Kınay iddialar hakkında yargıyı işaret etti ve ekledi: Hodri meydan!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Karabağlar Belediyesi Ağustos ayı olağan meclis oturumu gerçekleştirildi. Belediye Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen oturuma Belediye Başkanı Emine Helil İnay Kınay başkanlık yaptı.

Meclisin gündeminde ise sokak hayvanları ile ilgili çıkarılan yasa ile Başkan Kınay ile ilgili yer alan işe alım ve bağış iddiaları yer aldı.

AKTAŞ: KANUNU UYGULAMACAĞIZ
Gündem dışı konuşmalarda söz alan CHP'li Meclis Üyesi Ezgi Aktaş sokak hayvanları ile ilgili çıkarılan yasa hakkında, "Bildiğiniz üzere Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. 17 maddelik bu kanun düzenlenmesinin Hayvanları korumakla hiçbir ilgisinin olmadığı apaçık ortadadır. Bu bir koruma kanunu değil. Bir ölüm fermanıdır. Bu düzenlemenin hiçbir vicdani ve insani yanı yoktur. Şunu belirtmek isterim ki biz Karabağlar Belediyesi olarak merhametten ve vicdandan yoksun olan bu kanunu uygulamayacağız. Böyle bir vebalin altına girmeyeceğiz. Bu konuda içiniz rahat olsun. Ortada bir sokak hayvanları sorunu varsa bunun çözümü tek taraflı ve dayatmacı bir yaklaşım olamaz. Çünkü burada bir nefesten bir candan söz ediyoruz. Dünyadaki tüm yasaların üstündedir. Bir canın kaderini yasalara teslim etmek ne vicdana ne de insan onuruna yaraşır bir durum değildir. Bu sorunun insancıl ve vicdani çözümü ancak ortak bir dille olur. Biz insandan yana olduğumuz kadar hayvana da yanayız. Çünkü insan insan olmanın temel koşullarından biri kendisi korumak, kendisini korumaktan aciz olan bir cana sahip çıkmakla olur. Onu katlederek değil. Böyle bir merhametsizliğin ve vicdan yoksulluğunun daima karşısında olacağımızı tüm Karabağlar bilmesini istiyoruz. Bizler doğada yaşayan tüm canlıları yaradanın yarattığı olarak kabul edip ve buna göre değerlendirirken iktidar yirmi iki yıldır bizleri dille, dinle, mezheple, başörtümüzle, hatta bayrak sevgimizle bile bu toplumu bölmeye çalıştı. Bunların popülerliğini ve sesini yitirdiğinden kaynaklı da şu an sıra toplumu ayrıştırmak için sokak hayvanlarına gelindi. Karıncayı bile incitemeyen bir topluma o masum sokak hayvanlarının gözüne baka baka uyutma adı altında onları bitiremezler. Bu hiçbir vicdana yaraşmaz, hiçbir vicdan kabul ettiremez" dedi.

ACAR: BİZ BU YASAYI DESTEKLİYORUZ
AK Parti Meclis Üyesi Hasan Acar ise CHP'li meclis üyesinin konuyu yanlış anladığını belirtirken, " Kendisinin yasayı bir defa daha okumasını ve okuduğunu da anlamasını tavsiye ediyoruz. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen yasa evet sizin de sloganınız gibi yaşatmak üzerinedir. Sokak hayvanlarını ve sokakta yaşayan ya da sokağı paylaşan insanlarımızı, çocuklarımızı yaşatmak üzerine kurulmuştur. Buradaki yasayla beraber artık sokak hayvanları daha iyi bir bakıma kavuşacaktır. Belki sahiplenmeyi sağlayarak ki kendisi az önce bir önerge verdi. Sahiplenmeyi güçlendirelim diye o önergeyle söylemleri de çelişmektedir. Belki de sahiplendirmeyi sağlayarak daha güzel ortamları sağlayacağız. Ve en sonunda eğer ki bir topluma zararı var ise, eğer ki kendisine ve türüne bir zararı varsa gene belediyemizin yetkili veteriner hizmetlerinin, veterinerlerinin onayıyla ancak uyutmayı sağ yasadır. O yüzden AK Parti grubu Cumhur İttifakı grubu olarak da biz bu yasayı destekliyoruz. Bu yasayla beraber hem insanlarımızın hem sokak hayvanlarımızı daha konforlu bir yaşama elde edeceğini düşünüyoruz. Ezgi Hanım'a tekrar yasayı okumasını tavsiye ediyorum" ifadelerini kullandı.

EROĞLU: KREMATERYUMA BİZ KARŞI ÇIKTIK
AK Parti Grup Başkanvekili Fırat Eroğlu ise, "Maalesef ki herhalde geçen yasanın maddelerini hiçbir satırını hiçbir harfini okumadan göz ardı ederek bu meclis salonunda gelip burada konuşma yaptığını düşünüyorum. Keza 2022 yılı 15 Mart günü...  Bakın bu Ferman Karabağ Belediyesi'nin fermanıdır. Burada olarak hayvanları yakılacaktır. Bunun önünü biz geçtik. Cumhur İttifakı olarak biz geçtik.  Evrak duruyor. Ilgili evrakta da yazıyor.  Krematoryum alım ihalesi bu. Bu niçin alınacaktı? Eğer ölüs hayvanlar bunların yakımıyla ilgili olacaktır. Fakat biz bu konuda da farklı spekülasyonlar olabileceği, bunun farklı el çekilebileceği ve bazı hayvanların bundan dolayı zarar görebileceği için o gün de biz bunun önüne geçtik. Şimdi Geçen yasada sizin adınıza da şunu söyleyeyim; Lütfen siz bir inceleyin. Kulaktan dolma bilgiler biraz bilgi kirliliği yaratıyor. Dezenformasyon yaşatıyor hepimize. Bu konu çok gayet açık. Yasada ölümle ilgili hiçbir kelime en başta hiçbir şey yok. Eğer ilgili hayvanın herhangi bir hastalığı, herhangi bir iyileşemeyecek pozisyonunda bir durumu söz konusu ise bundan sonra bu işlemin gerçekleşmesiyle ilgili bir madde var. Ve zaten de veterinerlik müdürlüğünüzde kişilere sorarsanız, zaten şu an tüm belediyelerde eğer bir hayvanın iyileşmeyle ilgili umut tamamen kesildiğinde can çekişmemesi için zaten bu yol şu anda aynı şekilde uygulanıyor. Karabağ Belediyesi'ne de uygulanıyor. Arkadaşımız da isterse araştırsa belediye de gitsin baksın veterinerlikleri geçsin. Yok yirmi iki yıldır böyleymiş, böyle büyük büyük laflar... Yani inanın, inanın üzülüyorum. Gerçekten de şu mecliste yani dolu dolu konuşalım. Hepimize saygı gösterelim. Ama burada insanları birbirine düşürecek, söylem ve eylemlerde bulunmayalım" diye konuştu.

UÇAR: DOĞANIN DENGESİNİ BOZMUŞ OLURUZ
Söz alan CHP'li Meclis Üyesi Nurdan Şenkal Uçar, "Geçen dönemde meclis üyesiydim evet. Krometeryumu istemiştik biz ama çok değişik bir algı oldu. Biz ölen hayvanlar için, sahipsiz hayvanlar için bunu almak istemiştik. Tabii ki sahipli hayvanların eee kendine ait bir sahiplendirenler onlara mezarlık yapıyordu. Biliyorsunuz ki Türkiye'de, İzmir'de şu anda kendimize ait bile mezarlık bulamıyoruz. Biz onun için bu yolu denemiştik ama basında çok farklı bir algı oldu.  Sahipsiz hayvanlara gelince... Evet sahipsiz hayvanları sahiplenelim. Ama sahipsiz hayvanlar o kadar çok ki... Yani 20 yıldan beri aslında bunu hükümetimiz kısırlaştırma yöntemine gitseydik bence daha iyi olurdu. Çünkü onlar da bizimle biz iki ayaklıyız ama onlar da dört ayaklılar. Bu hayvanları eğer biz yok edersek doğanın dengesiyle de oynamış oluruz. Yani fareleri evlerimize veya sokaklarda dolaştırmayan kediler... Yani biz eğer kedileri ve fareleri sahiplendirme, sahiplendirilmeyen hayvanları öldürürsek biz bu şekilde doğanın dengesini de bozmuş oluruz" ifadelerini kullandı.

YILDIR: HATALI İSE ONA KARŞI ÇIKILMALI
Krematoryum ile ilgili konuşan CHP'li Meclis Üyesi Zafer Levent Yıldır ise, "1199 sayılı hayvan hakları yasasını biz çıkarmadık. 2004'te çıktı. 2003'te mecliste kabul edilmişti Avrupa Sözleşmesi kapsamında. 2004'te de yasa çıktı. Yasa da zaten belediyelerin krometeryumkurma gibi bir hakkı var. Bu hakkı peki Karabağlar Belediyesi'nde neden gündeme getirdik? Çünkü ölen hayvanlar ııı çöplere atılıyordu. Büyük bir hijyen sorunu vardı. Ölen hayvanları yakmak için düşünüldü bu. Yoksa diğer hayvanları yakma konusu tamamen bir algı ve spekülasyon. Kaldı ki engellemiş olması  AK Parti grubunun doğru bir şey değil. Çünkü yasayı çıkaran onlar. Çıkardıkları yasada yer alan krematoryum hakkını engellemek doğru bir şey olmasa gerek. Dolayısıyla nasıl bugünkü yasayı savunuyorsa arkadaşlarımız geçmişteki yasayı da zaten savunuyor olmaları gerekirdi. Eğer o yasa hatalı idiyse o zaman ona karşı çıkılması gerekir" diye konuştu.

EROĞLU:BİZİ VE KARABAĞLAR HALKINI BİLGİLENDİRMESİNİZ
Yeniden söz alarak Belediye Başkanı Emine Helil İnay Kınay hakkında yer alan işe alım ve bağış iddiaları hakkında konuşan Fırat Eroğlu, " Mart seçimleri bitti. Hatta siz geçen günlerde de 100  gün adı altında yaptıklarınızı, yapılanları basında toplayarak bir anlatım sergilediniz. Tabii konu başlıklarını işte 100 günde neler olmuş? Hepsine baktım . Zaten bunlar geçen dönemde yapılan, faal olan, faaliyetlerine devam eden bizim tesislerimiz. Tabii hani eğer bunları devam ettiriyoruz deyip biz bunların kapısına kilit vurmadık, bunlar çalışmaya devam ediyor demek  bir başarıysa tabii ki ben sizleri kutluyorum. Tebrik ediyorum. Iyi ki bu kurumlar çalışmaya devam ediyor Sayın Başkan. Şimdi 100 günden bahsediyoruz. 100 günde neler oldu? Bilmiyorum kaçıncı günü ama bu 100 günün bir günü artık bir haber sitesinde bir haber yayınlandı. Ve bu haberden sonra da siz bunların asılsız olduğunu, suç duyurusunda bulunacağınızı söylediniz. Belki bulundunuz bilmiyorum. Bulunmuş da olabilirsiniz. Fakat buradaki ithamlar çok ciddi ithamlar. Yani ve bu ithamlar her ne kadar sizin başkanlığınız döneminde gerçekleşmemiş olsa bile sizin tabii ki de söylemleriniz hak, eşitlik, adalet yandaşa değil vatandaşa hizmet.  Ama hangi vatandaşa? Şimdi başkanım onu sormak istiyorum size. Hangi vatandaşa? Bu vatandaşlar kim? Yapılan haberde yer alan iddialar İzmirlileri yakından takip ettiği kamuoyunda bilgilendirdiği konular.  Şimdi bu konulardan bir kısmını izin verirseniz ben de konuşmak istiyorum. Hem belediye başkan yardımcısı Burcu Hanım hakkında hem Karbel'in Genel Müdürü Koray Bey hakkında hem sizin yanınızda da zaman zaman gördüğümüz fakat fiili olarak görevi olup olmadığını Tuncay Baki Bey hem burada görüyorum bazen hem büyükşehirde görüyorum yanınızda oluyor şimdi onların hakkında birtakım iddialar var tabii. Bu iddialar sizin başkanlığınız döneminde gerçekleşmiyor doğru yalan o kısmında değil fakat bu iddialardaki kişiler şu an mevcutta belediyede görev alıyorlar. Biri genel müdür ve genel müdür olduğu şirket. Bu konuda siz yargı sürecini başlattınız, söylüyorsunuz. Ben size güveniyorum, başlatmışsınızdır. Fakat bu konularda hem Karabağlar halkının sizin kendi seçmeninizin de çünkü onlar sizi oy vererek sizi bu noktaya taşıdılar. Bizim de muhalefet görevi verdiler seçmenimiz. Hem sizin kendi seçmeninize bu konuda bilgilendirmeniz gerekiyor. Hem muhalefet olarak bizi bilgilendirmeniz gerekiyor. Karabağlar halkının bu konuda bilgi sahibi olması gerekiyor. Şimdi bu iddialar tek tek bahsetmek gerekirse Koray Bey'in annesine yatırılan bir paradan bahsediliyor. Keza işte sizin eşinizle ilgili yine haberde yer alıyor. Eşinizle ilgili de iddialar ve belgeler olduğu iddia ediliyor. Tabii bunları ilerleyen süreçlerde göreceğiz ne olacağını. Hepimiz burada olacağız. Bunların ne kadar doğru, ne kadar yalan olduğunu hep beraber göreceğiz. Fakat gazetecinin size verdiği cevaptan sonra hodri meydan demesi onun da bu konuda net olduğunu hepimize gösteriyor. Şimdi Sayın Başkan bir de ayrıyeten de yani burada yapılan  bu iddiaların dışında bu şahısların bir kısmının da  Ankara Adliyesi'nden edinilen bilgiye göre farklı konularda farklı suçlardan dolayı yargılandıkları, bazı dostların kapandığı, bazılarının devam edildiği iddia ediliyor. Siz bu konuları daha önce biliyor muydunuz? Gazetecinin haberiyle mi öğrendiniz? Yoksa şu an benden mi duyuyorsunuz?" diye konuştu.

KINAY:  BURADAN ÇAĞRIDA BULUNUYORUM
Mecliste son olarak söz alan ve gündem maddelerine yanıt veren Başkan Kınay sokak hayvanları ile ilgili yasa hakkında şu ifadeleri kullandı;

"Öncelikle, meclisimizde sokak hayvanlarıyla ilgili mevzuat ve yasal düzenlemeler konusunda hararetli görüşmeler yapıldı. Meclis üyelerimiz farklı görüşlerini paylaştılar. Bu noktada, belediyemizin çalışmaları hakkında bilgi vermek istiyorum. Yapılan yasal düzenlemeler ve mevzuatlar konusunda tekrar etmek istemem, ancak ilgili süreçlere baktığımızda bu yasanın uygulama şekli, çıkış şekli ve meclisteki tartışmalar, ilgili meslek odalarının, uzmanların, hukukçuların değerlendirmeleri, vicdani ve insani olarak büyük soru işaretleriyle karşımıza çıkmaktadır. Bu, bizler değil, kamuoyundaki tartışmalarla da ortaya konulmaktadır.

Bu anlamdaki değerlendirmelerde sokak hayvanlarıyla ilgili sorunların çözümü için tüm kurumların hukuk ve mevzuat çerçevesinde, dayanışmayı ve insan davranışlarını da içine alarak birlikte değerlendirme yapması gerekmektedir. Söylediklerimizi paylaşırken birkaç bilgi de düzeltmek isterim. Hem salonda bizlerle zamanı paylaşan vatandaşlarımız var, hem de ekranları başından bizleri izleyenler. Bu yasa sadece Karabağlar Belediyemizi değil, tüm Türkiye'yi ilgilendirdiği için bazı değerlendirmeleri paylaşmamız lazım.

Sokak hayvanlarının hayatı paylaşması noktasında daha iyi koşullarda bu hayatı paylaşmaları, bakımlarının iyileştirilmesi hepimizin ortak fikridir. Mevzuatımıza baktığımızda, sokak hayvanlarıyla ilgili bakım, kısırlaştırma ve benzeri işlemlerin yapılması, insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde gerekli işlemlerin ve bakımların yapılarak bulundukları ortama bırakılması, sahiplendirmenin özendirilmesi ve sayının azaltılması amaçlanmaktadır. Ancak, sağlık riskleri ve tehlike arz eden sokak hayvanlarıyla ilgili mevzuat kapsamında yapılması gerekenler de vardır.

Sayının kontrol altına alınabilmesi, kısırlaştırma ve benzeri yöntemlerle sokak hayvanlarının sayısının azaltılması, doğru koşullarda yaşamalarının sağlanması için bütçeler ve uygulamalar gereklidir. Ne yazık ki, merkezi hükümetin ilgili kurumları, merkezi kurumlar, kamu idareleri ve belediyeler bu süreci yürütmekte yetersiz kalmıştır. Bu, hepimizin ortak bir sorunudur. Bu kapsamda, değerli meclis üyemiz konuşmasında birimler ve bütçelerle ilgili çalışmalardan bahsetti. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu vesileyle çalışmalarımızın ve bütçelerimizin değerlendirildiği, varsa eksikliklerin giderilmesi noktasında biz de fırsat sahibi olmuş oluyoruz.

Karabağlar Belediyesi, kendi bütçe çalışmaları kapsamında bu ödenekleri ayırmıştır. Ödeneklerin %45’i personel ödeneğine, %45’i ise mal ve hizmet alımlarına ayrılmıştır. Personel ödeneği, sokak hayvanlarının sağlıklı koşullarda barınabilmesi, aşılanması, kısırlaştırılması, tedavi ve bakım hizmetleri için zorunlu ihtiyaçlardır. Ekonomik koşullar nedeniyle personel ücretleri bütçelerde daha fazla yer kaplamak durumundadır. Sokak hayvanlarıyla ilgili daha fazla personele, teknik uzmana, ekipmana, alana ve yeni yatırımlara ihtiyacımız vardır.

Mal ve hizmet alımları doğal olarak aşılar, tedavi malzemeleri, kullanılan malzemeler, ulaşım ve benzeri ihtiyaçları kapsamaktadır. Bütçenin gerçekleşmemesi ve süreçler buradadır. Tüm bu rakamlar ilgili kurumların, Sayıştay’ın, meclisin denetiminde ve halka açık olarak paylaşılan verilerdir. Eksiklikler ortadadır ve çok daha iyi olması gerekmektedir. Mevcut koşullarda yürütmekte zorlandığımız ekonomik koşullar nedeniyle giderek zorlaşan bir süreçte mevcut yasa, barınma alanı yapma zorunluluğu getirmektedir. Karabağlar Belediyesi’nin geçici barınma alanı vardır ancak kapasitesi sınırlıdır. Sahiplendirme kampanyaları ve popülasyonun azaltılması için çalışmalar yürütülmektedir. İlgili bakanlıklara personel ve bütçe taleplerimizi yıllardır dile getiriyoruz.

Yasa ve mevzuatların uygulama noktasında, ilgili yan mevzuatlarla birlikte çözümlerin ortaya konulması gerekir. Yasa hazırlanırken, ilgili paydaşlarla sorulara ve çatışmalara yer vermeden tartışılması, tüm süreçlerin doğru adımlarla yürütülmesi gerekir. Meclisimizde konuşulan konular, bu süreçteki eksiklikleri ortaya koymaktadır. Karabağlar Belediyesi, yasal mevzuatlar çerçevesinde veterinerlik birimimizle birlikte yıllardır bu çalışmaları bütçesi, olanakları ve personel koşulları çerçevesinde yürütmeye çalışmaktadır. Ancak, Türkiye’deki tüm belediyeler ne yazık ki sınıfta kalmıştır. Somut verilerle eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.

Geçtiğimiz dönemde krematoryumla ilgili bilgilendirmeler yapıldı. İlçemiz sınırları içerisinde gömme alanımız yoktur. Mezarlıklar, yeşil alanlar ve gömme alanlarıyla ilgili sorunlarımız vardır. Ölmüş sokak hayvanlarının, hastalık nedeniyle ölmüş hayvanların bulaşıcı hastalıklara sebep olmaması için özel koşullarda değerlendirilmesi gerekir. Ölmüş hayvanların tıbbi olarak sterilizasyon ve sağlık işlemlerinin yürütülmesi önemlidir. Vicdani olarak bu yöntemi tartışmak doğaldır, ancak yasa ve tıbbi önlemler doğrultusunda doğru değerlendirmeler yapılmalıdır.

Karabağlar Belediyesi, veterinerlik hizmetleri kapsamında aşılama, kısırlaştırma ve diğer çalışmalarla sokak hayvanlarının tehlike arz etmeden hayatı paylaşmaları için çabalarını sürdürecektir. Bütün vatandaşlarımızı da sahiplendirme kampanyalarına ve bu çalışmalara destek vermeye davet ediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha dile getirmek istiyorum. Barınaklar, bütçeler ve personel ihtiyacı gibi sorunların çözümü için ilgili kurumlarla iş birliği yaparak bu süreçleri doğru adımlarla yürütmeye devam edeceğiz."

ELİMDEN GELENİN FAZLASINI YAPMAYA ÇALIŞACAĞIM
Kadın cinayetleri ile ilgili de konuşan Başkan Kınay,  şüpheli ölüm sayısına dikkat çekerken şu ifadeleri kullandı;

"Kadın cinayetleriyle ilgili çok değerli paylaşımlar yaptınız. Çok teşekkür ediyorum. Bu sürecin içerisinde geçmişten bugüne tarihsel baktığımız zaman mevzuatla ilgili pek çok düzenleme yapıldığını, uygulama yapıldığını görüyoruz. Demek ki bir şeylerin iyileştirilmesi için çalışmalar yapılmış. Bir sorunun varlığı ortaya konmuş, bu sorunun çözümü için birtakım hukuki süreçler yürütülmüş. Ancak hukuk ve mevzuatın sadece yazıda kalmayıp hayata geçmesi için uygulamaların da değerlendirilmesi ve bunun sonuçlarının da ortaya konması lazım. Çok uzağa gitmeyelim. Sizler 2005'ten itibaren ya da geçmişten itibaren yapılan düzenlemelerle pek çok yasal düzenleme yapıldı. Pek çok yasal düzenlemeyle de İstanbul Sözleşmesi gibi kadınların var olan hakları, şiddete karşı yürütecekleri süreç ellerinden alındı. Ama bu noktada bu kadar çok yasal düzenlemenin olduğu yerde doğal olarak şunu beklememiz gerekir: Kadın cinayetlerinde azalma, yaşam şartlarında iyileşme, şiddette azalma, taciz, tecavüz ve benzeri adını bile ağzımıza almak istemediğimiz bütün olaylarda azalma olması gerekir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine  baktığımızda, 2024 dört yılının ilk 6 ayında cinayete kurban giden 204 kadının ilave olarak117 de şüpheli ölüm var ve 2023 yılına göre bu oran yüzde 50 artış göstermiş.

Değerli arkadaşlar, yasayla, hukukla bu kadar koruduğumuz bir süreçte bu cinayetlerin sayısı, şüpheli ölümlerin sayısı niye bu kadar artıyor? Neden artmış? Neden insanlar adliyenin önünde kadınlar haklarını savunmak zorunda kalıyorlar? Bu soruların cevaplarını vermek, tartışmaya açmak, kendi yerelimizde daha şurada iki ay olmadı, on altı yaşındaki bir kız çocuğunun on altı yaşındaki bir erkek tarafından defalarca hunharca bıçaklanması, nasıl bir sosyolojik depremdir, toplumsal depremdir, bunun tartışmasını yapmak. Kendi yerelimizden başlayarak bugün Karabağlar Kent Konseyi'nin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'yla her hafta belki haftada iki gün İzmir Adliyesi'nin önünde bu cinayetler, töre cinayetleriyle ilgili yıllardır süregelen davalarda bir avuç kadının sesini duyurabilmek için yaptığı basın açıklamalarının neden bittiğini sorgulamak ve bu cinayetlerde boşanmak istemediği için, evlenmek istemediği için, arkadaşlık teklifine ya da farklı tekliflere evet demediği için öldürülen kadınların neden ortak kader olduğunu tartışmak hepimizin boynunun borcudur. Hepsi bizim kızımızdır, hepsi bizim çocuğumuzdur. Hep Bizim ailemizin bir parçasıdır. Bugün burada olan herkes de bu süreçte çözümleri ortaya getiremediğim sürece kurbanlardan bir tanesi olacaktır. Bu noktada bir kadın olarak da sizin paylaştığınız değerli verilerle ben sadece kadınların değil, kadınıyla, erkeğiyle, yaşamı savunan herkesin, hakkı, adaleti, emeği savunan herkesin bu mücadelede sesini daha çok büyütmesi, sözünü daha çok büyütmesi gerektiğini söylüyorum. İzninizle de erkek meclis üyesi arkadaşlarımızın da bu mücadele sesinden, sözünden dolayı burada paylaştıkları durumlarla teşekkür ediyorum. Umuyorum kadınlar da susmaz, korkmaz, yılmaz ve bu sesi büyüttüğünü gösterirler.  En ağır bir biçimde tartıştığımız konuda Karabağlar'da bir kadın belediye başkanı olarak sonuna kadar bu mücadelede bu sayıların azalması, gerekli cezalandırmaların en ağır biçimde yapılması, şu saatte gezmişti, şu saatte şunu giymişti, bana evet dememişti vesaire töreydi, oydu buyduyla hiçbir canın alınmaması, herkesin güvenle yürüyebilmesi için bu sesi de, bu mücadeleyi de büyütmenin hepimizin boynunun borcu olduğunu düşünüyorum. Ben kendi adıma da bu elimden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceğim."

KINAK: BEN HESAP VERMEKTEN ÇEKİNMEM
Kendisi hakkında ortaya atılan görevlendirme ve kampanya sürecinde maddi yardım aldığı iddialarına yanıt veren Kınay şu ifadeleri kullandı;

Hayatım boyunca yürüdüğüm yollar, attığım adımlar bellidir. Bu noktada ortaya atılan iddialar ve değerlendirmelerle ilgili bir açıklama talep ettiniz. Ben bu açıklamayı aslında yıllardır tüm ortamlarda yapıyorum aday olduğum andan itibaren de Karabağlar Belediye Başkanı adayı olduğum andan itibaren de hem meclis üyelerimizle, hem çalışma ekibimizle, hem de sokaktaki her bir vatandaşımıza zaten bu açıklamayı yaparak geldim. Ben yürüdüğü yol inandığı değerler, hak adalet emek yolundan ayrılmadan yıllardır mesleğimi, yaşamımı, hayatıma aldığım her bir kuruşun, her bir insanın, her bir yolun hesabını vererek geldim. Ve seçim döneminde de belki hatırlarsınız, bazı sorularda gazete manşetlerine de çıktı. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok ama hesabını soracağım çok şey var dedim. Dolayısıyla seçim dönemi dahil sokak sokak tüm vatandaşlarımıza geldiğin yollarda bir mühendis olarak da kent mücadelesinin içerisinde olan, gurur duyduğum Türk mühendis mimar odaları birliğiyle tüm çalışmalarını, kente dair sözlerini bakanlıklarla belediyelerle Ortak çalışmalarına hiçbir çıkar maddi manevi çıkar gözetmeden, tamamen toplumsal bir dayanışma ve gönüllülükle yapan birisi olarak çok güçlü olduğumu söyledim. Çünkü bu gücü nereden alıyorsun diye soranlara benim gibi inanan, bu yolda mücadele eden, bu ülkenin aydınlık geleceği hakkı, hukuku, emeği için mücadele eden, pek çok dostum, yoldaşım, yol arkadaşımla beraber olduğum için güçlüyüm dedim. Bugün Karabağlar'da seçimde Karabağlar'a aday gösterilmiş bir kadın belediye başkanı olarak Karabağlar'daki tüm halkımızın bize inanmasını, güvenmesini, bir arada bu el vermesini sağlayan anlayış bu anlayıştır. Bugün benim bu koltuğa oturmamı sağlayan anlayış bu anlayıştır. Her zaman olduğu gibi tüm değerlendirmelere tüm açıklığıyla cevap vereceğimi söyledim. 

Ancak iddialar ve değerlendirmelerin her zaman biraz önce sizler de yasayla ilgili kulaktan dolma değil, çamur at izi kalsın değil, bir insanın kişiliğine, yürüdüğü yola, mücadelesine, kim olduğuna, nereden geldiğine bakmadan, ailesine, sevdiklerine, arkadaşlarına, toplumsal mücadelesine leke düşürmek adına, bilgisiz, belgesiz ve herkesin aslında yalan olduğunu, beni tanıyan herkesin de yalan olduğunu, meclis üyesi arkadaşlarım o kampanyada görev yapan herkes hatta siz değerli meclis üyelerimizin de bildiği bir sürece ilişkin ben yasal hakkımı kullanarak sadece kendi yasal hakkımı değil, arabasını veren, emeğini veren tam bir dayanışmayla sokak sokak, kapı kapı gezen, burada olan arkadaşlarım var. Gecesini gündüzüne katan, bayrak katlayan, çay dağıtan benimle birlikte çoluğuyla çocuğuyla evinden getirdiği yemekle tam bir örneği gösteren ve bu mücadeleyi büyüten herkese olan saygımdan meclis üyesi çalışma arkadaşlarına olan saygımdan, birliğimden ve güvenimden yıllardır beraber yol yürüdüğüm, birisinin karısı olduğu için değil. Birisinin finans kaynağı olduğu için değil, liyakatıyla yıllardır Google'ı açıp yazsanız isimlerini bu kente, bu ülkeye dair söylediği sözler, yaptığı işlerle her biri birbirinden değerli olan dört kadın kontenjan üye arkadaşım ve diğer değerli meclis arkadaşlarımla beraber biz hepimiz bu sürecin içerisinde belki de bu ülkenin hiç alışık olmadığı herkesin bir çıkar ve menfaat peşinde koştuğu siyaseti de yapacak olarak gördüğü belki bu yorgunluk, yozlaşmışlık içerisinde ha bire bu hesap sormalara gittiğimiz bir süreçte alışık olmadığımız süreçlerden geldiğimiz için bu iddialarla karşı karşıya kaldık. Yasa ve hukuk önünde ben tüm hak arkadaşlarımın haklarını kimi il ve ilçe örgütümüz ve yol arkadaşlarımı da savunmak üzerine yasal süreçleri başlattım. Dolayısıyla zaten hodri meydan dedim. 

Her bir konuyla ilgili üçüncü şahısların mesnetsiz iddiaları, üçüncü şahısların kendi aralarındaki konuşmaları benim dışımda olan konularla ilgili, belediye başkanı olduğum dönemden itibaren zaman zaman belediye hesaplarından gene paylaşıyoruz. Dolandırıcılık ve benzeri adımızı kullananlarla ilişkin uyarılarımızı sık sık paylaşıyoruz. Bu noktada da yasal süreçlerde ilgili bilgi ve belgelerle gerekli çalışmayı yapacağımı paylaşmıştım. Yine kendi adıma belki şunu söylemek lazım. Çok da rahat söylüyorum Ben hesap vermekten hiçbir zaman çekinmedim, hiçbir zaman çekinmem. Burada bu meclisler, bu sorular, her türlü sorular sorulabilir. Bizlerin görevi bunlara cevap vermektir. Bu noktada bu değerlendirmeyi yaparken, o hesapları sorarken Karabağlar Belediyesi'nde görev aldığım andan itibaren Karabağlar Belediye Başkanı olarak herhangi bir çalışma arkadaşım, meclis üyesi arkadaşım, siz değerli meclis üyelerim, herhangi birimize ortaya atılan, iletilen her bir iddianın yasal olarak belgesiyle ortaya konması, bunun mücadelesini yürütmesi bir yanlışlık varsa da senin yanlışın, benim yanlışım demeden yapılması gerekir. Ben şu ana kadarki mücadelemde bunların hepsini yaptım. Bir küçük düzeltme yapayım. Göreve geldiğiniz andan itibaren çok da konuşuldu bu konu. Bahsi geçen isimler, yol arkadaşlarımdır, mücadele arkadaşlarımdır, birikimleri, liyakatlarıyla öz geçmişlerine baktığımız zaman, tüm meclis üyelerinin özgeçmişlerine baktığımız zaman Sadece Karabağlar ilçesi sınırlarında değil, bu ülkenin ulusal ve uluslararası projelerinde süreçlerinde de emek sahibi olmuş ortak çalışmalar yapmış arkadaşlarım oldu. Ortadadır. Ama ne acıdır ki bir kadının bir erkeğin karısı olmadan sözü olmadan, birinin desteği olmadan bahsi geçenlerden çoğu kadın için söylüyorum.  Buralarda ismimizin zikredilmesi bile bir utançtır. Ben de bu vesileyle bunu söyleme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Bütün bu iddialar ve değerlendirmelerle ilgili hukuki süreç yürürken  Koray BeyKaybel şirket genel müdürü değildir. Çünkü bizim şirketlerimizde genel müdür yoktur. Yönetim kurulu olduğum, kendisinin de yönetim kurulu olduğu üyesi olduğu süreçte bizler şirketlerde huzur haklarını kaldırarak, hani yönetim kurulu üyelikleri, ikinci, üçüncü maaşlar, bu ülkede arpalık olarak görülüyor ya, birileri adını sanını bilmediğimiz hiçbir uzmanlığı olmayan ve gerçekten de ne yazık ki üzülerek söylüyorum. Birilerinin eşleri, kardeşleri buralarda yazılıyor ya, biz o sürecin parçası değiliz. Bununla ilgili bir değerlendirmesi olan arkadaşımız varsa tek tek sorabilir. Ben de buradayım. Bunun paylaşımını yaptığım için bundan sonraki süreçte de tüm bu sorular hukuk önünde, yargı önünde gerekli çalışmayı yapacaktır. Bu ülkede ben kimse susmasın, korkmasın derken kendi yürüdüğümüz yolda hesabını veremeyeceğim hiçbir işle ilgili hiçbir sorunum yokken bu soruların karşıma gelmesine ilişkin de kendi adıma da, ailem adına da eşim adına da sözlerimi söyleyeceğim. Lütfen beni tanıyanlar, tanımayanlar, araştırsın, Google'a yazdığınızda hepsi çıkar. Adımın da lekelenmesine hiçbir çalışma arkadaşımın Karabağlar Belediyesi olarak Yaptığımız işlemlerin de çalışmalarında lekelenmesine izin vermem. 

Her türlü soruya açık, şeffaf bir şekilde bir süreç yürütüyoruz. Soru sormak isteyen varsa ben zaten buradayım. Kaldı ki pazartesi günü yüz elliyi aşkın basın mensubunun önünde biz yüz günümüzü paylaştık. Her türlü soruya açık bir şekilde şeffaflıkla cevap verdik Sizlerle önemli olduğu bir süreçte bizler kendi doğru yolumuzu doğru şekilde yürütmek durumundayız. Bu paylaşımı yapma gereği duymadım. Çünkü zaten gerekli değerlendirmeleri yıllardır yapıyorum. Ancak sizin de bahsettiğiniz gibi vatandaşlarımızın kafa karışıklığı olmaması adına bir basın açıklaması yaptım. Suç duyurusunda bulundum. Daha fazla bu konuyu uzatma gereği duymuyorum. Çünkü ben bütün enerjimi meclis üyesi arkadaşlarım sizlerle beraber bu mecliste Karabağlar'ın sorunlarıyla ilgili konuştuğumuz konular. O sokaktaki insanlarımızın
 Her bir gencimize, kadınımıza, ailemize bulduğumuz iş, istihdam ofisimiz, yeni yapacağımız yatırımlar ve çalışmalar üzerinden Karabağlar'dan ülkenin genelini büyüteceğimiz yola harcıyorum. Çünkü bizim onlara borcumuz var. Yapacağımız işlerimiz var. Bu fırsatı bana verdiğiniz için teşekkür ediyorum."