Fırat Soylu/EgedeSonsöz - Daha önce partisinin kültür-sanat, ulaşım, turizm ve kentsel dönüşüm politikalarını açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili adayı Alaattin Yüksel, bu kez enerji politikalarını açıkladı. CHP İzmir İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Yüksel, “Temiz ve sürdürülebilir enerji” başlığı altında hazırlanan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Enerji üretiminde dışa bağımlılığın giderek arttığına vurgu yapan ve cari açığın önemli bir bölümünün enerji kaynaklı olduğuna dikkat çeken Yüksel, her yıl 40 milyar dolar dolayında enerji ithalatı yapıldığını söyledi. Yüksel, “Cari açığın önemli bir bölümünü enerji oluşturuyor. Hükümete yakın ekonomi yazarlarının bile Türkiye’nin bu konuda risk taşıdığını dile getirmesi enerjinin önemini ortaya koyuyor. Halkın iktidarında, yerli kaynaklarımıza öncelik veren, çevreye duyarlı, insan odaklı bir enerji politikası benimseyeceğiz. Yılda ortalama yüzde 7 düzeyindeki ekonomik büyümede ihtiyaç duyulan elektrik enerjisini, özel sektör ve kamu birlikleri ile yerli kaynaklardan azami ölçüde yararlanarak karşılayacağız” dedi.
NÜKLEER İÇİN REFERANDUM
Nükleer enerji konusuna da değinen Yüksel, hükümetin Mersin Akkuyu’da yapmayı planlandığı nükleer santralle ilgili ciddi eleştirilerin olduğunu söyledi. İktidarın santralle ilgili sorulara açıklayıcı yanıtlar vermediğini savunan Yüksel, santralin ihalesiz bütün aşamalarının Rus şirketlere verilmesinin yanlış olduğunu belirtti. Bölgenin deprem riski taşıdığını ve kurulacak santralin teknolojisinin eksi olduğu ifade eden Yüksel, “Halkın iktidarında bu yeniden gözden geçirilecek, değerlendirilecektir” diye konuştu. Yüksel, CHP iktidarında nükleer enerji konusunda kararı halka bırakacaklarını belirterek, santrallerin kuruluş kararının referandumla belirleneceğini açıkladı. İktidara gelmeleri halinde Enerji Bakanlığı bünyesinde Ulusal Yenilenebilir Enerji Strateji Merkezi kuracaklarını da ifade eden Yüksel, enerji üretiminde kamu ve özel sektörün iş birliği yapacağını ve temiz enerji kaynaklarına yatırımın artacağını söyledi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik mekanizmasıyla destekleneceğini kaydederek, güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kullanımının yaygınlaştırılacağını dile getirdi.
“TÜRKİYE GÜNEŞİN ÜLKESİ OLACAK”
Yüksel ayrıca, Türkiye genelinde güneş enerji santrali kurulumuna uygun 4 bin 600 kilometrekarelik tarımsal kullanım dışı alanın bulunduğuna dikkat çekerek, “2020 yılına kadar fotovoltaik elektrik üretiminde 20 bin megawatt, toplam elektrik enerjisi tüketimimiz ise 545 milyon megawatt/ saat olarak öngörülmektedir. Bu durumda tükettiğimiz enerjinin yüzde 5’ini güneş enerjisinden karşılayarak, dünyanın ilk 10 ülkesi arasına gireceğiz. Bu yatırım politikasıyla 180 bin kişiye istihdam yaratacağız” dedi. Gelişen teknoloji kullanımı ile bilirlikte evlerin çatılarındaki görsel kirliliğin ortadan kaldırılacağını ve her eve güneş enerjisi gireceğini söyledi.
TEMİZ ENERJİ YAYGINLAŞTIRILACAK
CHP iktidarında temiz ve sürdürülebilir enerji projeleri kapsamında İzmir’de jeotermal enerjinin yaygınlaştırılması için çalışmalara hız verileceğini de belirten Yüksel, “Balçova, Narlıdere ve çevresinde jeotermal enerjinin konutlarda ısıtma amaçlı kullanımı artırılacaktır. İzmir’de Seferihisar ve Dikili kaynaklarının, Ege’de ise diğer illerimizde bulunan kaynakların jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretimi, seralar ve turizm amaçlı olarak kullanımı sağlanacaktır” dedi.
İzmir’i rüzgar enerjisinin merkezi yapmak istediklerini de dile getiren Yüksel, “Ege ve İzmir’in kıyı bandında, ölçümlemeleri yapılmış, rüzgar haritaları çıkarılmış iç bölgelerinde, rüzgar santrallerinin kurulması ve İzmir’in bu konuda Türkiye’ye öncülük etmesi sağlanacaktır. İzmir başta olmak üzere, Ege Bölgesi’nin rüzgar türbini, fotovoltaik panel gibi temiz enerji teknolojileri üretim üssüne dönüştürülmesi sağlanacaktır” diye konuştu.
HES’LER İÇİN HALKIN FİKRİ ALINACAK
Toplantı sonunda Hidroelektrik santralleri konusuna da değinen Yüksel, başta çevreciler ve bazı sivil toplum kuruluşlarının tepki gösterdiği HES’ler konusunda öncelikle yöre halkının fikrinin alınması gerektiğini belirterek, “AKP iktidarı döneminde vahşi piyasalaştırma ve özelleştirme anlayışı sonucu neredeyse her akarsuyun üzerine, çevre etki değerlendirmeleri gözetilmeden küçük ve orta güçte hidroelektrik santraller kurulmaya başlanmıştır. Tarımsal sulamayı, doğayı gözetmeyen bu yaklaşım yerine, büyük güçte hidroelektrik santrallerin verimliliği ve çevresel bütünselliği esas alarak gerçekleştirilmesi sağlanacaktır” dedi.
Yüksel ayrıca, HES’lere karşı demokratik hakkını kullanmak isteyen çevrecilere yönelik baskıları da değerlendirerek “Hükümet başı şu anda bir paranoya içinde. Hükümeti eleştiren herkesin kuvvetli suç şüphesi altında olduğunu görüyoruz. Hükümeti devirme suçu işlenmiş gibi kabul ediliyor” diye konuştu. Toplantıya katılan CHP İl Başkanı Bayır ise “CHP’nin enerji politikasında, enerjiyi üretim için kullanmak isteyen yatırımcının bürokraside boğulmadığı, üretenin mükafatlandırılacağı bir anlayışı bulacaksınız” dedi.