Dervişoğlu, Kürtlerin Türkiye'nin bir parçası olduğunu ve toplumdaki diğer vatandaşlar gibi, Kürtlerin de kendilerinin kardeşi olduğunu belirtti. Ancak, terör örgütü PKK ve Abdullah Öcalan'a yönelik sert eleştirilerde bulunarak, "Kürtler bizim her şeyimizdir ama Abdullah Öcalan canisi ve PKK düşmanımızdır ve hiçbir şeyimizdir" dedi.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Davası ve Zaman Aşımı Eleştirisi
Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında ayrıca Büyük Birlik Partisi'nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin davanın zaman aşımına uğramasını da eleştirdi. "Başladıkları her işi yarım bırakıyor, ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Milletimizin ne maddi ne de manevi çıkarlarına dair hiçbir meseleyi tamamlamışlıkları yok" diyerek, adaletin işlemediği bir dönemde olduklarını vurguladı. Yazıcıoğlu'nun ölümüne dair dava sürecinin zaman aşımına uğramasının, faillerin meçhul bırakılmaya çalışılmasının bir örneği olduğunu söyleyen Dervişoğlu, "Zaman aşımı diye bir şey yoktur, fail meçhul diye de bir şey yoktur" ifadelerini kullandı. "Suçlular milletin malumudur, gün gelecek her şey gün yüzüne çıkacaktır" diyerek, adaletin er ya da geç yerini bulacağını belirtti.
Asgari Ücret ve Emekli Maaşına Yansımayan Zam Eleştirisi
Dervişoğlu, 2024 yılında yapılan asgari ücret ve emekli maaşı zammını da sert bir şekilde eleştirdi. "Yıl sonu gelirken, acaba biraz yüzümüz güler mi diye bekliyorsun; memursun, işçisin, emeklisin, işsizsin. Beklediğin zamlı maaşın, bakıyorsun ki senin hakkını savunacak diye beklediklerin el pençe divan" diyerek, hükümeti eleştirdi. "Sana yüzde 15 zammı esirgediler, harcı, yolu, vergisi ise yüzde 44 arttı" diyerek, vatandaşın ekonomik durumunun her geçen gün zorlaştığını belirtti. Ayrıca, "Kaşıkla verdiğini, kepçeyle alan" bir düzenin var olduğunu ve bu düzenin vatandaşların haklarını gasp ettiğini ifade etti.
PKK ve Abdullah Öcalan'a Af Çıkarma İddialarına Tepki
Dervişoğlu, PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'a af çıkarılacağına dair iddialara da sert tepki gösterdi. "Kimse bu katilin silah bırakma çağrısını yaparken bunun bir af süreci gerektirdiğini fark etmez" diyerek, bu tür söylemleri kabul etmediklerini belirtti. "Kimsenin Apo'ya ya da içerideki katil sürüsüne çıkartılacak bir affın, genel affa dönüşeceğini inandığını sanmıyorum" diyerek, Türk milletinin ve devletinin düşmanı olanlara karşı kararlı bir tutum sergileneceğini ifade etti. "Biz soracağız, Türk milleti de soracaktır" diyerek, bu tür adımların milletin vicdanında karşılık bulmayacağını söyledi.
Kürtler Bizim Kardeşimizdir, Ama Teröristlere Karşıyız
Dervişoğlu konuşmasının devamında, Kürtlerin Türk milletinin kardeşi olduğunu ve toplumun eşit bir parçası olduklarını belirtti. Ancak, terörizme ve teröristlere karşı kararlı bir duruş sergilemeye devam edeceklerinin altını çizdi. "Bu topraklarda yaşayan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit ve onurlu vatandaşlarıdır. Canımız ve varlığımız birbirimize fedadır ama teröre, teröriste, bölücülüğe verecek bir çakıl taşımız bile yoktur" diyerek, terörle mücadelede kararlılıklarını vurguladı. Dervişoğlu, Kürtlerin toplumun ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade ederken, PKK ve Abdullah Öcalan gibi terör örgütlerinin liderlerine karşı hiçbir taviz verilmeyeceğini yineledi.
Ana Dilde Eğitim ve Diğer Talepler Üzerine Görüşler
Dervişoğlu, grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in "Gündemimizde çift dil ve bayrak yok, barış var" açıklamalarına ilişkin olarak, Dervişoğlu, "Gündemlerinde yoksa bunu deklare etsinler. Ana dilde eğitimden vazgeçsinler, federasyondan vazgeçsinler" diyerek, bu tür taleplerin daha fazla arka planda yer aldığını belirtti. "Bunlar varsa, zihnin arka planında yeni stratejik alan bekleyen projelerdir" diyerek, bu gibi taleplerin devletin ve milletin birliğiyle çelişen projeler olduğunu söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Kürtlerin toplumsal bir kardeşlik bağı içerisinde olduğunu vurgularken, terörizm ve teröristlere karşı kararlı bir duruş sergileyeceklerinin altını çizdi. Aynı zamanda, ekonomik adaletsizliklere, adaletin işlememesi ve bazı davaların zaman aşımına uğramasına karşı da sert eleştirilerde bulunarak, toplumsal sorunların çözülmesi için güçlü bir adalet çağrısında bulundu.
