Dervişoğlu: Bu büyük milleti böldürtmeyeceğiz Dervişoğlu: Bu büyük milleti böldürtmeyeceğiz

 

EGEDESONSÖZ – İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci Ümit Yaldız, Abdullah Öcalan’ın TBMM’de konuşması önerisiyle ilgili yaptıkları kamuoyu araştırmalarını açıklarken, DEM’li seçmenin bile bu öneriye ret oyu kullandığını bildirdi. Devlet Bahçeli’nin önerisini benimsemeyenlerin oranının yüzde 75 olduğunu, asla benimsemiyorum diyenlerin yüzde 65, konuşsun ama mecliste değil diyenlerin yüzde 10’a tekabül ettiğini belirten Yaldız, DEM seçmeninin de ret oyu verdiğini bildirdi. Yaldız, DEM seçmeninin, tüm bunların bir tiyatro olduğuna inandığını, söylemleri ve girişimleri inandırıcı bulmadığını dile getirdi.

İZMİR, BAHÇELİ’NİN ÖNERİSİNE YÜZDE 75 RET DİYOR

Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Ümit Yaldız, Öcalan tartışmalarında Ülkü ocakları ile MHP’nin, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu arasındaki söz düellosuna değindi. Yaldız’ın değerlendirmeleri şöyle:

“Pandomi, Ocalan meselesiyle koptu. Devlet Bahçesi, siyasal geçmişiyle çelişen bir duruş sergiledi. Gözyaşları dinsin, dedi ama doğrudan İmralı açılımı yaptı, herkesi şaşırttı. Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan affedilsin dese bu kadar tartışılmazdı. Kutsal mekana gelsin, DEM grubunda konuşsun dedi. Meclis, milli mücadelenin filizlendiği, yönetildiği bir yer. Onun Türk milleti özelinde kutsallığı var. Orada, onlarca polisimizin, öğretmenimizin, bebeklerin ölümünden sorumlu bir terörist başının davet edilmesi, nereden bakarsanız bakın, ezber bozan bir şeydi. İzmirlilere sorduk bunu. İzmir, milliyetçiliğin, ulusal bilincin, Atatürkçülüğün merkezidir. İzmir, şeriattan, bölücülükten korkar. Cumhuriyet değerlerinin özdeşleştiği bir şehirdir. Sinir ucu illerden biridir İzmir… Konya, Trabzon da sinir ucu bir yerdir. Sorduk, yüzde 65-66 oranında Devlet Bahçeli’nin çağrısını asla benimsemiyorum; dedi. Yüzde 10 civarında da konuşsun, ama mecliste konuşmasın, dedi. İki oranı topladığımızda Öcalan mecliste konuşsun önerisini reddedenlerin oranı yüzde 75’tir. CHP seçmeninde ve diğer partilerin seçmenlerinde çok yüksek oranda ret var. DEM seçmenlerinden bile ret var. Onlar, bunun bir tiyatro olduğuna inanıyorlar. Çok da inandırıcı bulmuyorlar. MHP’de yüzde 30-40 oranında ret var. İktidar partisinden de ret var. Kesinlikle destekliyorum diyenler yüzde 6 oranında. Diğerleri şartlı destek veriyor. Yüzde 12 gibi destek var. Reddeden, veto eden bir anlayışın temsilcisi İzmir… Batı illeri başta olmak üzere Türkiye’nin bu görüşü desteklediğini düşünüyorum. Sınırları aşan bir öneriydi bu öneri. Devlet Bahçeli, iktidarın adı konmamış bir ortağı. Bahçeli dışında biri önerseydi, bugün Silivri’deydi. Bir milletvekili söylemiş olsaydı, dokunulmazlığı gitmişti. Bu çok tehlikeli bir öneriydi. 40 yıllık silahlı bir terör var. Müsavat Dervişoğlu, MHP İzmir il başkanlığından, Ülkü Ocakları Genel başkanlığından geliyor. Devlet Bahçeli’ye MHP’de rakip olmuş birisi, 41 oy almıştı. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; İYİ Parti’de işler iyi gitmiyor. Kurulduğu noktanın çok gerisine düştü. Kavga şunu getirebilir; Devlet Bahçeli sonrasında Müsavat Dervişoğlu’nun liderliğiyle ilgili zemin hazırlayabilir. Çünkü Öcalan karşıtlığının her zaman bir alıcısı vardır.”

İZMİRLİLER, SURİYELİLER İÇİN NE DÜŞÜNÜYOR?

İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Gazeteci Ümit Yaldız, Suriyelilerle ilgili yaptıkları araştırmalardan çıkan bazı ayrıntıları da anlattı:

“Araştırmayla ilgili paylaştığımız noktalarda bazı ayrıntılar var. Mesela Suriye’deki gelişmeler… Ne dedik, Suriye meselesi bir dış politika değildir, Türkiye‘nin meselesidir, İzmir’in meselesidir. Sırf mülteciye dayandığı için oyları yüzde 5’e dayanan bir parti var ülkemizde, Zafer Partisi… Tüm adaylarının, milletvekili, cumhurbaşkanı adalarının gündeminde mültecilerin gönderilmesiyle ilgili gündem var. Milyonlarca Suriyelinin ülkemizde olduğunu düşünürsek, oradaki meseleler, bizim iç meselemiz haline geliyor. Oradaki rejim değişikliğinin yıkılmasının sonrasında bu Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Türkiye’de kime güç verecek? Türkiye’nin aleyhine mi olacak, lehine mi? Toplumun fikri nedir, anlamaya çalıştık. Bu işler, Suriye’deki gelişmeler, Erdoğan’ın dahli ile desteğiyle olmuştur ve dolayısıyla oradaki şeyler Erdoğan’ın hanesine yazılmıştır. Erdoğan İzmir’de son seçimde yüzde 33 aldı. Bu işin Erdoğan’ın başarısı olduğunu düşünen önemli bir kitle var. Yüzde 50 civarında… Suriye’deki gelişmeler Türkiye’nin lehine olmuştur düşüncesine ne kadar katılıyorsunuz diye sorduğumuzda yüzde 45 oranında katılıyorum yanıtını aldık. Erdoğan’ın lehine olmuş mudur sorusuna yüzde 50’lere varan “Evet” yanıtı geldi.  Suriye’deki gelişmeler, Erdoğan’ın lehine artı yazıyor. Peki bu lehine dürüm, ne kadar sürdürülebilir? Tersine dönebilir mi? dönebilir! Şu da olabilir; komple yıkılmış bir Suriye’yi yeniden inşa etme noktasında Türkiye açısından bir gelir kapısına dönerse, Erdoğan’ın lehine olma durumu daha da artar. Şimdilik içe yansıyan bir şey yok. Mesele sığınmacıların ülkelerine gitmesi değil, altyapı ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesinde Türkiye rol alırsa, bu kazancı olur. Erdoğan, buradan kazanım elde eder.”