İZMİR - MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, partisinin İzmir İl Başkanlığı tarafından Narlıdere Naci Usta'da düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Vural, Hükümetin açılım adı altında bölücülüğü cesaretlendirdiğini öne sürdü. Vural, "Haklı çıktık. Bu ülkeyi dokuz yıldır yönetenler varsa bir vicdan muhasebesi yapmalılar. 'Yapmayın etmeyin' dedik. 'Açılım adı altında bölücülüğü cesaretlendirirsiniz. Bölücülerle müzakere etmeyin' dedik. Şehit cenazelerine sahip çıktığımız için bizi 'kandan beslenenler' olarak adlandırdılar. Şimdi geldiğimiz bu günlerde şehit cenazelerinde haykırışlarımıza 'yaygara' diyenler şehit ailelerine copu, biber gazını eksik etmeyenler, bugün şehit aileleriyle birlikte fotoğraf çektirerek utanmadan bunu istismar edebiliyor" dedi.
BOĞAZINIZ DÜĞÜMLENMİYOR MU?
Vural, Hükümetin terörle mücadele konusunda sınır ötesi operasyon kararıyla MHP'nin söylediği noktaya geldiğini ileri sürerek, "Biz, 'terörle mücadele edin' dedik. Bize 'kandan besleniyor' diyenler şimdi 'bir ölür, bin diriliriz' diyorlar. Hiç bunları söylerken bu kelimeler boğazlarınıza tıkanmıyor mu? Hangi yüzle söylüyorsunuz? Terör örgütüne hak, özgürlük ve demokrasi ile cevap vereceklerini söyleyenler bugün terörle mücadelede yeni yöntemler sınır ötesi operasyon dahil hepsini düşünmek durumunda kalıyor" diye konuştu.
Haksızlık yapıldığı için MHP'den özür dilenmesini isteyen Vural, bu konuda haklı olduklarını belirterek, "Başımız dik, bağımızı hiç öne eğmedik, aldatmadık, aldanan da olmadık" dedi.
BUGÜNE KADAR NEREDEYDİNİZ
Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oyun bitmedi, rol paylaşımı devam ediyor. 'Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire gideceğiz' dediler. Bu süreci iyi takip etmemiz lazım. Biz uyarıyoruz. Kalkıp Başbakan, Ahmet Davutoğlu gidip Esad'a 'git' diyebiliyor. Şuna 'git' buna 'git' diyor. Ey Sayın Başbakan, Davutoğlu'na Irak'ın kuzeyinde topraklarını onları besleyen onları koruyan Barzani'ye karşı kılınız neden kıpırdamıyor niye 'git' diyemiyorsunuz. Kimin vesayeti var üzerimizde? Orada Irak'ın kuzeyinde Saddamlaşmış, eziyet veren orayı PKK'nın üssü haline dönüştüren karşısında gıkları çıkmıyor. Ondan sonra şehit sayımız artıyor. 'Ramazan'dan sonra' deniyor. Sayı daha da artınca 'hemen vuracağız' deniyor. Peki bu güne kadar neredeydin? Niye bugüne kadar elinizi kolunuzu bağladınız, niye bugüne kadar İmralı'da terör örgütünün ceviz ağacının altında basın tribünü kurmasına izin verdiniz. Herkes kendine gelsin bedelini benim milletim çekiyor. Bölücülük güç kazanmıştır. Paralel devlet uygulamasına kadar gidilmiştir. Terör örgütüne karşı devlet meşru gücünü kullanacak, 'şiddetin diliyle olmaz' deniyor. Askerini, polisini öldürene ne yapacaksın? Bu ne biçim gaflettir, ne yapıyorsunuz siz? 'Kardeş kanı dökülmesin' deniyor. Bu ülkede doğulusu, batılısı birlikte yaşıyor. Bu ülkede kardeş kanı dökülmüyor aksine kardeş kardeşe kırdırılıyor."(DHA)