İZMİR - Bergama Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen sohbet toplantısında izleyenlerinin karşısına çıkan Çelebi, düşünceleriyle yüzyıllar boyunca insanlara yol gösterici olmuş Mevlana’nın felsefe ve öğretilerini paylaştı.
Esin Çelebi’yi Bergama’da görmenin sevindirici olduğunu ifade eden Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç; “ Aralık ayının ilk haftası çeşitli etkinliklerle Mevlana Haftası olarak kutlanır. Bu hafta içerisinde büyük düşünür Mevlana anılır ve düşünceleri paylaşılır” dedi.
Gönenç sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam dininin büyük düşünürlerinden Mevlana’nın fikirleri yalnız bu topraklarda değil, dünyanın dört bir köşesinde yankı buluyor. Bugün Asya’dan Avrupa’ya birçok insan Mevleviliğe ilgi duyuyor. Mevlana deyince aklımıza gelen ilk şey hoşgörü oluyor. Mevlana’nın İslam dinini hoşgörü, aşk ve sevgiyle anlatması insanların önünde büyük ufuklar açtı. ‘Ne olursan ol gel’ sözü onun ne kadar engin bir hoşgörüye sahip olduğunu gözler önüne seriyor. İnancın birleştirici değil ayrıştırıcı bir unsur olarak yansıtılmaya çalışıldığı günümüz dünyasında Mevlana’nın felsefesine fazlasıyla ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum”.
Mevlana’nın 22. Kuşak Torunu Esin Çelebi “Büyüklerimiz velilerden bahsedilen yerlere o velilerin misafirlerinin geldiğini söyler. Biz de bugün Mevlana’yı anmak için bir araya geldik. Dolayısıyla hepimiz Mevlana’nın misafirleriyiz” diyerek sözlerine başladı. Çelebi, “ Tarihten tıp bilimine kadar engin bilgiye sahip büyük düşünür Mevlana, bilgilerini medreselerde yüzlerce öğrenciyle paylaşmış ve birçok insanın ufkunu açmıştır. Mevlevilik olgun insan yetiştirme yoludur. Mevlevihaneler ise birer akademi gibi öğrencilerini her alanda eğitmiş okullardır” dedi.
Uluslararası Mevlana Vakfı’nın bugüne kadar uluslararası düzeyde iki önemli projeyi hayata geçirdiğini belirten Çelebi, Sema ve Mevlevi Müziği’nin İnsanlığın Koruması Gereken Soyut Kültür Mirası’na katıldığını ve Mevlana’nın 800.doğum yılı nedeniyle 2007’nin Mevlana Yılı olarak kabul edildiğini ifade etti. Çelebi konuşmasında; gelecek nesilleri doğuran annelere ve çoğu kadın olan eğitmenlere önemli görevler düştüğünü söyleyerek, çocuklara maddi hayat kadar manevi hayatı öğretmenin dünyayı barış ve huzur dolu, daha yaşanılası bir yer kılacağının altını çizdi.