CHP’li Bakan’dan ‘değişim’ mesajı: Nabza göre şerbet vermem!

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi'nde genel seçimler sonrası başlayan kurultay süreci ile birlikte parti içinde devam erden ‘değişim’ tartışmaları sürüyor.

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan,  gündemdeki konuyla ilgili görüşlerini Sonsöz TV yayınında paylaştı.

ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BİZİM SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM
CHP’li Bakan sürecin başında yaptığı “kadrosal ve düşünsel yenilenme şart” değerlendirmesinin arkasında olduğunu söyleyerek “Ben parti içi konuları basın önünde konuşmuyorum. Değerlendirmeyi kimse konuşmazken yaptım. Ben nabza göre şerbet verenlerden değilim. Güce göre pozisyonumu belirlemem. Seçim kaybettik, bunun muhasebesini parti içinde yapmamız şart dedik. Örneğin Sinan Oğan yüzde 5 oy aldı. Onun arkasında  Atatürk milliyetçiliği var. Türkçü, Turancılık anlayışının CHP'nin Atatürk milliyetçiliği anlayışı ile uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen kendisine yöneltilen soruya yanıt verdi ve ‘Atatürk milliyetçisiyim’ dedi, bu şekilde oy aldı. Aynı şekilde Zafer Partisi Genel Başkanı da ‘ben Atatürk milliyetçisiyim’ diyerek oy aldı. Ben de Atatürk milliyetçisiyim. Bizim 6 okumuzdan biri bu. Biz nerede hata yaptık diye düşünmemiz lazım. Atatürk milliyetçiliğine bizim sahip çıkmamız lazım. Bizim en çok oy aldığımız, CHP seçmeninin olduğu İzmir İkinci Bölge’de TİP, 80 binin üzerinde oy aldı. Bunu da sorgulamamız lazım. Seçmenimiz niye bize küstü ve TİP’e oy verdi? Bakmamız lazım. Benim söylediğim budur. Partide düşünsel bir değişime ihtiyaç var.  Partimizi ideolojik hattını sorgulamamız lazım. Flu alanlar var ve bunu parti içinde konuşmamız lazım. Bir başka konuda bu sadece düşünsel değişim ile olmaz, kadroların yenilenmesi lazım” dedi.

TOPYEKUN DEĞİŞİM GEREKİYOR
Değişim tartışmalarının devam ettiği süreçte kendisinin taraf olmadığını belirten Bakan, “Ahmet gitsin, Mehmet gelsin değil benim söylediğim. Topyekun değişimden bahsediyorum. Parti demokratik bir kongre süreci başlattı. Kurultaya gidilecek ve bir değişim olabilir. Bunu yaparken partiyi yormamak, yıpratmamak lazım... Partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu düne kadar cumhurbaşkanı olsun istiyorduk, şimdi yerin dibine sokmak doğru değil. ‘Türkiye'yi en iyi o yönetir’ derken şimdi itibarini zedeleyecek şekilde konuşmamak lazım. Tanju Özcan'ın yaptığı davranış çok saygısızcaydı. Partinin demokratik teamülleri içinde genel merkezin sürece müdahil olmadığı, genel başkana itibar suikastı yapmadan, parti içindeki tartışma süreçlerini başlatarak, demokrasi süreçlerini başlatarak hep birlikte oturup konuşmalıyız. Bu ülkenin CHP'ye ihtiyacı var. CHP'nin  yıpranması, insanların partiye tepki göstermesi en çok bu ülkeye zarar verir. CHP olmazsa bu ülkede muhalefet olmaz. Muhalefetsiz  iktidar olur. Her şeyi bu hırsızlara, yağmacılara teslim etmiş oluruz. Biz düştüğümüz  yerden kalkıp mücadele etmek zorundayız. Bu bizim misyonumuz, görevimiz. Biz CHP'nin tarafındayız. Birinin tarafında değiliz. Ülkenin, çocuklarımızın geleceğini düşünüyorum. Parti içinde bir yenilenme, değişim süreci... Kim ne derse desin. Bu sürecin başlaması lazım… Hep beraber elbirliği ile… Partiyi yormadan yıpratmadan, birbirimize küsmeden beraber yapmak zorundayız. Biz olmazsak bu cumhuriyet olmaz. Yüzde 48 cumhurbaşkanı adayımıza oy veren seçmenin verdiği sorumluluğu yerine getirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

Kendisinin görüşünün ve duruşunun aynı olduğunu belirten Bakan, “Duruşum, pozisyonum aynı. ‘Kim güçlüyse güçlünün yanında olayım, parti içindeki ikbalime göre hareket edeyim’ noktasında değilim. Bunu kimseyi kast ederek söylemiyorum. Elbette bunu düşünen de vardır. Hepimiz için, ülke için hayırlısı olan neyse onun peşinden koşmamız gerektiğini düşünüyorum. Parti yenilgiden ders alarak önümüzdeki yerel seçimlere hazırlanması gerektiğini söylüyorum ben” diye konuştu.