Fatih YAPAR/Can ÖZLÜ/EGEDESONSÖZ - CHP Büyük Kurultayı’nın ikinci gününde yaşanan Parti Meclisi, Bilim Yürütme ve Kültür Platformu ile Yüksek Disiplin Kurulu üyeliklerinin seçimleri sonuçlandı. Bir önceki yönetim kurulu listesinin büyük oranda değişmesi parti örgütlerine heyecan getirirken, İzmir’den yönetim kadrolarına giren partililer ise sevinç yarattı. Kurultay öncesinde PM’de 6 ve YDK’da iki isimle temsil edilen İzmir, son yapılan kurultaydan karlı çıktı! Sandıklarının açılması ile İzmir örgütünün yüzü gülerken, PM ve BYKP’ye toplamda 7, Yüksek Disiplin Kurulu’na ise 4 İzmirli girmeyi başardı.
Ümit Yaldız'ın köşe yazısı: 'Örgüte 'sarı' çalım ve İzmir'in siyasi patronluğu'
Genel Başkan tarafından hazırlanan ilk BYKP listesine adı yazılan ancak sonradan dağıtılan hiçbir anahtar listede kendisine yer bulamayan Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, liste delerek adını PM’ye yazdırması da dikkat çekti. PM’de ilk kez yer alacak olan ‘sağ kökenli’ Milletvekili Aytun Çıray, eski İl Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Saygılı ve Gazeteci Berrin Gürçay Dilekçi de büyük mutluluk yaşarken, Saygılı’nın kadın kotasına takılarak liste dışı kalacak olması da İzmir’in PM’deki koltuk sayısını olumsuz etkiledi.
CHP’nin yeni Parti Meclisi’ne; İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel, Aytun Çıray, Oğuz Oyan, Birgül Ayman Güler, Hülya Güven ile birlikte Hüseyin Saygılı ve Berrin Gürçay Dilekçi girdi. Yüksek Disiplin Kurulu’nda ise Milletvekili Mustafa Moroğlu, Selahattin Balta, Sumru Karaer ve Ülkü Caner yer aldı.
GÜVEN: ÖRGÜTE KULAK KABARTACAĞIZ
Hülya Güven: Örgütümüzün bizden ne istediğine kulak kabartacağız. Yürüttüğümüz bir takım çalışmalar vardı zaten. Bütün ilçelere ve köylere ulaşacağız. Yerel seçimlerimiz çok yakın. Ona yönelik çalışmalarımızı da el birliği ile hayata geçireceğiz. Kurultayımız çok faydalıydı. 6 çeşit liste çıktı. Olmasaydı daha iyiydi ama oldu. Bizim çalışmalarımızı engellemez bu. Seçilenler, örgütün kendi istediği kişiler girdi.
ÇIRAY: MERKEZ SAĞI CHP’YE ÇECEKEĞİM
Kurultayın hem kendisi hem de partisi için bir başlangıç olduğunu ifade eden Milletvekili Dr. Aytun Çıray, “Her kurultay yeni bir tazelenmedir. En Başta sağlık politikaları konusunda Türk milletini daha çok aydınlatacağım. Sağlık politikaları her geçen gün kötüye gitmektedir. Sezeryan gibi konular, zorlayıcı kanunla insan hayatını kaybeder hale getirdiler. Sağlık ve sosyal politikalar konusunda hem eleştirel hem de çözüm üreten projeler üreteceğim. Geçmişte birlikte siyaset yaptığım merkez sağdaki arkadaşlarımı da CHP çizgisine çekeceğim. Benim yönetim anlayışıma göre genel başkan çalışma arkadaşlarını kendi seçme hakkına sahiptir” dedi.
YÜKSEL: GÜÇLÜ BİR PM OLUŞTU
Kurultayın çok güzel ve coşkulu geçtiğini anlatan Milletvekili Alaattin Yüksel, “Çok güzel bir kurultay yaşadık. Demokratik ve coşkulu oldu. Güçlü bir PM oluştu. Bu parti meclisi en sade üyesinden gönüllüsüne kadar tüm CHP’ni iktidar hedefine kilitleyecektir. Herkesin ilk hedefinde iktidar var. Yerel seçimler öncesi, sadece İzmir’de değil tüm yurtta partilileri sahaya çıkartacağız. Halkın istek ve taleplerini belirleyerek kedimize yol haritası çizeceğiz” diye konuştu.
CHP İl Başkanı Tacettin Bayır’ın “Kendisini çok hırslı görüyorum. Milletvekilinin YDK’da yer alması doğru değil” diyerek eleştirdiği Mustafa Moroğlu, partide görev alanların polemiğe girmesini doğru bulmadığını söyledi. Bayır’ın görüşlerine saygı duyduğunu ifade eden Moroğlu, “Hiçbir zaman parti görevlilerinin görevleri ile ilgili ‘şöyle yapsınlar’ diye telkinde bulunmam. Milletvekili, parti meclisine de YDK ya da seçilir YDK’da görev alacakların görevi adaletli bir şekilde temsil edecek olması önemlidir. Yargı bağımsızlığını savunduğumuz gibi partide parti disiplinini savunacağız. Parti disiplini içinde hareketi sağlamak bizim görevimiz. Ben de bu görevi en iyi şekilde yapacağım” dedi.
Partinin İzmirli YDK Üyesi Selahattin Balta, deneyimlerini partiye aktaracağını söyledi. Uzun yıllar Makine ve Kimya Endüstrisi Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK Denetim Kurulu Başkanlığı ve Erdal İnönü’nün danışmanlığı gibi görevlerini yaptığını ifade eden Balta, “Partide genel başkana örgüt ayak uyduramıyor. Genel başkan partinin çok önünde gidiyor. Disiplin kurullarına da bir format atılması gerek. İzmir, Antalya, Ankara ve İstanbul gibi önemli iller birbirinden bağımsız hareket ediyor. Disiplin kurullarının önce eğitimden geçirilmesi gerek. Tüzükteki yetkilerini bilmeyen kurullar çalışamıyor. Bir yerde meclis üyesi belediye başkanına hakaret ediyor ama parti buna bir şey yapmıyor. Herkes haddini, yerini bilecek. Kimse partiden üstün değildir. Biz partinin hukukunu koruyacağız. Bu amaçla genel başkanımıza yardımcı olmak için yola çıktık” dedi.
YDK Üyesi Süleyha Sumru Karaer de bundan önce olduğu gibi bundan sonra da partinin gelişmesi, büyümesi ve daha iyi noktaya gelmesi için elinden geleni yapacağını söyledi. İşletme eğitimini tamamladıktan sonra hukuk eğitimi aldığını, İngiltere’de yaşadığını da anlatan Karaer, “Partime daha çok teknik anlamda destek olarak katkı koyacağım. Kendime güvenim ve inancım tam. 34 yıllık partiliyim. Daha adil, daha parti hakkını gözeten sistemin işlemesi için gayretim sürecek” diye konuştu.
İzmir eski İl Disiplin Kurulu Başkanı Ülkü Caner, partinin yeni yönetiminde YDK’da görev almasının kendisi için ayrı bir anlam taşıdığını söyledi. Disiplin Kurulu kararı ile partiden daha önce atıldığını, mahkeme kararı ile de geri döndüğünü ifade eden Caner, “Yeni YDK’da çalışmalar yapacağız. İktidar mücadelesi disiplinli bir parti yapısıyla olur. Antidemokratik değil özgürlükçü, ortak akıl ve programlara uygun bir yapı ile olur. Hoşgörü ile adaletli, partililere şucu bucu demeyen bir yapı olacak. Partideki disiplin duruşu sopa değil demokratik bir yapı ile alt kademelere aktarılacak” dedi. Kurultayın iktidara yürüyüş kurultayı olduğunu anlatan Caner, “Farklı düşüncelerin ortak noktada buluşması sağlandı. Genel başkanın etrafında CHP yeni çağdaş demokratik yapılanma için daha yoğun ve birlikte devam edecek. Türkiye’nin umudu olmaya devam edecek” diye konuştu. Caner kendisi için yazılan ‘Alaattin Yüksel’in danışmanı’ sıfatını da kabul etmediğini söyledi. Caner, “Danışman demek ‘maaş alan’ demektir. Benim için bu açıklamalar parti içinde küçük düşürücü oluyor. Ben maaş almıyor, gönüllü, fedakarlık yaparak çalışıyorum. Sayın Yüksel’in genel başkan yardımcılığı döneminde Ankara’da bulunarak kendisine yardımcı oldum. Bu benim Alaattin Yüksel ile ilişkimin yanında parti sorumluğumun da getirdiği bir durumdur. Tabi ki Yüksel’in yanında bulunmak ve onunla yol yürümek gurur verici bir durumdur ama ben danışmanı değilim” ifadelerini kullandı.
Yıllardır gerek partide gerekse yaşamında kadın hakları için mücadele ettiğini ifade eden Berrin Dilekçi, bundan sonra da yoluna aynı anlayış ile devam edeceğini söyledi. Dilekçi, “25 yıldır partide sürekli koşturuyorum. Örgütten gelen bir insanım. Parti meclisine girmem benim için çok anlamlı oldu. Emeğin karşılığının verildiğini gerçekten gördüm. Kadın kotası uygulaması ile birlikte çok başarılı kadınlar partimizde görev aldı. Bu bir kadın devrimidir. Dayanışma içinde çalışacağız. Destek veren vermeyen herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.