Türkiye'nin en genç milletvekili adayı Memleket Partili Ahmet Ömer Erkenci Egedesonsöz Yayın Koordinatörü Muhittin Akbel'in sorularını yanıtladı!
Henüz 18'ini üç ay önce bitirmiş ama büyümüş de küçülmüşlerden sanki… Güleç yüzüyle herkesi kapsama alanına almayı başaran, zekasıyla büyüleyen bir delikanlı. Gözleri ışıl ışıl. O gözler, bir siyasetçinin ışıldayan gözlerine hiç mi hiç benzemiyor.
Bu yaşta, çok büyük hayalleri var ve çok da iddialı. Özgüveni o kadar yüksek ki, bir an geliyor, söyledikleri karşısında ağzınız açık kalıyor. Medeni cesareti tavan yapmış ki, 18 yaşında milletvekili aday adayı olmaya karar vermiş. Nitekim Memleket Partisi de Onu İzmir 1. Bölge'den 10. Sıradan milletvekili adayı yaptı. Kimden mi söz ediyorum? Bahçeşehir Koleji lise son sınıf öğrencisi Ahmet Ömer Erkenci'den tabii ki…
30'lu, 40'lı yaşlarda bile bırakın milletvekili adaylığını, meclis üyesi olmak için girişimde bulunmaya cesaret edemeyen onca insan arasında, 18 yaşında bir delikanlının milletvekilliğine soyunması, alkışlanacak bir olay elbette. Eğer o delikanlı, apolitik bir ailenin çocuğuysa, takdir edilmeyi daha çok hak ediyor demektir.
Yarım asra yakın zamandır gazetecilik yapan Muhittin Akbel olarak, İzmir siyasetinin en genç yüzüyle sohbet ederken, inanın çok keyif aldım. O keyifli sohbete sizlerin de ortak olmasını istedim, röportajımı kaleme aldım.
2019 LGS BİRİNCİSİ VE MATEMATİM ŞAMPİYONU
M.A. : İlk defa lise öğrencisi bir milletvekili adayımız oldu. Kendini nasıl tanıtırsın Ahmetciğim?
- 7 Ocak 2005 İzmir doğumluyum. 2019 yılında yapılan Liselere Giriş Sınavı'nda 500 tam puan alarak Türkiye birincisi oldum. Tüm soruları tam yapmıştım. Bahçeşehir 50. Yıl Fen ve Teknoloji Lisesi son sınıf öğrencisiyim. Uluslararası arenada matematik yarışmalarına katıldım. Okulun Matematik Olimpiyatları takımındaydım. Takımımla katıldığım hem ulusal, hem uluslararası yarışmalarda önemli dereceler aldım. Bahçeşehir Üniversitesi'nin düzenlediği Matematik Olimpiyatlarında, Türkiye üçüncüsü oldum. Üniversiteye hazırlanıyorum. Okulum da bu başarımdan dolayı bana istediğim herhangi bir bölüm için yüzde 50 burs verdi. Ben 9. sınıftayken, korona salgını başladı. O dönemde online eğitim platformlarından yazılım bilgisi öğrendim, elektronikle ilgili çok iyi bilgilere ulaştım. İlgimi çekiyordu bu alanlar. Ekip arkadaşım vardı, Cem; onunla konuşurken, insanlığa faydamız olacak bir şey yapalım. Şu anda dünyada en büyük sorun, su kıtlığı, dedik. Su ve iklim üzerine konferanslar vermeye başladım, bir süre sonra. Liselere giriş konusunda konferanslar verdim. Hatta Birleşmiş Milletlerin bir etkinliğinde 'Tarım ve Gençler' başlıklı bölümde konuşmacıydım. Cem'le birlikte bilgilerimizi birleştirdik ve bunun sonucunda Nesnelerin İnterneti Tabanlı Akıllı ve Otonom Sulama Sistemi başlıklı bir proje geliştirdik. Bu projeyle TÜBİTAK ödülü aldık. Ayrıca İzmir Ticaret Borsası'nda Türkiye birincisi olduk. İzmir'deki AGRO EXPO Fuarı'na katıldık. Projenin kapasitesi çok büyük olunca, biraz daha büyük düşünelim dedik ve DSİ'nin düzenlediği yarışmada birinci olduk, ülkemizi su ile ilgili projemizle İsveç'te temsil etmeye hak kazandık ve başarıyla temsil ettik.
SİNEMAYA GİTTİÐİMDE 50 LİRA YETİYORDU, ŞİMDİ 250 LİRA YETMİYOR
M.A. : Siyasete girme düşüncesi sizde nasıl oluştu?
- Bu ülkenin evlatları olarak bir yerinden tutmamız lazım. Ben de şimdiye kadar yaptıklarımı duyurup insanlara ilham olmak istedim. Kendi yaşıtlarımı temsil etmek istedim. Kendimi fark ettiğimden beri siyasetle ilgileniyorum. Çünkü 7'den 77'ye herkesin siyasetle ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben küçükken arkadaşımla sinema planı yaptığımda 50 lira yetiyordu. Şu anda 250 lira yetmiyor. Böyle durumlar, beni yahu neden böyle şeyler oluyor, diye sorgulamaya daha fazla itti. Şu anda lise son sınıf öğrencisiyim. Hangi bölümü seçersem, acaba iş bulabilirim, diye düşünüyorum. Çünkü ülkemizde ciddi anlamda işsizlik sorunu var. Bu gerçek, biz gençleri çok korkutuyor. Bu korkuyla nasıl bir çıkış yolu bulabiliriz, onu düşünüyoruz. Sadece kendim için değil, başkaları için de düşünmek istedim bu sorunu. Dolayısıyla siyasete girmeye karar verdim.
BENİ SİYASETE YÖNLENDİREN KİMSE OLMADI, KENDİM İSTEDİM
M.A.: Annenden babandan siyasete girmek için izin istedin mi Ahmet? Nasıl karşıladılar?
- Benim en büyük destekçilerim annemle babam. Bana inanıp güvenip aksiyon almasalardı, bugün bu durumda olmazdım. Armut dibine düşer, tamam, ancak siyasi anlamda armut dibine düşmedi! Çünkü annem de babam da tamamen apolitikler. Siyasetle hiç alakaları yok. Evde siyaset konuşulmasını sevmezlerdi, ben aday oluncaya kadar. Ailem, ben 8. sınıftayken bile kararlarıma karışmıyordu. Sen en doğrusunu bilirsin, sen en iyisini yaparsın, diye desteklediler. Artık büyüdün, kendi kararlarını kendin verebilirsin, dediler. Siyasete girme isteğimi söylediğimde, annem korktu. Ahmet, bak siyasete giriyorsun, eğitimin bundan etkilenmesin, gibi kaygılarını dile getirdi. Türkiye şartlarını biliyorsun, sonra iş bulamazsın, gibi söylemlerde bulundu. Siyasete girmek istediğimi söylediğimde, saygı duydular, o zaman biz de senin yanındayız, dediler. Beni siyasete yönlendiren kimse olmadı, kendim istedim. Babam, Almanya doğumlu. 25 yaşındayken, dedemin ülkeye kesin dönüş yapmak istemesi üzerine yurda dönmüşler. Babam, Almanya'da çalıştığı şirketin Türkiye ayağını kurmuş; matbaa ve teknolojik baskılar üzerine. Annem de babamla birlikte aynı işi yapıyor.
DOÐDUÐUMDAN BENİ SİYASETTE HEP AYNI YÜZLER, AYIN POLEMİKLER VAR
M.A.: Neden başka bir parti değil de Memleket Partisi? İnce'nin hangi özelliğinden etkilendin?
- Ben 18 yaşındayım; 18 yaşımı üç ay geçtim. Ben doğduğumdan beri siyasette hep aynı isimler var. Aynı insanlar ülkeyi yönetiyor. Düşündüm hep, bu insanlar niye gitmiyorlar, diye. Aynı iktidar, aynı muhalefet var. Ben doğduğumdan beri değişen bir siyasi figür var mı? Yok. Sürekli aynı yüzler, sürekli aynı polemikler. Bir türlü gençlerin problemlerini çözmeye, gençlerin o vizyonuna ulaşamadılar. Gerçekten Türkiye olarak bu konuda ciddi sıkıntılarımız var. Ama Muharrem Başkan, her fırsatta genç diyor, bilim diyor, teknoloji diyor. Her fırsatta Atatürk diyor. Ben Atatürk'le büyüdüm, onun düşünceleriyle yoğruldum. Atatürk'ün ideolojisi, benim ideolojim oldu. İlkeleri, benim ilkelerim oldu. Andımızı okurken de, Gençliğe Hitabe'yi okurken de her zaman 'Ey Büyük Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime söz verdim' diyen bir nesildenim. Muharrem Başkan'ın bilime, sanata, akıla, gençlere verdiği önemi görünce, Muharrem İnce'nin partisinde siyaset yapmaya karar verdim. Ya neden ben hep aynı olan iktidarla, hep aynı olan muhalefetle yaşayayım ki... Bir şeyi değiştirmek istiyorsan, gerçekten değiştirmeye aday olan, bir şeyleri değiştirmeye karar veren insanla yola çıkman gerekir. Nitekim o insan, Muharrem İnce'ydi ve onunla yola çıktım. Benim yaptıklarıma, yapacaklarıma saygı duyacak birine ihtiyacım var.
MUHARREM BEY BENİ MYK TOPLANTISINDAYKEN YANINA ÇAÐIRDI
M.A.: Aday adaylık dosyasını Genel Merkez'e teslim ederken, duyguların nasıldı?
- Aday adaylık belgelerimi hazırlayıp Memleket Partisi Genel Merkezi'ne gittiğimde, Muharrem İnce ile görüşmeyi hayal ediyordum. Orada hiç kimseyi tanımıyordum. Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Güzey Yüce Kocataş ile tanıştım, beni çok sıcak bir şekilde karşıladı. Özlem Hanım, benim geldiğimi Muharrem Bey'e mesajla iletti. O sırada MYK toplantısındaymış Muharrem Bey. Bu çocuk 18 yaşında neler yapmış diye mırıldanmış ve beni merak etmiş, tanışmak istemiş. MYK toplantısı sırasında kabul etti beni. Kendisiyle, MYK üyeleriyle tanıştım, kendimi tanıttım. Sağ olsun Muharrem Bey, Memleket Partisi ailesine kattı beni. Oradaki büyüklerimin bana ilgisinden çok mutlu oldum.
SORU BENİM İÇİN ZOR DEÐİLDİ AMA ELİM AYAÐIMA DOLANMIŞTI
M.A.: Muharrem Bey ile aranızda nasıl bir diyalog geçti?
- MYK üyelerinin şaşkın bakışları arasında toplantı salonuna girdim, Muharrem Başkan, 'Gel bakalım' dedi, yanına çağırdı, bağrına bastı. Fizik öğretmeni ya! Beni bir fizik sorusuyla imtihan etti! Suyun yoğunluğunun birimlerini değiştirip kaldırma kuvvetiyle ilgili bir soru sordu, cevabını verince yüzü güldü. Soru benim için zor bir soru değildi ama Muharrem Bey'in karşısında imtihandan geçiriliyor olmak, beni çok heyecanlandırmıştı, elim ayağıma dolanmıştı. Hem genç, hem bilimle uğraşan biri olduğumu öğrenince, beni çok merak etmiş. Sonuçta beni milletvekili aday listesine yazdı. Minnettarım.
SİYASETE GİRMİYORLARSA, ÜLKE İÇİN FAYDALI BİR ŞEYLER YAPSINLAR
M.A.: Gençler siyasete uzak duruyorlar. Genç arkadaşlara bu konuda ne tavsiye edersin?
- Genç arkadaşların, tabii ki herkesin siyasete girmesini, bir yerlere aday olmalarını isterim. Siyasette aktif rol almalarını isterim. Çünkü gençlerle ilgili olmayan siyasetten bir an önce kurtulmamız lazım. Türkiye'nin geleceği benim, biziz. Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olmamız gerekiyor. Milletvekili adayı olarak yaşıtlarıma cesaret vermek istedim; belki benden cesaret alırlar, siyasete girerler, diye... Aday olmasalar bile siyasetle ilgili bir şeyler yapsınlar. En az bu ülke için faydalı ne yapabilirim, diye düşünsünler. Bu seçimde, öncelikle kendi geleceklerini düşünerek, doğru karar vererek oy kullansınlar.
SEÇİLİRSEM TABİİ Kİ ÇOK İYİ OLUR AMA SEÇİLEMEZSEM HİÇ ÖNEMLİ DEÐİL, ÇÜNKÜ…
- Listenin 10. Sırasında yer almış olduğunu görünce ilk tepkin ne oldu? Memleket Partisi İzmir'den kaç milletvekili çıkarır?
- Benim için seçilmek önemli ama seçilememek hiç önemli değil. Çünkü Memleket Partisi'nin bir genç olarak beni 10. Sıradan da olsa aday göstererek bana saygı duyuyor olması çok önemli. Gönül ister ki, İzmir'de Memleket Partisi'nin adaylarının hepsi kazansın. Bu mümkün değil tabii ki. Gerçekten Memleket Partisi'nin adayları hem çok profesyoneller hem de hayatında çok güzel işler yapmış insanlar. Bu ülkeyi yönetmeye talip olan Memleket Partili adaylar, eminim toplumda karşılık bulacaklardır. İzmir'deki aday listesinde olup da üniversitede okumayan tek kişi benim! Çünkü henüz üniversite sınavına hazırlanıyorum, yaşım itibariyle. İzmir'den kaç milletvekili Sayı vermem doğru olmaz ancak çok başarılı sonuçlar alacağımıza, tahminlerin üzerinde milletvekili çıkaracağımıza inanıyorum ve gözlemliyorum.
KIZ ARKADAŞIM, BENDEN DAHA ÇOK HEYECANLANDI
M.A.: Peki, kız arkadaşın nasıl bir tepki verdi, siyasete girmeye karar verdiğini söyleyince?
- Kız arkadaşıma siyasete girme kararı aldığımı söylediğimde, benden daha çok heyecanlandı. Kız arkadaşım hukuk okumak istiyor. İleride çok başarılı bir avukat olacağından eminim. O da siyasetle ilgilenmek istiyor ama 17 yaşında olduğu için siyasete giremiyor. Lisede okuyan bir genç olarak kendisini de temsil edecek, üstelik yakından tanıdığı birinin siyasete girmesi, hatta milletvekili adayı olması, kız arkadaşını fazlasıyla sevindirdi. Sağ olsun desteğini eksik etmiyor.
İLERİDE TEKNOLOJİ ÜZERİNE ŞİRKET KURACAÐIM, ULUSLAR ARASI İŞLER YAPACAÐIM
M.A.: Peki annenin söylediğine gelelim. Siyaset, eğitim hayatını olumsuz etkilemez mi?
- Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Sınava iki ay kaldı. Önümüzdeki bir ayı seçim çalışmaları ile geçireceğim. Projeler, yarışmalar, konferanslardan kaybettiğim vakti, bu yıl çok çalışarak hepsini telafi etmiştim. Bir sıkıntı yok. Makine Mühendisliği okumak istiyorum. İleride kendi şirketimi kurmak istiyorum. Memleket Partisi'ne gittiğimde gördüm ki, tüm genel başkanların uzmanlaştığı bir alan var. Gerçekten çok donanımlı bir kadro var. Muharrem Bey her zaman söyler, benim MYK üyelerimden, genel başkan yardımcılarımdan iki tane bakanlar kurulu çıkar, der. Abarttığını düşünmüştüm ama haklı olduğunu gördüm. Siyaset yapıyorum diye eğitim hayatım kesinlikte sekteye uğramaz. Çünkü bu konuda kendime çok güveniyorum. Hem makine mühendisliğini hem siyaseti bir arada yürütmek istiyorum. Vekillikten sonra da siyasete devam edeceğim ancak kendi şirketimi kurup iş hayatına da gireceğim. Uluslararası işler yapan bir iş insanı olmak istiyorum. Kuracağım şirket teknoloji üzerine olacak. Henüz karar vermiş olmasam da yapay zekayla, endüstriyle alakalı olabilir. Kafamda binlerce proje var.