Kimsenin hatırladığı filan yok ama…

Ben yine de tarihe bi'not düşeyim dedim…

Dün; 30 Mart'tı…

Tarihçilere göre 30 Mart 1432…

İstanbul'u fethedip, Orta Çağ'ı sona erdirerek Yeni Çağ'ı başlatan Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci padişahı…

Fatih Sultan Mehmet'in doğum günü…

586 yıl önce…

Ya da, başka bir deyişle…

Yaklaşık 214.000 gün önce…

Fatih Sultan Mehmet hayata gözlerini açmış…

Hani şu sıralarda…

Kanal D'de 'yüksek reyting' yapan…

'Mehmed: Bir Cihan Fatihi…' adlı diziye gözüm takılınca aklıma geldi…

Beş-altı yıldır Osmanlı hayranlığına alkış tutan…

Muhteşem Yüzyıl gibi… Diriliş Ertuğrul gibi… Osmanlı Tokadı gibi… Filinta gibi… Payitaht Abdülhamit gibi…

Diziler pek popüler olunca…

İnsanın gözü kayıyor ister istemez…

***

O, 'çağ kapatıp çağ açan' Fatih Sultan Mehmet var ya…

Tarihe sadece 'İstanbul'u fetheden padişah' olarak geçmedi…

Bir mühim özelliği daha var…

Tahta oturduktan sonra bir kanunname çıkardı…

Bu kanunun meşhur maddesi şöyle:

'Nizam-ı alem için şehzadeler öldürülebilir…'

Yani, kısaca…

Dünyanın düzeni adına padişahlar öz kardeşlerinin kanına girebilir…

Fatih, kanunu çıkarmakla kalmadı…

İlk işi, biri iki yaşında, diğeri sekiz aylık kardeşleri…

Ahmet ile Hasan'ı öldürttü…

Hızını alamadı, iki karısını da boğdurttu…

Bu maddeye dayanarak…

Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta çıkan padişahlar…

İlk iş ve kendisine tanınmış bir hak(!) olarak kardeşlerini katletmeye başladı… Arkası çığ gibi geldi…

***

Fatih'ten sonra İkinci Beyazıt tahta geçtiğinde kardeşi Cem Sultan, canını kurtarıp İtalya'ya kaçtı… Beyazıt, İtalya'ya gönderdiği berbere kardeşinin boğazını kestirtti…

Yavuz Sultan Selim babasını öldürterek tahta geçti… Sekiz kardeşini acımadan boğdurttu; onların tüm eş ve çocuklarını da öldürttü…

Kanunu Sultan Süleyman, oğlu şehzade Mustafa'yı boğdurttu… Mustafa'nın oğlu, karısı ve tüm akrabası aynı gün katledildi… Yetmezmiş gibi karısı Sicilyalı Rozalina'yı da öldürttü…

İkinci Selim, kaçıp İran'a sığınan kardeşi Beyazıt'ı yakalattı; 11 çocuk dahil tüm ailesi yok edildi…

Üçüncü Murat tahta çıkar çıkmaz ilk iş altı kardeşini boğdurttu… 130 cariyeden 112 çocuğu oldu… Hepsinin sonu facia ile noktalandı… Üçüncü Murat öldüğünde, hemen o gece ondan hamile olan 10 cariye boğdurulup, Sarayburnu'ndan denize atıldı…

Üçüncü Mehmet, aralarında kundakta olan bebeklerin de bulunduğu 19 kardeşini tahta çıktığı günün gecesi öldürttü… Oğlu şehzade Murat'ı da boğdurttu… Yerine oğlu Birinci Ahmet geçti… Babasının cenazesi Ayasofya Camii'ne götürüldü… Cenaze namazı kılınacaktı… Ancak taze padişah ortalıkta yoktu… Sonunda O'nu iki elinin arasına başını almış düşünürken buldular… Birinci Ahmet babasının cenazesine gelmeyi reddetti ve şöyle dedi:

'Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam, babam da olsa katildir… Ben bir katilin cenazesini kılmam… Varın siz kılın, defnedin…'

Ve Osmanlı'da…

1389'da başlayan kardeş katliamı 1603'e kadar 214 yıl devam etti… Daha sonra tek-tük şehzade katliamı olduysa da 1700 yılından 1922 yılına, saltanat kaldırılana kadar 22 yıl içinde tek şehzade katliamı olmadı…

***

Cumhuriyet…

İşte, böylesi kardeş katliamlarına da 'dur' dediği için fazilettir…

Çünkü…

Cumhuriyet'te…

Halkı yönetenler, seçimle iş başına gelirler… Halk, istediğini seçer, istemediğini seçmez… Seçilen kişiler halka karşı sorumludurlar…

Tüm bunlardan dolayı Cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir…

***

Fatih'le başladık, Fatih'le nokta koyalım…

İstanbul'u fethetmek büyük olay…

Çağ kapatıp, çağ açmak da öyle…

Yedi dilde konuşmak da büyük marifet…

Ama…

Kardeş katli, Allah vermeye…

Hele hele bunu kanun eliyle yapmak insanlığa sığar mı?

Bu katliamı yapmasalar Osmanlı çöker miydi?

***

İlahi adalet'e inanlar için minik bir notum var…

Fatih'in nasıl öldüğü hala sır…

Gizlice saraya getirilen cenazesi…

Karanlık bir odada unutuluyor…

Hem de üç gün üç gece…

Kokudan yanına yaklaşılamıyor…

Hava sıcak olduğu için ceset bozuluyor…

Elbise vücuduna yapışıyor…

Bu yüzden elbiseyi kesmek zorunda kalıyorlar…

Daha sonra iç organları çıkarılıyor tahnit ediliyor…

Kesik elbise bugün hale Topkapı Sarayı'nda…

Sonsöz: 'Farzet ki, yazdıklarımı anlayabildin… Ya anlamadıkların? Ya yazıp da sildiklerim? Ya yazamadıklarım? / Mevlana…'