İZMİR - Çeşme Yarımadası, balık çiftlikleriyle kuşatılıyor. Son balık çiftliği girişimi, Karaburun'un dibinde Saip ve Ambarseki köylerinin kıyısında yaşanıyor. Yunanlılara ait Elektrosan şirketinin burada kurmak istediği balık çiftliğiyle ilgili ÇED süreci başladı. 15 Mart saat 13.00'da, Karaburun Belediyesi Düğün Salonu'nda, halkı bilgilendirme toplantısı yapılacak. Bölge halkı, karşı çıkışlarını ÇED toplantısında yüksek sesle dile getirmeye hazırlanıyor.
Sahillere yakın yerlerde konuşlandırılan balık çiftliklerinin açık alanlara taşınacağına dair çıkarılan yönetmelikler, Çeşme Yarımadası'nda yaşamsal karşılığını bulmadı. Yarımada genelinde 50'ye yakın balık çiftliğinin, kıyıya çok yakın alanda kurulu olduğu belirtiliyor. Yarımadada Ildırı, Ilıca, Balıklıova-Mordoğan arasında, Mersin Körfezi'nde, Karaburun Küçükbahçe Karareis sahillerindeki balık çiftliklerinin, oldukları yerden ayrılmadığına dikkat çekiliyor.
Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa, perşembe günü yapılacak toplantı öncesi, ÇED dosyasını elde ettiklerini ve incelemeye başladıklarını söyledi. Yasa, Karaburun ve çevresindeki tüm dinamiklerle bugün bir araya gelerek, toplantı öncesi kendilerine bir yol haritası oluşturacaklarını söyledi. Halkın toplantıya büyük katılımını beklediklerini vurguladı.
Ambarseki Köyü Muhtarı Durmuş Toprak, Karaburun'un Foça tarafına bakan kısmında balık çiftliği olmadığını, köylerinin önüne yapılmak istenen tesisin kurulması halinde, o cephede de, balık çiftliği olacağını söyleyerek, “Mevcutlarına ve yeni kurulmak istenenlerin hepsine karşıyız” diyor.
Saip Köyü Muhtarı Turhan Karaoğlu, “15 Mart günü Karaburun'un 13 köyünün yanı sıra Mordoğan ve İzmir merkezinden de katılımcılarla bir araya gelerek, karşı olduğumuzu bildireceğiz” dedi.
Yarımada Çevre Platformu Sözcüsü Ümit Bora, çiftliklerin denizi kirlettiğini ve ekosistemi tahrip ettiğini, ancak balık çiftliklerinin çevresinden numune alınması yönündeki isteklerinin sonuçsuz kaldığını anımsattı. Çok kuvvetli akıntıların olmadığı Çeşme Yarımadası'nda, mevcut balık çiftliklerinin bir an önce kaldırılmasını istediklerini ve yenilerinin kesinlikle kurulmaması gerektiğini söyleyerek, “Elimizden başka bir şey gelmediği için son olarak Dünya Sağlık Örgütü'ne acil olarak çağrı yapıyor ve gelin yarımadadaki deniz kirliliğini, halk sağlığı üzerindeki etkilerini araştırın diyoruz” görüşlerine yer verdi.
Sualtı Sporları Federasonu İzmir İl Temsilcisi olan ve aynı zamanda İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği yapan Şenol Öztürk, “Bizler, Karaburun'u su altı zenginliğiyle kalkındırmak istiyoruz. Bunu savunuyoruz ancak birileri tarafından, çevre kirliliğine yol açtığı sabit olan balık çiftliklerine yenilerini eklemek istiyor. Yunanistan, AB mevzuatları gereğince artık balık çiftliklerini kendi karasularında barındıramıyor. Türk karasularında, yerli ortaklarla, balık çiftliklerini ayakta tutmaya çalışıyorlar. Yunanistan'ın denizlerinin temizliği önemli de bizim ülkemizin deniz kalitesi önemsiz mi? Kurulmak istenen bu balık çiftliğine karşı çıkıyoruz” dedi.
TÜRBAB İzmir Sorumlusu Rıza Gençay da kurum olarak, balık çiftliklerinin mevcut durumuna, “külliyen karşı” olduklarını söyledi. Gençay, sürdürülebilir turizm için doğanın korunmasının şart olduğunu kaydederek, “Balık çiftlikleri sadece denizi değil, doğanın pek çok unsurunu olumsuz etkileyen bir faktör. Karaburun gibi, özellikle bakir yerlerde kurulmak istenmesi, yeni planlanan ve yeni gelişen turizm bölgesinde yapılmak istenmesi, turizm açısından da son derece olumsuz bir durum. Bizim TÜRSAB olarak, kurulması gereken yerde tüm izinler alınsa dahi, o bölgede balık çiftliği olmaması yönünündedir” dedi.
(Ozan Yayman/İzmir Cumhuriyet)