'Gece gündüz kafası kıyak dolaşan nesil istemiyoruz.'
Başbakan böyle buyurmuş. Ayrıştırma siyasetinin son şaheseri de bu açıklamayla birlikte günlük yaşamımızdaki yerini almış oldu.
'Kafası kıyak olmayan insanlar, kafası kıyak dolaşan insanlarla birlikte yaşamak istemiyor.' Ben böyle anladım.
Bu da demektir ki, 'kafası kıyaklar' ile 'kafası kıyak olmayanlar' arasında siyasal ve sosyal bir ayrışma yaşanacak.
Ayrışmanın yanı sıra, günü geldiğinde bu yasakçı zihniyet Ömer Hayyam'ın Rubai'lerini de yasaklayacaktır, içinde kadeh geçen şarkı sözlerini de… Gerekçe hazır; içki içmeye teşvik ediyor…
Kafası kıyak olmayanlar, uyanık ve dipdiri, bilim ve tanrı aşkıyla yanıp tutuşan pırıl pırıl bir nesil olarak zuhur ettiğinde; ellerinde içki şişesi, orada burada boş boş sürten kafası kıyaklar kaçacak delik arayacaklar…
Cumhuriyet'in aylak ve ayyaş yurttaşları artık ayağını denk alsın!..
Atatürk'ün o ünlü içki masalarını herkes bilir. O içki masalarında çok önemli meselelerin konuşulduğu da bilinir. Ve İsmet İnönü'nün, buna karşı çıktığı için Atatürk ile arasının açıldığı da bilinir.
Hal böyle olunca, Başbakan'ın sözleri akıllara şu soruları düşürmez mi?
'Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kıyak kafayla mı kurmuş oluyor?'
'Atatürk, Cumhuriyet devrimini kıyak kafayla mı yapmış oluyor?'
'Atatürk, ülkeyi kıyak kafayla mı yönetmiş oluyor?'
Bu sorular uzar gider. Atatürk'ün her yaptığına uygulayabilirsiniz bu 'kıyak kafa' kalıbını.
İçki içmeyen 'Müslümanlar' ile içki içen 'yurttaşlar' arasına böyle tehlikeli mesafeler koymak, sanki süregelen bir siyaset anlayışının devamı.
Bu siyaset anlayışı; Türkler ile Kürtleri karşı karşıya getirmiştir, Sünniler ile Alevileri karşı karşıya getirmiştir, Laisite yanlıları ile dindarları karşı karşıya getirmiştir, başı açık kadınlar ile başı kapalı kadınları karşı karşıya getirmiştir.
Artık kimsenin birbirine tahammül edemediği bir toplumda yaşar olduk.
Toplumun bütün kesimleri arasında husumet yaratmak fikri hiç kuşku yok birilerinin değirmenine su taşıyor. O birilerinin 'Türk halkı' olmadığı da kesin.
Nasıl bir kafa ile karşı karşıyayız ki, 90 yıldır, ülkede 'kafası kıyak nesiller' yetiştiğini ima edebiliyor?
Bu nasıl bir kafadır ki, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet kuşaklarını böylesine tuhaf bir göndermeyle aşağılayabiliyor?
Bu nasıl bir kafadır ki, içki içen herkesin 'gece gündüz kafası kıyak dolaştığını' söyleyebiliyor?
Bir insanın böyle konuşabilmesi için kafasının gerçekten kıyak olması lazım.