Elimiz kolumuz bağlıydı ve çok acıydı.

'Can kaybı olmaması tek tesellimiz' diyordu TV'ler…

İnsanı özne, geri kalanı nesne gördüğümüz an sanki başlıyor her şey…

Marketin önünde bekleyen bir kişi elindeki çöpünü yere attı. 'Çöpünüzü alır mısınız?' dediğimde pis pis baktı: 'Herkes atıyor birader'

Evlerimiz tertemiz, içeriye ayakkabı ile kimseyi sokturmuyoruz. Sokaklarımız leş gibi… Ama olsun, evlerimiz temiz…

Arabamızı oto yıkamacıya götürürüz. İç, dış temizlik yaptırıp üstüne dünya para veririz. Yolda giderken de elimizdeki cam şişeyi, izmariti yol kenarına atarız. Yansın dünya… Ama olsun, arabamız temiz…

Bunu yapan insanlar siz değilseniz bile komşularınız… Sorarsan herkes müthiş temizdir.

Yaşadığımız bir çağ yangınıdır. Eller günahkar, diller günahkar, dünya günahkar…

Birileri işten siyaset devşirmeye bile çalıştı. İş yapmamazlıkla, beceriksizlikle suçladı birbirini. Konuştukça battı. Hiçbiri ülkedeki çevre bilincini geliştirme konusunda bir şey söylemedi. Laf ebeliğini bir meslek haline getiren siyasetçilerin bu ülkenin doğası ile geleceği ile bir derdinin olmadığını izledik.

Kötü bir Ağustos'tu.

Çevre, kendisine hor davranmanın karşılığını kül bulutları olarak İzmirlilere iade etti. Şimdi 'nesneleştirdiğimiz' doğaya bir iade-i itibar borcumuz var.

Ne yapılmalı?

Bırakın siyaseti, gelin büyük bir kampanya organize edin. Her İzmirli bir fidan eksin. İzmir'in dağları hızla yeşersin.

Okullar açılıyor ve gelecek nesillerin bir hikayesi olsun. Kampanyaya okullar da dahil edilsin. Bu dağlar onların emekleri ile yeniden yeşersin.

Askeri kışlalardaki erlerimiz bu konuda seferber edilsin.

Daha bir sürü şey…

Ama en önemlisi…

Doğamızı evimiz gibi görmemizi sağlayacak bir seferberliğe ihtiyaç var.

Okullarda mutlaka çevre dersi zorunlu ve uygulamalı olmalı.

Caydırıcılık da çok önemli…

Mesela bekçilik kurumu… Şu an işlevsiz… Her birine yetki verilsin ve çevreyi kirletene en ağır cezayı yazsın. Örneğin Bulgaristan'dan bunun için görevli zabitler var. Parkta elle bir şey yediğinizde uzaktan sizi izlerler. Yere attığınız an en az bir aylık maaşınızı keserler. Zabıtalar… Dükkan sahibinin levhasıyla uğraşacağı kadar kadar çevre kirliliği konusunda pekala yetkilendirilebilir. Polisler de aynı şekilde…

Hatta çevreye kirletenlerle ilgili videoları ihbar kabul edersin. İhbar edenlere de küçük bir ödül verirsin. Şu anki kirlilik en az yüzde 50 aşağı düşer.

Daha bir sürü şey…

Ama uygulanır mı?

Burası Türkiye…

Ucuz siyasetin ülkesi…

Çok zor…