HABERLER>GÜNCEL
12 Şubat 2022 Cumartesi - 14:13

İzmirli depremzedelerden son çağrı!

İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, İZDEDA çatısı altında yapılan basın açıklamasında depremzedelerin daha fazla mağdur olmak istemediklerini belirterek seslerini duymaları ve hak ihlallerini ortadan kaldırmaları için gerekli mercilere son çağrıda bulundu. 

İzmirli depremzedelerden son çağrı!

Ceren KORKMAZ / EGEDESONSÖZ - 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından hak kaybına uğrayan depremzedeler, İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) çatısı altında basın açıklaması yaptı. 'Sesimizi duyan yok mu?' diye haykıran depremzedeler, daha fazla mağdur olmak istemediklerini dile getirdi. Bu haykırışlarını duymaları için son çağrı da bulunduklarını belirten İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, aksi takdir de depremzedelerin kendisine 2 seçim boyunca sandığa gitmeyecekleri mesajını verdiğinin altını çizdi. 

BU MAĞDURİYETİ BİR DAHA YAŞAMASINLAR
Özkan, depremzedelere verilen sözlerin tutulmamasının onların haklarıyla oynamak olduğunu dile getirerek, “Biz bu konuda ne kadar ciddi ve hassas olduğumuzu dile getirmek adına bu toplu basın açıklamasını yapmak istedik. Bize 5 bin tane konut yaptı ve bu iş bitti... ‘Depremzedeye her şeyi yaptık’ demek eksik ve ayıp oluyor. ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla TOKİ’yi gönderiyorum’ demek... İlk konuşmamızda; ‘Parsel bazlı inşaatlara 7 kat emsal’ dedi.. ‘Emsali de biz satın alacağız ve 7 katınızda kalacaksınız, K planlarınız geçerli olacak, metrekareleriniz korunacak, 2 yıl boyunca para vermeyeceksiniz ve 2 yıldan sonra 15 ay ödemeli olarak devlete borçlanacaksınız’ şeklinde konuşup 3 ay boyunca oyaladılar. 3 aydan sonra ise alttan alttan ‘5 katlı yapsak ne olur?’ söylemleri bizim hakkımızla oynamak demektir. Bizler proje alanlarındaki mağdur olmuş depremzede dostlarımızın yaşadığı sıkıntıların aynısını geride kalan 75 bin bağımsız bölümün yaşamasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

SESİMİZİ DUYUN YOKSA...
Seslerini duyurabilmek ve haklarını alabilmek için depremzedelerin kendisine “Bizim kim olduğumuzu siyasi partiler nasıl görür biliyor musunuz Sayın Başkan? Bizler de 500 bin kişiyiz ve sizin söyleminizle iki seçimde de sandığa gitmeyelim, kendimizi gösterelim” dediğini aktaran Özkan, demokratik bir eylem olmadığının farkında olduğunu ancak son çarelerinin kaldığını dile getirerek şunları ekledi:
“Bunun demokratik bir eylem olmadığı kanaatinde olduğum için son söylemlerimizi, son atışlarımızı yapıyoruz artık... Ondan sonrası Allah Kerim... Biz şiddetten yana değiliz, hiçbir zaman da olmadık. Çünkü zaten bizi şiddet yıktı... 7.2 şiddet yıktı bizi. Biz bunun altında ezildik, kaldık. Ben depremzede başkanı olarak kamuoyu önünde yalvarıyorum; sesimizi duyun artık! Sesimizi duyan yok mu?”

SİYASİLER SORUNLARIMIZI ÇÖZMEK ZORUNDA!
Depremzedelerin bu çağrılarına yanıt gelmez ise AK Parti İzmir İl Başkanlığı binasının önünde çadır kurup hakları verilene kadar da direneceklerini dile getiren Özkan, "Bizi duymak istemeyen, depremden bir haber komşularımız, siyasi partilerimiz, milletvekillerimize çağrımız şudur; bizleri lütfen Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olarak görünüz. Bizim sorunlarımıza çözüm bulmak için sizlerde elinizi taşın altına koyunuz" diyerek şöyle konuştu: 
"Bizler önümüzdeki süreçte biz bu konuyla ilgili geri dönüş sağlanmadığı zaman AK Parti İzmir İl Başkanlığı binası önünde çadır kurup, bizleri oradan kovuncaya kadar mücadele etmeye karar verdik. Bu konuyla ilgili şöyle bir gerçek asla unutulmamalıdır; biz depremzedelerin kurmuş olduğu dayanışma derneği hiçbir partiye hiçbir zaman ne uzak ne yakın olmuştur. Bütün siyasilerin başımızı üstünde yeri vardır. Bizim sorunlarımızı çözmek zorunda olduklarını da bilmelidirler. Bizler sorunlarımızı kendi kendimize çözecek olsaydık o zaman kabile şeklinde yaşardık. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ve devletinin birer bireyi olarak; barınma hakkımızın 15 ay geciktirildiği, bu konuya hiç kimsenin eğilmediğini, eğilmemek için çaba sarf ettiğini üzülerek haykırmak istiyorum. Bizi bu şekilde görmek eğer sizi mutlu ediyorsa 15 ay daha buralarda kalırız. Ama bizim çoluğumuzun çocuğumuzun olduğunu, bizim birer fert olduğumuz, evlatlarımızı, ailelerimizi depremden hasarlı çıktığı unutulmamalıdır. Hiç olmasa ölülerimizden sonra psikolojik hasarlarımızın bile 15 aydır tedavi edilemediği gerçeği neden göz önünde bulundurulmuyor?

ÇADIR KURUP KOVULANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ
Bizler depremzedeyiz, bizler kentsel dönüşümcü değiliz. Bizi duymak istemeyen, depremden bir haber komşularımız, siyasi partilerimiz, milletvekillerimize çağrımız şudur; bizleri lütfen Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olarak görünüz. Bizim sorunlarımıza çözüm bulmak için sizlerde elinizi taşın altına koyunuz. İkinci toplanmamız her ne kadar kanun dışı olsa da, isteklerimizden rahatsız olanlar olsa da, biz AK Parti İl Başkanlığı önünde çadırlarımızı kurup, kovulana kadar mücadele edeceğiz. Bizim sorunlarımıza çare bulmalarını isteyeceğiz. Artık ciddiyetimiz, hassasiyetimiz ve bıçağın kemiğe dayandığı görülmelidir. Biz yapılanlardan dolayı hükümetimize ve devletimize şükranlarımızı, teşekkürlerimizi her zaman sunduk. İzmir depremzedesi 80 bin bağımsız bölümden oluşmaktadır. 5 bin ağır hasarlı bölümden oluşmamaktadır. 75 bin orta ve hasarlı bağımsız bölüm sakinleri evlerinden, yurtlarından uzakta memleketlerine göç etmiştir. Bunları görmemek, duymamak acaba mazeretsiz olarak mı yapılmaktadır? Bizleri Bayraklı’dan zoraki göç için mi zorluyorsunuz? Bizleri Bayraklı’ya Bornova’ya Karşıyaka’ya yakıştıramıyor musunuz? Evlerimizi satıp gidelim mi istiyorsunuz?" diye sordu.

Depremzedeler adına konuşan Özkan'ın basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
"30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 20 saniyelik deprem 117 canımızı aldı. Geride gözü yaşlı anneler, babalar, kardeşler, eşler ve evlatlar bırakmakla kalmayıp 80 bin konutumuza da hasar verdi. Yaklaşık 500 bin kişi evsiz, çaresiz, umutsuz, yurtsuz, yarınsız kaldı. Ölenlere Allah tan rahmet dilerken ailelerine de sabır temenni ediyorum. O günden bu yana 15 ay geçti. Acılarımız da çaresizliğimiz de aynı günkü gibi…

Devletimiz depremde ağır hasar alan ve yıkılan binalarımızın yerine yerlerinde yaklaşık 1700 bağımsız bölüm, rezerv alandan 3500 bağımsız bölüm yaptı bunların bir kısmını teslim etti, bir kısmını nisan ayında, geri kalanını da haziran ayında teslim edecek ve bunun ücretini bizlerden kimisini 20 yıl geri ödemeli kimisini 19 yıl geri ödemeli olarak alacaktır. Geriye kalan 75 bin bağımsız bölümden 8 bin orta hasarlı, 67 bin az hasarlı bağımsız bölüm ise sahipsiz bırakılmıştır. Depremin hasar verdiği bu kadersiz insanlar hiçbir kurumdan destek bulamamıştır. 11 ay boyunca emsal artışı için adeta savaş verdiğimiz ve pinpon topu gibi ortada dolaştırıldığımız unutulmamalıdır. 15 aydır da faizsiz kredi için yalvarıyoruz. Siyasi partiler arasındaki ‘sözde depremzedeyi siyasete alet etmeme’ söyleminin arkasındaki sürtüşme ile bu günlere kadar geldik. Devletimizin kanunları orta hasarlıya güçlendirme yap diyor, Az hasarlıya ise senin için sorun yok diyor. Oysaki geçmiş dönemde yapılmış yanlışlar yüzünden bu gün bu kadar konutun hasar gördüğü biliniyor.

Bu kadar insan can verdi. Depremzedenin ağır, orta, az hasarlısı olmaz. Bir konutta ya oturulur ya oturulmaz. 75 bin konut hasarlıdır. Yenilenmelidir. Güvenli konutlara dönüştürülmelidir. Bunun için yüce devletimiz bu insanları kentsel dönüşümcü olarak görmemeli, depremzede olarak görmeli ve ona göre muamele etmelidir. Yani 400 bin TL’lik kentsel dönüşüm kredisini çek ortalama 3000 tl maaşla 8 bin TL’lik taksiti 10 yıl boyunca öde dememelidir. Bizler göründüğü üzere 2 yıl ötelemeli en az 20 yıl vadeli 0 faizli 600 bin tl kredi ile bu işin içinden zar zor çıkabiliriz. Depremzedeler kimseden hibe beklemiyor. Konutlarını yaparak çoluğuyla çocuğuyla güvenli evde otururken onuruyla, gururuyla ödeyebileceği destek kredisi bekliyor. Günümüz koşullarında 100 m2 bir konutun yapım maliyeti 800 bin TL olduğu gerçeği göz önünde bulundurulursa destek kredisi istemekte ne kadar haklı olduğumuz görülecektir. Maliyeti 800.000 TL olan konutun 600.000 TL si faizsiz destek kredisi ile karşılanırken 200.000 TL si ise sayın şehir plancıları odasının mahkemeye vermiş olduğu emsal tarafından karşılanacaktır tabii eğer ellerini vicdanlarına götürüp mahkemeyi geri alırlarsa.

Yıkılmış ya da yıkılacak olan evimize emlak vergisi istenmesi ve hatta ödemediğimiz için icra gönderilmesi bir akıl tutulmasıdır. Bu konuda da Hükümet ile Merkezi yönetim arasında kalmış durumda olduğumuz bilinmelidir
Depremde hayatını kaybedenlerin yıkılan evlerinin inşaasından da ödeme istenmektedir 20 yıl boyunca orada vefat eden kişinin  her ay TOKİ ödemesini yaparken tekrar öldürmesi oldukça acı diye düşünüyoruz. Yaklaşık 80 konutu devletimizin karşılayamayacak güçte olmadığını biz biliyoruz.

Proje alanlarından küçültülerek yapılan konutların hak kayıplarının önlenmesi için   rezerv alandan satış önceliği verilmesi mağduriyetlerin giderilmesi adına ve vatandaşla helalleşmek adına bizim için kıymetlidir. 
Depremde yaptığı inşaatı hasar gören müteahhitlerin müteahhitlik karnesinin iptal edilmesi ortak dileğimizdir. Bir gecede vergilerin sıfırlandığı, torba yasaların çıkabildiği ülkemizde bu isteklerimizin karşılanmaması çok da gerçekçi görünmemektedir. Bu konu ile ilgili İzmir’imizin milletvekiline küskünlüğümüzü, kırgınlığımızı  iletiyoruz. Depremin İzmir de olmasına rağmen İzmir milletvekillerimizin çoğunluğunun konudan bihaber ve bize karşı ilgisiz oldukları aşikardır"

 
Karaismailoğlu İstanbul-İzmir otoyolunun faydalarını anlattı: 306 tesis, 8 yeni OSB kazandık!
 
Başkan Batur’dan göçmen dernekleri turu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmirli müzisyene ateş açılmıştı... Zanlı tutuklandı!
İzmir'in Buca ilçesinde silahlı saldırı sonucu Şener Esen'i öldürdüğü ...
Ağlar denizanasıyla doldu: Tehlike uyarısı!
Hatay'ın Samandağ ilçesi açıklarında balıkçıların ağlarına çok sayıda ...
Sevgilisini kemerle boğmuştu... İfadesi ortaya çıktı!
İzmir'in Karabağlar ilçesinde, ayakkabı ustası Hakkı Öz'ü (43) hafif ticari ...
 
SGK'ya e-Devlet'ten 305 milyon başvuru
Sosyal Güvenlik Kurumu'na, 2021 yılında e-Devlet üzerinden 305 milyon ...
Talaş, kiremit tozu, boya... Sahtesi nasıl anlaşılır?
Gıdada sahtecilik cezaların artmasına rağmen devam ediyor. Bazı gıdalar ...
Annesini öldürüp kardeşini yaraladı
Bursa'da bir kişi bıçakla annesini öldürdü, kardeşini ağır yaraladı.
 
Ekipler servis denetiminde... Şoförlere ceza yağdı!
İzmir'de öğrenci servisi denetiminde 297 sürücüye ceza kesildi
Ortalığı birbirine kattılar: Tomografi odasında dehşet!
İstanbul'da Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilen ...
DEÜ ve EBYÜ güçlerini birleştirdi
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ve Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Kaçın, demokratlar geliyor!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Deniz çayırlarına çocuklarınız için acıyın…
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Neden itibardan tasarruf olmaz?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İnsan yakmak ve Madımak!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Karl Marx ve Mehmet Şimşek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva