ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanıp yargılanmayacağına ilişkin değerlendirmesi üzerine, ''Anayasa'nın 148. maddesi çok net. Gayet doğal bir değerlendirme'' dedi.
Tarhan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ''fezleklerle ilgili konuştuğunu, 'her cezaevine giren başbakan olamıyor' dediğini, bu sözlerinden de fezlekeler arasındaki farkı bilmediğinin ortaya çıktığını ileri sürdü.
Tarhan, ''Çünkü bizim fezlekemiz adil yargılamayı etkileme denilen eleştiri ile alakalı bir fezleke iken, onların fezlekesi sahtecilik, kalpazanlık gibi fezlekeler. Bunlar unutulmuş anlaşılan. 'Cezaevine giren herkes başbakan olamıyor' demiş ama biz, 'Amerika'ya gidip biat eden Başbakan oluyor' gibi anlıyoruz bunu. Kusura bakmasın ama bizden hiç kimse böyle bir onursuzluk yapmaz'' diye konuştu.
Çelik'in ''CHP, kendi iç çatışmalarıyla ilgilensin'' dediğini de hatırlatan Tarhan, ''Ben de böyle laf edenlere diyorum ki, önce kendi içlerindeki cemaat çatışmalarına baksınlar'' değerlendirmesinde bulundu.
''AK Parti'nin toplumun zihnini kirletmeye çalıştığını'' iddia eden Tarhan, şunları söyledi:
''Adil yargılamayı etkileme suçu, 'ben bu davanın savcısıyım' diyenler, özgürlükler lehine yorum yapıp tutuklama kararlarına karşı çıkan yargıçlara, 'çetenin nöbetçi yargıç ve savcısı' diyenler ve sınıf arkadaşları yüksek yargıya konuşlanınca 'Allah verdikçe veriyor' diye sevinç gözyaşları döken adamların işlediği suçtur.''
Emine Ülker Tarhan, ''Sınıf arkadaşlarına şükür duası yapanlarla, yasa dışı ortam dinlemeleriyle mücadele yerine sürekli kullanıp dedikodu malzemesi yapan bir Adalet Bakanının, kendi kişisel listesini HSYK diye yutturan bir Adalet Bakanının bizim dilimizden anlaması beklenemez. Toplumu bilgilendirmeyle yükümlü olan ve görevi eleştirmek olan anamuhalefet partisi başkanına ve aslında toplumsal muhalefete sopa gösterircesine düzenlenen bu fezlekeden sonra Başbakanın 'işlem tamam' anlamına gelen bir şey söylediğini hatırlayın. Sayın Başbakan 'olması gereken oldu' dedi. Bu mesajı vermesi aslında bence, safdillik oldu. Bunu tezgahlayanların safdilliğidir bu. Ey Bakan ve Başbakan, ince ayar işlerin tezgahlandığını biliyoruz. Bunun da ilk olmadığını anlıyoruz''diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tarhan, ''Hüseyin Çelik'in, 'Kuzey Koreliler'in ağlaması' şeklindeki benzetmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Aslında değerlendirme yapmaya değer bulmuyorum bu açıklamayı. Değersiz buluyorum, değersiz bir açıklama'' karşılığını verdi.
''Bülent Arınç'ın tutuklu milletvekilleriyle ilgili açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusu üzerine ise Tarhan, ''Değersiz buluyorum bunu da. Yapabilecekleri şeyi yapmadıkları taktirde yapılan bütün sözler laf-ı güzaftır, değersizdir'' dedi.
Tarhan bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Gül'ün İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiği yönündeki açıklamasını hatırlatması üzerine Anayasa'nın 148. maddesinin çok net olduğunu belirterek, ''Gayet doğal bir değerlendirme'' dedi.
Tarhan, ''Kılıçdaroğlu'nun Büyükanıt'ın da yargılanması gerektiği yönündeki açıklamasının'' sorulması üzerine de şöyle konuştu:
''Dolmabahçe Türkiye'nin kara kutularından birisidir. Açılması için tabii ki bir soruşturma gereği varsa olmalı. Ayrıca 148. madde ile ilgili şunu işaret etmek isterim: Bazı değerlendirmelerde denir ki, 'bunun görevle alakası yoktur.' Peki bir genelkurmay başkanı var, sayalım ki görevi sırasında bir suç işliyor. Çıkıp part time teröristlik yaptığını mı düşüneceğiz. O kadar garip bir değerlendirme ki bir hukukçu olarak anlayabilmem mümkün değil.''