Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Abdullah Öcalan da örgüte bir ‘Silah bırakın’ çağrısı yapacaksa bunu da bulunduğu yerden, İmralı'dan yapması uygun olacaktır. Eğer böyle bir çağrıda bulunulacaksa da ‘Hayır bulunmasın, böyle bir şeye gerek yok’ da elbette ki diyemeyiz. Ama asıl olarak çözüm sürecinin, bölge insanıyla bölgedeki halkla yürütülmesi son derece önemlidir” dedi.
Fatih Erbakan, partisinin 3’üncü Olağan İl Kongresi’ne katılmak üzere Diyarbakır’a geldi. Erbakan, kongre öncesi basın mensuplarıyla bir otelde toplantı düzenledi. Toplantıya Diyarbakır ve Şanlıurfa il başkanları, genel başkan yardımcıları, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi ve partililer katıldı.
Burada konuşan Fatih Erbakan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetinin Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşmesine değindi. Muhatabın bölge insanı olduğunu ifade eden Erbakan, “Herhangi bir çözüm olacaksa, muhatabın milyonlarca Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşımızın temsilcisi olarak muhatap alınacak kesimin, bir örgüt olması yerine bu bölgede, bölgedeki vatandaşımızın kendisi olması gerekir. Siyasi partiler var. Seçime girebilen veya seçime girme hakkı olmayan da siyasi partiler var. Sivil toplum kuruluşları var. Bu bölge insanını temsil eden meşru kurumlar, kuruluşlar var. Kanaat önderleri var, aşiretler var. Bütün bunlarla görüşerek, bilim adamları, akademisyenler var. Düşünürler var. Basın ve medyanın önde gelen temsilcileri var. Bu bölgenin sosyokültürel yapısını yansıtan, bu önde gelen isimlerle bir araya gelinmeli, müzakere yapılmalı ve meşru taleplerin yerine getirilmesi gereklidir” dedi.
‘ÇÖZÜM SÜRECİNE ‘EVET’ DİYORUZ’
Abdullah Öcalan’ın, çağrısını İmralı’dan yapabileceğini ifade eden Erbakan, “Türkiye'nin üniter yapısına, toprak bütünlüğüne zeval vermeyecek şekilde bölgedeki insanımızın haklarının teslim edilmesi için gereken çalışma yapılmalıdır. Ancak Abdullah Öcalan da örgüte bir ‘Silah bırakın’ çağrısı yapacaksa bunu da bulunduğu yerden, İmralı'dan yapması uygun olacaktır. Eğer böyle bir çağrıda bulunulacaksa da ‘Hayır bulunmasın, böyle bir şeye gerek yok’ da elbette ki diyemeyiz. Ama asıl olarak çözüm sürecinin, bölge insanıyla, bölgedeki halkla yürütülmesi son derece önemlidir. Tabii ki bölgede bir ‘çözüm süreci’ gündeme gelmiştir. Bununla ilgili de biz ne diyoruz? Bölgedeki kardeşlerimizin taleplerinin yerine getirilmesi, batıda insanımız hangi haklara sahipse doğuda da aynı haklara sahip olması için elbette ki biz çözüm sürecine ‘Evet’ diyoruz” diye konuştu.
‘ÖRGÜT DEĞİL, BÖLGE HALKI MUHATAP ALINARAK ÇÖZÜM SÜRECİNE GİDİLMELİ’
Fatih Erbakan, bölge halkının muhatap alınması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bu noktada çözüm süreciyle ilgili muhatap olarak alınması gereken bütün Doğu ve Güneydoğu halkını temsil eden olarak, bir örgütün muhatap alınması değil, bölgedeki siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin, aşiretlerin önde gelen isimlerin, ailelerin ve dolayısıyla doğrudan doğruya bölge halkının muhatap alınarak bir çözüm sürecine gidilmesi gereklidir. Elbette ki çeşitli talepler var. Ana dilde eğitim gibi yıllardan beri dile getirilen bir talep var. Bununla ilgili olarak devletin resmi dili Türkçe olabilir. Kamu kuruluşlarında Türkçe konuşuluyor olabilir. Ancak ana dilde eğitim için bölgede Kürt dilinde, Zaza dilinde eğitim yapan anaokullarının, özel kolejlerin açılmasında hiçbir mahsur yoktur. İsteyen insanımız kendi evladını, kendi çocuğunu Kürtçe eğitim yapan bu kolejlere, bu anaokullarına ve aynı zamanda tabii ki üniversitelerimizdeki Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinde sayısının arttırılması, kadrosunun güçlendirilmesi mümkündür. Bunun yapılması gereklidir ve yine yıllardan beri dile getirilen yerel yönetimlerde yetki artışının sağlanması, elbette Türkiye'nin toprak bütünlüğüne, üniter yapısına, bölünmez bütünlüğüne herhangi bir şekilde halel getirmeyecek şekilde böyle bir yetki artırımının yapılması da söz konusu olabilir. Bu konunun muhataplarıyla görüşülür, konuşulur ve gerekli adımlar atılabilir. Biz doğuyu batıdan ayırt etmeden, Türk'ü Kürt'ten, Arap'ı Çerkez'den, hiçbirini mezhep ve ırk ayrımı gözetmeksizin kucaklayarak, bir ayrım yapmadan hepsine eşit hakları sağlamak ve hepsine adil bir şekilde hizmetleri götürmekten yanayız.”