırlı. İş dünyası olarak zor günlerden geçiyoruz. Biz de yanımızda birlikte çalıştığımız iş arkadaşlarımızla daha mutlu, onları da ekonomik olarak daha tatmin edici işler bu şekilde bir yaşam sürmelerini istiyoruz ancak bizim de elimiz kolumuz bağlı.
İşlerimiz oldukça düştü. Ev kiraları müthiş derecede arttı. Çalışanlarımızın çocukları Eylül ayında okullara gidecek pek çok masrafları olacak. Servis ücretleri de arttı. Zor bir dönem olacak. Sadece iş dünyası olarak bizi değil her birimizi, memuru, işçiyi, ev kadınını, gençleri etkiliyor. Ekonomik sıkıntılar onları da geriye götürecektir diye düşünüyorum. Gelecekte parlak bir tablo görmemekle beraber bu sorunları hep birlikte aşmayı diliyorum.
En çok hangi konudan yakınıyorsunuz?
En çok yakındığım konu ekonomideki istikrarsızlık. Eskisi gibi yatırım yapamıyoruz çünkü geleceği göremiyoruz. Bilinmezlik her birimizin moralini bozuyor ve bizi geriye götürüyor geleceğe dair bir plan yaptığınızda biliyorsunuz ki, o plan yüzde 90 bozulacak. Onun için hep A planı ya da B planı yapmak zorundayız ki mevcudu koruyalım. İlerleyemiyoruz, hiç olmazsa durduğumuz yerde duralım.
BULUNDUÐUMUZ YERİ KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ
Ekonomide yaşanan olumsuzluklardan korunmak için ne tür önlemler alıyorsunuz?
Hiçbir önlem alamıyoruz. Mümkün olduğu kadar bulunduğumuz durumu korumaya çalışıyoruz. Çalışanlarımızın sayısını korumaya çalışıyoruz. İşten çıkartmamaya gayret ediyoruz ama bütün bunlarda ne kadar başarılı oluyoruz? Konuşarak çözüm bulacağımıza inanıyoruz. Onun dışında maalesef herhangi bir önlem alabileceğimiz durum yok.
SEÇİMLERE KADAR OYALAMA TAKTİÐİ
Peki, yeni kurulan kabinenin ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Önceki kabineden daha gerçekçi buluyorum ama izlenen politikaların geleceğe dair umut verdiğini düşünmüyorum. Gerçekçi değil. Yükselen kur ve enflasyon karşısında gelecekte parlak bir iş dünyası yaratacağına inanmıyorum. Yerel yönetim seçimlerine kadar oyalayıcı taktikler olarak görüyorum. Seçimden sonraki ekonomik politikaları daha net görebileceğiz. Daha da kötüye gideceğini düşünüyorum.
KADINLAR EKONOMİYE KATILMALI
Türk ekonomisi sizce nasıl düze çıkar?
Türk ekonomisinin düze çıkması için toplumsal cinsiyet eşitliğinden başlamak gerekiyor.
Kadınların da ekonomiye dahil olması gerekiyor ki hem eşit bir düzen olsun, hem de iş dünyasının potansiyeli artsın. Çeşitliliğin içinde çok daha iyi kararlar çıkabilir, çok daha iyi planlar, programlar yapılabilir. Ekonominin düzelmesi için yeni stratejilere ihtiyaç var. Bunların korkusuzca uygulanmasına ihtiyaç var. Tek kişinin karar verdiği bir sistemden mutlaka çıkılıp daha muhalif olan insanların da fikirlerinin alınarak ortak noktada, bir masada birleşilerek kararlar verilmesi gerekiyor. Öte yandan artık gerçekçi düzene dönmek gerekiyor.
Arap ülkelerinden gelen paralara çok da bel bağlamadan, üretimi artırmak gerekiyor.
Üretimde ve yönetim kademesinde kadınların sayısını arttırmamız gerekiyor.
Sadece istihdam değil, farklı alanlarda da gençlere ve kadınlara iş ortamı yaratmak gerekiyor. İhracatı desteklemek gerekiyor. İş dünyasına al-satlarla sadece inşaat sektörüyle değil üretim sektöründe de birtakım gerçekçi destekler gerekiyor. Üretim konusunda ısrarcıyım. Üretimden çıkmış bir Türkiye var. Üretime geri dönmemiz lazım. İyileştirmeler çok önemli… Çalışanların mutluluğu çok önemli... İş dünyası olarak devlet tarafından desteklenmemiz gerekiyor. Bütün bunlar olduktan sonra tamam oldu demeden her seferinde eleştirel bakarak muhalefetin de fikrini alarak geleceğe yönlenmek gerekir diye düşünüyorum.
SANKİ HEP KADININ GÖREVİYMİŞ GİBİ…
İş dünyasının görüntüsü erkek egemen bir görüntü. İş dünyasında yer alan bir kadın olarak kadın kimliğinizden kaynaklı sorunlar yaşadınız mı?
Ben şanslı bir kadın olarak bu tür zorluklar yaşamadım aksine başta babam ve eşim olmak üzere erkekler tarafından desteklendim. Bu sıkıntıları yaşayan çok fazla kadın var. Bugün kadınların iş dünyasına girebilmek için o kadar çok özveride bulunması gerekiyor ve o kadar büyük düzenlemelere ihtiyaç var ki; mesela 150 kişi çalıştırıyorsa bir fabrika yüz elli kadın varsa çalışan istihdamda 151'inciye yer vermiyor. Çünkü aldığı takdirde kreş açmak zorunluluğu var. Ne oluyor? Erkeklerle birlikte yoluna devam ediyor. Kadınların iş hayatına girmesindeki en büyük engel, çocuk engeli. Çocuk bakmak ya da varsa evde yaşlı ya da bakıma muhtaç biri varsa bu hep kadının göreviymiş gibi görülüyor.
Ataerkil bir düzenden hala kurtulamadık. O yüzden kadının bu sorunlarının halledilmesi gerekiyor. Ondan sonrasında kadın iş dünyasına girdiğinde yine bir takım iyileştirmeler gerekiyor. Ev kadınlarının da bazı iyileştirmelere ihtiyaçları var. İstihdamda olan kadınların büyük bir kısmı zaten güvencesiz çalışıyor. Dört buçuk milyon civarındaki kadın güvencesiz çalışıyor. Hamile kalma potansiyeli var diye baskıya uğrayan bir gün işten ayrılabilir zihniyetiyle çalıştırılan kadınlar var. Ben sadece bu baskının erkekler dünyasından geldiğine de inanmıyorum. Bazı politikalar sağlanarak bunların düzelebileceğine inanıyorum. Kadınların hükümet tarafından desteklenmesi gerekiyor. Belki buna pozitif ayrımcılık da diyebiliriz. Kadın erkek eşit olana kadar pozitif ayrımcılık yapılmalı.
Ülkede, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması ve 6284 sayılı kanunun uygulanması söz konusu.
Baskı gören kadınlar çok fazla. Oysaki kadınlar özgür bırakıldığında neler yapılabileceğini görüyoruz. Yeni Zelanda Başbakanı örneğinde olduğu gibi pek çok kadın lider bugün gayet güzel ülkesini yönetebiliyor. Hatta gayrisafi milli hasıla değil gayrisafi milli mutluluk endeksiyle yönetiyor. Kadınlar ortam sağlandığında her şeyi başarma potansiyeline sahip insanlar diye düşünüyorum.
KADINLARIN İSTİHDAMDAKİ SAYISI YETERSİZ
İzmirli kadınlar başta olmak üzere, kadınların iş dünyasında temsiliyetini yeterli buluyor musunuz?
Bulmuyorum elbette. Bizim kendi sektörümüzde bile iş sahibi kadın çok azdır. Parmakla sayamazsınız diye düşünüyorum. İstihdamda olan kadın çok fazla ama işinin sahibi olan kadın ya da genel müdür pozisyonunda, yönetici pozisyonunda olan kadın sayısı çok az. Bu İzmir'e mahsus bir şey de değil. İzmir bu açıdan nazaran daha iyi bir kent. İzmir'de daha özgürüz. Bunu Anadolu'ya gittiğimizde daha iyi anlıyoruz. Anadolu'da da pek çok şehirde ki bizim federasyonumuzun derneklerinin olduğu sekiz şehir var. Zaman zaman oralara gittiğimde daha iyi görüyorum. Çok güçlü kadınlar var, o kadınların görünür olması için GİFED kuruldu. Diğer kadınlara cesaret verebilmesi için kuruldu ama kadınların sayısı yetersiz daha fazla sayıda olmalı. Kadınlar lider olmalı.
Daha çocuk yaştan itibaren kız çocuklarına güven, cesaret verilmeli diye düşünüyorum bunun için okullarda okutulması gereken dersler de olmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir ders olarak okullarda da okutulmalı ki o kız çocukları lider olarak yetişsinler. Erkek çocukları da buna alışkın olarak iş dünyasında birlikte hareket etsin.
Erkekler ve kadınlar olarak kadının gücünü görmemiz gerekiyor ki birlikte bir yol yürüyebilelim. Anadolu'da; Afyon'da, Adana'da Bursa'da, Gaziantep'te, Kocaeli'de o kadar güçlü kadınlar var ki… Yeter ki gölge edilmesin.
ROL MODEL OLUNMALI
Peki siyasette kadın temsiliyeti sizce yeterli mi?
Siyasette kadın temsiliyeti çok düşük ama burada da yine bir yere gelebilmiş, yükselmiş kadınlara iş düşüyor ben hep söylerim; bir kadın bir yere geldiğinde diğer kadınları unutmaması lazım. Çünkü çok erkeksi bir dünyadayız. Erkekler zaten kadınları akıllarına getirmeden iş yapıyorlar, çalışıyorlar, ilerliyorlar. Hiç olmazsa bir kadın vekil olduğunda mesela bu işe ilgi duyan bir genç kadını elinden tutup mentorluk edebilmeli. Ona rol model olabilmeli. Tek başına yol yürümek bana mantıklı gelmiyor.
Kadınlara, 'siyaset denilince aklınıza ne geliyor?' diye sormuşlar. Yüzde 60'tan fazlası bıyıklı takım elbise giymiş, bağırıp çağıran adamlar diye yüzde 60 küsuru karşılık vermişler. Bu çok düşündürücü bir şey. Demek ki kadınlar tarafından siyaset böyle algılanıyor. Kadınlar da belki böyle bir dünyanın içine girmek istemiyorlar. O yüzden bence meclisteki kadın vekillerimize ya da şu anki kadın belediye başkanlara çok iş düşüyor.
NEET KADINLARI HAREKETE GEÇİRMEK İSTİYORUZ
Federasyon olarak yeni dönemde ne tür projelere imza atacaksınız?
Federasyon olarak bir buçuk yılı doldurmak üzereyiz. Bir buçuk yıl zarfında İçişleri Bakanlığı'ndan bir proje aldık ve onu yürütüyoruz. Avrupa Birliği'ne, Erasmus programı için Malta İş Kadınları Derneği'yle ortak bir proje yazdık. Yaşar Üniversitesi partnerliğinde proje yazdık. Onlardan bir sonuç gelmesini bekliyoruz.
Bu arada İçişleri Bakanlığı'ndan aldığımız projemizde NEET kadınlarına yönelik ne istihdamda, ne eğitimde olamayan 19-30 arası genç kadınları harekete geçirmemiz gerekiyor. Çünkü altı buçuk milyon civarında net genç var dört buçuk milyonu kadın.
Kadınlara neden çalışmadığını sorduğumuzda iş arayıp bulamadıklarını ve vazgeçtiklerini söylüyorlar. Kadınların vazgeçmeden yollarına devam etmelerini istiyoruz ama umudunu yitirmiş dört buçuk milyon civarında genç kadın var. Kadınları, ekonomiye dahil etmeden, ekonominin canlanması mümkün değil.
Bizim projemizde bu kadınlara yönelik sekiz şehrimizde birden yaptığımız eğitimler, bilinçlendirme çalışmaları, yaratıcı dramalarla desteklediğimiz Yaşar Üniversitesi'nin ve Dokuz Eylül Üniversitesi'nin de ve Konak Belediyesi'nin de bizlerle birlikte partnerimiz olduğu bir proje. Kasım ayında sona erecek. Başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Projeyi her şehrimizde 25 kadın için bu projeyi yaptık. 25'er kadın için ama daha fazla kadının katılımı mutlu etse de daha fazla işsiz kadın demek olduğu için aynı zamanda üzüldük de.
İzmir Büyükşehir Belediyesi partnerliğiyle girişimcilik haftasında çalıştay düzenledik. Bu sene onu yine tekrarlayacağız. Ama her sene başka bir şehrimizde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki Kasım ayında Adana'da yapmayı planlıyoruz.
GİFED'i kurmamızdaki sebep Anadolu'da ekonomideki güçlü kadınları ortaya çıkarabilmekti. Bunu da başardığımızı başarmaya başladığımızı düşünüyorum.