Kılıçdaroğlu'ndan Clinton'a: Kandil’i durdurun

ANKARA - MHP Clinton’un randevu davetini kabul etmedi. CHP adına, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüştü ABD Dışişleri Bakanı ise. Yemin etmeseler de, BDP ile de temas kurdu Clinton;

 

Amerikan kaynaklarına göre, BDP adına “seçilmiş milletvekili” sıfatıyla Selahattin Demirtaş ile görüştü.

 

Peki neler konuşuldu görüşmelerde;

 

Clinton, hem Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, hem de Selahattin Demirtaş’dan “yemin etmeme” gerekçelerini ilk ağızdan dinledi.

 

Clinton’un, CHP Lideri ile görüşmesinde, yemin krizi konusundaki yorumları ilginçti. “Sayenizde, hapistekilerin durumu dünyaya yansıtıldı” dedi ABD Dışişleri Bakanı. Ve ekledi; “CHP’nin duruşunu takdir ettik...”

 

Clinton, CHP’nin bir süre yemin etmesinin önüne geçen, BDP’lilerin ise hala yemin etmemeleriyle gündemde tuttukları bu konunun ise, “yeni Anayasa yoluyla çözüleceğine inandığını” söyledi.

 

Muhalefet temsilcilerine, “yeni Anayasa’nın geniş katılımla yapılmasının önemli olduğunu” söyledi. “Nasıl bir Anayasa bekliyorsunuz?” diye sordu, hem BDP’ye, hem CHP’ye; Kemal Kılıçdaroğlu, beklentileri ABD Dışişleri Bakanı’na şöyle sıraladı; “Hukukun üstünlüğünü temel alan, güçler ayrılığını pekiştiren, temel hak ve özgürlükleri, kadın-erkek eşitliğini öne çıkaran bir Anayasa istiyoruz” dedi.

 

BDP’lilerin bu soruya yanıtı ise, etnik kimliklerini güvence altına alan bir Anayasa istedikleri yönünde oldu.

 

Türkiye’nin 13 şehit verdiği günün hemen ertesinde gerçekleşen buluşmalarda, ana gündem maddesi terörle mücadele oldu.

 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “terörle mücadelede ABD destek vermeyi sürdürmeli” mesajı verdi ancak ekledi;

“ABD, öncelikle Kandil’i durdurmalı. Terörle mücadele Türkiye’nin çok önemli bir konusudur. Bu mücadeleye herkes destek vermeli. ABD’nin Kandil’in durdurulması konusunda daha aktif olmasını bekliyoruz. Halkımızdaki algılama, ABD yönetiminin Kandil’i durdurmak için hiçbirşey yapmadığı yönünde..”

 

Clinton görüşmesinde, CHP ekibini en çok şaşırtan yorum ise, ABD Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller konusunda söyledikleri olmuş. “Temaslarım sırasında, Ermenistan’la imzalanan protokollerin neden bir türlü Parlamento’ya getirilmediğini sordum hükümet temsilcilerine. Bana, ‘CHP karşı çıkıyor. O nedenle getirmiyoruz’ yanıtını verdiler” dedi ABD Dışişleri Bakanı.

 

Kemal Kılıçdaroğlu ise bu sözlere “şaşırdıklarını” özellikle belirterek, “hükümet partisinin Parlamento’da çoğunluğu var. İsterse getirir de, parlamentodan geçirir de protokolleri” yanıtı verdi. Kılıçdaroğlu ayrıca bir rahatsızlığını da ifade etti;

“Hükümet protokoller konusunda bize hiç bilgi vermiyor. O protokollerin içinde ne olduğunu ancak basından takip ettik. Dolayısıyla, Türkiye’nin Ermenistan’la ikili ilişkilerindeki hassasiyetlerine ne kadar yanıt veriyorlar, Azerbaycan-Dağlık Karabağ konusunda ne getiriyorlar bilmiyoruz. Üstelik sadece Ermeni protokolleri de değil; Hükümet, iç ya da dış, pekçok konuda bize herhangi bir bilgi vermemeyi tercih ediyor...”

 

ABD Dışişleri Bakanı, dış politika İsrail ile Türkiye arasındaki gerilimi de gündeme getiriyor. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na, “bu konuya nasıl bakıyorsunuz? İsrail ile ilişkilerin düzelmesi ne getirir?” sorusunu soruyor.

 

Kılıçdaroğlu bu soruya karşılık, İsrail-Türkiye ilişkilerindeki iyileşmenin, ikili düzeyden çok, çoklu düzeyde, yani Ortadoğu barış sürecinde etkisi olacağını söylüyor. Türkiye’nin tüm taraflarla iyi ilişkiler içinde olması halinde, bölgedeki sorunların çözümüne daha iyi katkı vereceğine dikkat çekiyor. “Eğer Türkiye, Ortadoğu’daki tüm taraflarla eşit ilişki içinde olursa, çözüm bulunmasına da o oranda çok katkı verebilir” diyor.

 

Clinton, Kılıçdaroğlu’na “Arap baharını” da soruyor. CHP Lideri bu konudaki en büyük endişesinin “harita değişimi olasılığı” olduğunu söylüyor;

“Ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması çok önemli” diyor ve ekliyor;

“Üstelik, bir ülkenin başındaki kişiyi değiştirmeniz yeterli değil; Onun devamını da getirip, onun tüm ekibini değiştirmek, ülkedeki anlayışı değiştirmek gerekir...”

 

Peki Türkiye, Arap baharında bocalayan ülkelere örnek olabilir mi?

İşte Kılıçdaroğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı’na verdiği yanıt;

“Türkiye’nin iyi bir örnek olması için, öncelikle kendisinin demokrasi alanındaki sıkıntılarını ortadan kaldırması gerekir...”

 

Clinton da, bu sıkıntıların “yeni Anayasa ile giderileceğine” olan inancını ifade ediyor.

 

Clinton-Kılıçdaroğlu görüşmesinde ekonomi de gündeme geliyor. ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye’deki yüksek büyüme oranına atıfta bulunup, “ekonomik alanda ilerleme var gibi görüyoruz” diyor. Kılıçdaroğlu ise, “bir şişme var ekonomide” diye yanıt veriyor;

 

“Bu şişme, ilerleme olarak değerlendirilebilir mi?” diyerek karşı bir soru soruyor. Ve ekliyor;

 

“Cari açık rakamları, işsizlik oranı çok yüksek. Türkiye ekonomisi üretimden dolayı değil, tüketimden dolayı büyüyor. Hatta Başbakan Yardımcısı bile, bu durum konusundaki endişesini dile getirdi, sıkıntı çıkabileceğini ifade etti...”(Hürriyet)