EGEDESONSÖZ - TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım, SONSÖZ TV'de Basmane Çukuru ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.
Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Başkan Yıldırım,Basmane Çukuru'nun kamuda kalması gerektiğini söyledi. Yıldırım, gerekçe olarak da 1998 yılında yapılan anlaşma sonucu ortaya konulan projenin, yasal bir imar mevzuatı kapsamında olmadığını öne sürerek, "Basmane Çukuru dediğimiz alandaki otogarın varlığının sona ermesinden sonra ilginç bir hikaye başlıyor orada. Aslına bakarsanız, orada bir kamu mülkiyetinin, yanlış verilen kararlarla, içinde bazı hukuksuzlukların da olduğu süreçlerle, kamu mülkiyeti dışına çıkarılması ve özel sermayeye geçmesi, sonrasında şirketin batması sonucu TMSF’ye devredilmesi gibi bir süreç var. Bu yüzden, burası kamunundur, diyoruz" ifadelerini kullandı.
BÜYÜKŞEHİR İLE MAALESEF ŞEFFAF BİR İLETİŞİM SÜRECİ OLUŞTURAMADIK
Basmane Çukuru ile ilgili projede ağırlığın AVM olması, ofis ve konut gibi karma yapıların da yer alması, kademeli yükseklik gibi konuları değerlendiren Başkan Yıldırım, Mimarlar Odası olarak üstlendikleri kent sorumluluğunu da dile getirdi:
"Mimarlar Odası, sadece İzmir’de değil, Türkiye’nin bir çok şehrinde kamu adına hem meslek mücadelesi veriyor, hem de kamu adına kamusal faydayı gözeterek birtakım çalışmalar yürütüyor. Hukuk, verdiğimiz bu mücadelenin son noktasıdır. Bizim kurullarımızdaki bir konu, doğrudan hukuka aktarılmıyor. Önce sorumlulara, sorumlulukları hatırlatılıyor. Bilimsel veriler üzerinden görüşler ifade ediliyor. Birçok mesele, aslında hukuka taşınmadan, sorumluluk sahiplerinin koyduğu iradeyle, daha sorun olmadan çözülüyor. Bunun olmadığı durumlarda tabii ki yargıya başvuruyoruz. Bunu yaparken de bilim, teknik ve kamu yararı üçlemesini gözetiyoruz. Basmane Çukuru, bu kentin 30 yıllık çözüm bekleyen bir sorunu. Basmane Çukuru dediğimiz alandaki otogarın varlığının sona ermesinden sonra ilginç bir hikaye başlıyor orada. Aslına bakarsanız, orada bir kamu mülkiyetinin, yanlış verilen kararlarla, içinde bazı hukuksuzlukların da olduğu süreçlerle, kamu mülkiyeti dışına çıkarılması ve özel sermayeye geçmesi, sonrasında şirketin batması sonucu TMSF’ye devredilmesi gibi bir süreç var. Büyükşehir ile bu konuda maalesef şeffaf bir iletişim süreci oluşturamadık. İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından bu konu yakından takip ediliyor."
SÖZ KONUSU ALANIN YÜZDE 100 OLARAK KAMUYA KALMASI GEREKİR
"Bu alandan feragat edilemez. Feragat demek, hak sahibi olduğunuz bir yerden vazgeçmeniz demektir. Büyükşehir, 1998 yılında bir sözleşme imzalayarak, yapım karşılığında burasını devrediyor. Tapuya bir projeyle gidiliyor. Kahramanlar Otoparkı’nın yapımı karşılığında bir mal paylaşımı yapılıyor. Tapuya gidilen projenin dayanağında bir yasal bir imar mevzuatı yok. 1/1000 ölçekli imar mevzuatı olmadığı için tapuya sunulan proje, resmi bir proje anlamı taşımıyor. Geçerliliği olmayan bir evrak üzerinden mal paylaşımı yapılmış diğer bir ifadeyle. En baştan sorunlu doğmuş bir meseleden bahsediyoruz. Geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, görev süresinin sonuna doğru, bir dava açtı. Bu davanın aslında çok daha önce açılması gerekirdi. Oda olarak zamanında buranın yüzde 100 olarak, yani tamamının kamu olarak kalması gerektiğini söylemişiz. Tunç Bey, bunun üzerine bir dava açtı. Dava süreci devam ediyor. Basmane Çukuru gerçekten çok önemli bir konu. Meslek odalarından bağımsız bir sürecin yürütülüyor olması maalesef bizi biraz tedirgin ediyor. Burada yapılması gereken durum budur; teknik olarak veriler şunlardır; şeklinde bir durum söz konusu değil. Egedesonsöz’de Basmane Çukuru’na yapılacak binalarla ilgili görselleri gördük. Basmane Çukuru ile ilgili yorum konusuna gelince... Biz sadece görsel üzerinden bir yorum yapamayız. Mimarlar Odası’nın o görseller üzerinden yapması, süreci legalleştirmesi anlamına gelir. Böyle bir adım atmamız söz konusu değil. Değerlendirme yapmak için vakit erken. Kademeli bir yapılanma, belirli bir gabaride bir kütle ortaya çıktı ancak işlevin ne olacağını bilmiyoruz. Yapılan bir belediye ve kamu yapısıysa, buna ilişkin oraya getireceği yük, kullanım şartları farklı olacağı için değerlendirmeler mutlaka farklı olacaktır. Bahsedilen işlevleri içeren bir projeyse, bağımsız birim sayıları, büyüklükleri, işlevleri, her biri ayrı birer değerlendirme konusudur. Mimarlar Odası İzmir Şubesi olarak, dolayısıyla bizim bu konuda bir söz söylememiz doğru değil. İlerleyen süreçte, kentliyle, meslek odalarıyla süreci daha şeffaf olma iradesini gösterirse Büyükşehir Belediyesi, bilimsel ve teknik görüşlerimizi mutlaka sunarız."
BURADA AVM'DEN ÖNCE KEMERALTI'NIN TARTIŞILMASI GEREKİYOR
Basmane Çukuru'na yapılması muhtemel AVM'nin, Kemeraltı için çok büyük tehdit oluşturacağı yönündeki yorumlara katıldıklarını belirten Başkan Yıldırım, "Burada yapılması düşünülen AVM’den önce Kemeraltı’nın tartışılması gerekiyor. Kemeraltı, çok değerli bir alan. Dünyanın en eski açık hava çarşısı burası. Son zamanlarda Kemeraltı, ticaret anlamında ikinci plana düştü. Sadece Basmane Çukuru’nda değil, Konak’ta, bu bölgede ticaretle ilgili bir karar verilirken aslında Kemeraltı’nın öncelenmesi gerekir. Kemeraltı’nın insan hayatına, ticaret hayatına daha çok katılmasının sağlanması gerekir. Kemeraltı’nın tarihi değerinin ön plana çıkarılması gerekir. Kemeraltı, özelliği sebebiyle İzmir’in yüzü olabilecek bir zenginliğimiz, değerimiz. Kemeraltı esnafını düşünmek zorundayız. Çünkü Kemeraltı esnafının varolmasını istiyoruz. Çok uzun yıllardır ticaretin yapıldığı bir kültür alanı orası aynı zamanda. O bölgede ticaret için de o bölgeye katkı yapmak gerekiyor. Basmane Çukuru’na AVM yapılacağı düşüncesi, resmi olarak masanın üstüne konmuş değil. Kemeraltı’nda bu kadar büyük bir ticaret varken, üstelik gelişmeye müsaitken, orada bir AVM tercihi olmamalı" dedi.
TAVSİYEM, SÜRECİN KENTLİYLE, MESLEK ODALARIYLA ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ
Belediyenin yüzde 30'luk hissesinin değerinin, yapılacak belediye hizmet binasının maliyetinden daha yüksek olduğu, bu yüzden belediyenin bu işten zarar edeceği iddialarını da yorumlayan Mimarlar Odası Başkanı Uğur Yıldırım, bu görüşlere yer verdi:
"Biz Oda olarak ne yaparsak yapalım, yaptığımız işleri bilimsel verilere dayandırmak zorundayız. Büyükşehir’in yüzde 30’luk hissesi olduğunu konuşuyoruz. Oysa biz yüzde 100’ünün halka ait olduğunu, kamuya ait olduğunu söylüyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, yüzde 30’luk hisse karşılığında Konak’taki hizmet binasını yaptırması durumunda belediye zarar mı eder, kazançlı mı çıkar, bunu hesap edebilmemiz için yapılacak işler hakkında elimizde bir verinin olması lazım ama yok. Biz yıkılan Büyükşehir binasının güçlendirilmesi gerektiğini, yıkılmasına gerek olmadığını anlatmaya çalıştık ancak bizi dinleyen olmadı. Kentte yıkılan o binadan çok daha durumda olan binalar vardı. Büyükşehir yapısının kurtarılabileceğini dile getirdik. Cemil Başkan, Konak’ta Büyükşehir hizmet binası için çalışmalar yürüttüklerini açıkladı. Üzülerek söylüyorum, teknik bir toplantıda o çalışmaları birlikte değerlendiremedik maalesef. Sadece şöyle bir çağrımız oldu; çok önemli, çok kıymetli , kent belleğinde de yeri olan bir alan. Projenin bir yarışmayla yapılmasında fayda var. Şu an ortada Büyükşehir’e yapılacak bina ilgili yapım yöntemi nedir, ne kadar alana yapılacak, ne kadar yükseklikte olacak gibi bilgiler yok. Bu durumda maliyet bedelini tariflemek de çok zor. Dönüyorum Basmane Çukuru’ndaki yüzde 30’luk alana… Orada ne yapılacağı da meçhul. Bu durumda bir meslek odası olarak rakamsal anlamda açıklama yapmamız pek sağlıklı olmaz. Benim Büyükşehir’e tavsiyem, süreci kentliyle, meslek odalarıyla daha şeffaf bir şekilde yürütmesi, masada konunun mutlaka tartışılması, kamu yararının mutlaka korunması yönündedir."
MEYDANLA BÜTÜNLEŞEN, İZMİR'E YAKIŞIR BİR YAPI OLSUN
Konak Meydanı'na yapılacak yeni hizmet binasının ne gibi özellikler taşıması gerektiği konusundaki soruya Başkan Yıldırım, şu yanıtı verdi:
"Mimarlar Odası, yıkılan Büyükşehir binası yapılırken de itiraz etmiş. Günün koşulları onu gerektiriyormuş. Sonuçta kent, oradaki binayı, meydanı senelerce kullandı. Orada yapılacak yeni yapının yine kamusal kullanımı güçlendirecek şekilde olması gerekir. Çevre değerlerine saygılı bir şekilde kendi varlığını oluşturması gerekir. Bu arada yeni bina yapımında kanuni süreçlerin doğru yürütülmesini istiyoruz. Plan notuyla kıyı kenar çizgisi sorunu aşılmaya çalışılıyor. Bu konuda endişelerimiz var. Bu endişemizi de Büyükşehir’de dile getirdik. Meydanla bütünleşen, kamusal kullanımı yüksek, İzmir’e yakışır bir yapı olmasını arzu ediyoruz."