Bahçeli Tire’’de hükümete verdi-veriştirdi!

İZMİR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İzmir'in Tire ilçesinde İtfaiye Meydanı'nda halka seslendi.

Siyasi iktidarın gücüne rağmen 8 yılda toplumun genelini refaha kavuşturamadığını, belli bir kesim dışında herkesin sıkıntılı olduğunu kaydederek, hükümetin yandaş medyayı kullanarak pembe tablo çizdiğini, sorunları anlatanlara, eleştirenlere karşı acımasızca davrandığını ileri sürdü.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seçim öncesinde devletin imkanlarını kullanarak tekrar iktidara gelmek için çalıştığını savunan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinden önceki tüm iktidarları yok sayan bir anlayış içinde olmasının, siyaset ahlakına sığmadığını öne sürdü.

 

Başbakan Erdoğan'ın uçakla ve helikopterle geldiği TOKİ törenlerinde halka seslendiğini, konuştuktan hemen sonra ayrıldığını, ömrünün yarısının havada, diğer yarısının da havaalanlarında geçtiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Bulabildiği zaman olursa TOKİ'nin toplantılarına katılıyor. Herkese hakaret ediyor, çiftçiyi azarlıyor, ötekini karalıyor, iftirayla, yalanla Türkiye'yi idare etmiş oluyor. Ama televizyonlardaysa hiç eksik olmayan bir dizi var. Diziler reyting yapıyor, yapmıyor, yayından kalkıyor veya süresi bitiyor. 8 yıldan bu yana devam eden bir tek dizi var o da Recep Tayyip Erdoğan dizisi. Bunlar siyasi parti değil, beyaz cam çocukları olmuşlar. Ekranlarda varlarsa varlar, yoklarsa kimse bunları bir daha hatırlayamaz. Bu iktidardan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Şuradaki pankartları yandaş televizyonlar millete göstermezler ama Recep Tayyip Erdoğan'a gösterseler çiftçinin ne durumda olduğunu öğrenirler.''

    

'İKTİDAR TÜRKİYE'Yİ 36 ETNİK GRUBA AYIRDI'
İktidarın Türkiye'yi 36 etnik grubu ayırdığını, milletin birliği ve dirliğini sorgulattığını, bin yıllık kardeşliği tehdit ettiğini ifade eden Bahçeli, hükümetin bunu ''demokratik açılım adı altında özgürleşme, ileri demokrasi yutturmacasıyla milleti aldatarak gerçekleştirdiğini'' iddia etti. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İmralı canisi, İmralı Adası'ndan Kandil'i yönetiyor. Avukatlarıyla görüşüyor, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle pazarlık yapıyor, müzakereye oturuyor. Mudanya Savcılığına demokratik açılımla ilgili 156 sayfalık bir yol haritası veriyor. Bu yol haritası, bu dosya Mudanya Savcılığında varsa, Adalet Bakanlığında da, Başbakanın kasasında da olması lazım.

 

Türkiye'nin iki dilli hayat, demokratik özerklik, federasyon, konfederasyon ve bağımsız dört parçalı Kürdistan devleti süreciyle ilgili İmralı'nın dayatmaları karşısında demokratik açılım zırvasıyla 2011 seçimleri sonrasına ertelediğiniz anayasa değişikliğinde nelere yer vereceksin? Bunu milletimize anlat. Milletimize bunu söyle. Nasıl söyle, yandaş gazetelerin arka sayfalarına zaten her gün bir ilan veriyorsun. 2011 seçimleri sonrasında yapacağın anayasa değişikliğinde neleri değiştireceksin, anayasanın başlangıç metnini ne şekle getireceksin, anayasada Türk milleti kavramına yer verecek misin, ana dilde eğitim, iki dilli hayat, demokratik özerklik, federasyon gibi kavramlara ne anlamda yer vereceksin, demokratik açılım zırvasını nasıl şekillendireceksin? Bunu yaz ki okusun ki millet, sonra karar versin. Desin ki 'Adalet ve Kalkınma Partisi beni felakete götürüyor' veya 'Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye'yi ileri bir demokrasiye ve hürriyete taşısın.'

    
Seçime kadar her gün yandaş gazetelerin arka sayfasına bakıyorum. Anayasa değişikliğiyle ilgili neleri yapacağını milletimize söyle ve de ki: 'Aziz milletim. Ben değişikliği yapacağım. Bu değişiklik için bana üçüncü dönemi verecek misin, vermeyecek misin? Bir sor bakalım. O zaman demokratik açılım zırvasının ne olduğunu, nasıl bir yıkım projesi olduğunu, ayaklanmanın ve ülkeyi bölmenin hangi yollarla gerçekleştirileceğini bu milletim görsün. Ondan sonra kendisi karar versin. Ben inanıyorum ki vereceği karar, kader anı olacaktır.''