HABERLER>KÜLTÜR - SANAT
22 Aralık 2009 Salı - 00:00

Yeni Türk eserlerini operaya taşıyacak

Aşk-ı Memnu operasıyla İzmir’’i büyüleyen Selman Ada, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyaya ait birçok öykü, masal ve destanı opera sahnesine taşımayı amaçlıyor.’

Yeni Türk eserlerini operaya taşıyacak



İZMİR - Bestelediği ''Aşk-ı Memnu'', ''Ali Baba ve Kırk Haramiler'' ve ''Mavi Nokta'' operalarıyla büyük beğeni kazanan, ''Aşk-ı Memnu'' operası, yıllarca kapalı gişe oynadığı Ankara'nın ardından bu sezon İzmirlilerle buluşan Selman Ada, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyaya ait birçok öykü, masal ve destanı opera sahnesine taşımayı amaçlıyor.
  
 ''Aşk-ı Memnu'' operasının ilk gösterimlerinde orkestrayı yönetmek üzere konuk olduğu İzmir'de açıklamalarda bulunan Ada, 7 yaşından bu yana besteler yaptığını, 1971'de Paris Konservatuvarını bitirdikten sonra da beste çalışmalarını sürdürdüğünü, ancak ciddi anlamda opera besteciliğinin 1991 yılında Ankara'da sahnelenen ''Ali Baba ve Kırk Haramiler'' operasıyla başladığını söyledi.
    
Yaptığı çalışmaları kendi kariyeri değil ''eserlerinin kariyeri'' olarak gördüğünü ifade eden Ada, şunları kaydetti: ''Ben sürece eserlerin kariyeri diyorum, benim bir kariyerim olmaz, başkaları bana besteci dediği için ben de kendimi öyle adlandırıyorum. Eserlerim, yazdıklarım çok beğeniliyor, halktan evvel sanatçılar beğeniyor, değerlendirmek istiyor; Türkiye'deki konserlerde, yurt dışı konserlerde, okullarda, konservatuvarlarda zorunlu olarak eğitim programlarında bulunan Türk bestecileri derslerinde... Bir de bakıyorum, en çok benim operalardan aryalar, düetler seslendiriliyor. Sonuçta, severek okuyan sanatçı, seyirciye bunu yansıtıyor, eser başka bir ruhla seyirciye yansıyor. O alkışların kuvvetli gelmesinin sırrı, sanatçının da eseri sevmesinden kaynaklanıyor.''
    
Sanatçıların eserlerini sevmesinin sırrının ise kendisinin, çoğu bestecinin aksine şan bilgisine sahip olmasından kaynaklandığını Ada, ''Türk bestecilerinin yüzde 99'u şan bilmiyor. Şan bilmeden yazılan operalara sanatçı aşkla bağlanmıyor, seyirciye de iyi ulaşmıyor. Operalarım beğeni topluyorsa, bu, şan konusunda 37 yıllık birikimimin meyvesi. Operaya bu kadar yüreğini vermiş başka bir Türk besteci yoktur'' dedi.
    

 
EVRENSEL MÜZİK İÇİNDE YEREL MOTİFLERİN ETKİSİ
Müziğinin, icra edenler ve dinleyenler tarafından başarılı bulunmasında, yerel motiflerin evrensel dille aktarılmasının da etkili olduğunu ifade eden Ada, müzik tarihinde yerel konu ve motiflerin kullanımının çok yaygın olduğunu söyledi.
    
Çaykovski'den Mozart'a birçok bestecinin, kendi ülkesindeki temel kaynaklardan, ritüellerden, masallardan, halk şarkılarından etkilendiğini anlatan Ada, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Besteciler o kadar çok şeyden etkileniyor ki, örneğin 'Satılmış Nişanlı' operası Smetana'nındır, Çek ruhunu yansıtır ama evrensel bir dilde yazılmıştır. Türkiye de dahil olmak üzere, dünyanın her yerinde oynandı, tıpkı 'Carmen'de Bask bölgesinin folklorunun evrensel dile taşınması gibi. Bask bölgesini anlatır Carmen, ama hangi halk olursa olsun, izleyenlere zevk vermekte. Bizim de yaptığımız bir anlamda bunu hayata geçirmek, yavaş yavaş, çaktırmadan, Türk şan ekolünün oluşmaya başlaması.''
    
Sahneye taşımak istediği çok derin ve önemli konular olduğunu, elinde farklı dillerde yazılmış ve tamamlanmış 13-14 tane libretto bulunduğunu anlatan Ada, komedi türünde bir müzikal hazırlığı içinde olduğunu da anlattı. Ada, ''Türk kültüründen yola çıkan, dünyaya mal olabilecek ölçülerde yazılmış bir çocuk operası da da yazmak istiyorum'' diye konuştu.
    
Ada, çalmaktan ve dinlemekten zevk aldığı çok sayıda besteci olduğunu, ancak birini seçmesi gerekirse, en büyük usta olarak Bach'ı kabul ettiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Tüm bestecilerden keyif alıyorum, çapkın bir aşık gibi tüm bestecilere hayranlıkla bağlıyım, sadece bilgi anlamında, birinci sınıf hırsız gibi hepsinden bir şey alıyorum. Bach dahil, hepsi de benim hocamdır, çünkü sanatta bir hocanın size bir şey söylemesi gerekmiyor, sizin algılamanız gerekiyor. Ben ne kadar algılıyorsam, o kadar öğrencisiyim. Ben onlardan çok büyük bilgi kaptım, çok hırsızlık yaptım, tabii bilgi anlamında. Bilgi çok önemlidir, kitaplarda yazmaz sanattaki birçok şey, sizin algılamanızla ilgilidir.
    
Son söz olarak da şunu söylemek isterim, evet bilgi çok önemlidir ama daha önemli olan hayattır. Ne kadar yaşarsanız, o kadar bestelersiniz.''
    
SELMAN ADA
Selman Ada, 1953'te doğdu. 1965'te devlet tarafından 6660 sayılı ''harika çocuk'' yasası kapsamına alınarak ailesiyle Paris Ulusal Yüksek Konservatuvarına gönderildi.
    
Dünyaca ünlü ustalarla çalışarak ve beş ayrı dalda birinci olup ''birinciler birincisi'' unvanıyla 1971'de mezun olan Ada, 1973'te İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde göreve başladı. 1975'te son anda hastalanan orkestra şefinin yerine provasız çıkarak Don Giovanni operasını yönetti ve dünyanın en genç opera orkestra şefi unvanını da aldı. Ada, Don Giovanni'deki başarısının ardından bu kuruma orkestra şefi olarak atandı. 1979'da Ankara Devlet Opera ve Balesinde genel müzik direktörü olarak çalıştı. 1980'de Paris'e dönerek ''Ecole Normale Superieure de Musique''te opera korrepetitörlüğü ve orkestra yönetimi bölümünü kurdu.
    
Yedi yaşından beri beste yapan Ada, orkestra şefi, besteci ve piyanist olarak Türkiye'de ve Avrupa'da binden fazla temsil, konser ve resital verdi.
    
Ada, aynı zamanda bütün eserleri külliyen basılan ilk Türk bestecisi olma özelliği de taşıyor.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Büyük yönetmene son veda
Tedavi gördüğü hastanede önceki gün vefat eden usta yönetmen Zeki Ökten ...
Avatar'dan rekor açılış hasılatı
Yönetmenliğini James Cameron'un yaptığı bilim kurgu filmi "Avatar", ...
Yılbaşında yine meydanlardayız
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet Meydanı’’nda gerçekleştirilecek ...
 
Ünlü oyuncunun banyoda kalbi durdu
Amerikalı aktris Brittany Murphy Los Angeles'ta kaldırıldığı hastanede hayatını ...
’‘Devekuşu Kabare’’ salona sığmadı
Turgut Özakman ve Haldun Taner’’in yazdığı, Mustafa Kurağ’’ın yönettiği ...
Türk sinemasından bir yıldız daha kaydı
Türk sinemasının ünlü yönetmenlerinden Zeki Ökten, 68 yaşında tedavi ...
 
Cameron da yıldız sahibi oldu
Kanadalı yönetmen James Cameron, Hollywood'daki Şöhretler Kaldırımı'nda ...
''Kadından sakıncalı'' İzmir'de
İstanbul Şehir Tiyatrosu’’nda ’“Yedi Tepeli Aşk’” oyununun temsiline ...
Şair Lorca’’nın mezarı bulunamadı
İspanya İç Savaşı'nda kurşuna dizilerek öldürülen ünlü şair Federico ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
50 yıl önce nasıl katil oldu?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva