ANKARA - İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Hakkari'de söylenen sözlerle ilgili tabanın görüşünün alınmadığını, bu vaadin kurultay kararı olmadığını belirterek, "Özerklik gibi vaatlerin doğal tabanımız ve seçmenimizde kaygılar yarattığını söyleyebilirim" dedi.
"EKSEN KAYMASI"
Arıtman, "CHP, bir dönüşüm sürecinde. Yönetim de buna 'yeni CHP' diyor" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun, 'Yerel yönetimlerin özerklik şartını aynen kabul edeceğiz. Onlara özerklik vereceğiz, aynı Avrupa'daki gibi. Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Yasası'nı aynen kabul edeceğiz' şeklindeki sözlerini değerlendiren Arıtman, yaşananların partideki eksen kaymasının göstergesi olduğuna dikkat çekti.
'Yeni CHP'ye kadar parti programında böyle bir şey olmadığını söyleyen Milletvekili Arıtman, "CHP'nin hiçbir programında, seçim beyannamesinde böyle bir söz, vaat yer almadı. Program da değişmiş, değiştirilmiş değil. Baykal döneminde yapılmış program aynen devam ediyor. Ben daha vahim bir şey söyleyeyim. Bugüne kadar hiçbir partinin seçim beyannamesinde olmayan bir şey yapıldı: Türkiye'de halktaki Amerikan karşıtlığını giderme vaadi. Bu, cumhuriyet tarihinde bir ilk ve vahim" dedi.
Hakkari'de söylenen sözlerle ilgili tabanın görüşünün alınmadığına da dikkat çeken Vanan Arıtman, "Bunlar kurultay kararları değildir. CHP'de kararların nasıl alınacağı bellidir. Kurultay, PM kararı, MYK ya da genel başkanın kararı olur. Benim bildiğim kadarıyla bunlar, genel başkanın kararları tarzında. PM ya da MYK'da bu tür kararların alındığını duymadık" şeklinde konuştu.
Özerklik gibi vaatlerin partinin doğal seçmeninde kaygı oluşturduğuna dikkat çeken Arıtman, "Doğal tabanımız ve seçmenimizde kaygılar yarattığını söyleyebilirim. Kaygı ve mutsuzluk nedeni oluyor" dedi.
CHP'nin bir dönüşüm sürecinde olduğunu kaydeden İzmir milletvekili Arıtman, "Değişim değil, bir dönüşüm. Zaten yeni yönetim buna, 'yeni CHP' diyor. Eski CHP'yi de ret mi ediyorlar, onu da bilmiyoruz. Bu yeni CHP'de başka bir anlayış var. Neye dönüştüğünü de şu anda hiç kimse tam anlayabilmiş değil ama milletvekili adaylarımız, PM ve MYK üyelerinin söyledikleri şeyler doğal tabanımızda kaygı uyandırıyor. Umarım bunlar oy kaybına neden olmaz. CHP örgütü, çok büyük bir çaba içinde, gecesini gündüzüne katıp oy topluyor. Biz iğneyle kuyu kazıyoruz, bu arkadaşlar da oyları kürekle saçıyorlar" eleştirisinde bulundu.
Arıtman, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun KCK operasyonlarını eleştirmesi hakkında ise şunları söyledi: "Genel başkanın Türkiye'deki her türlü hukuk ihlallerine karşı çıkması gerekir. Hukuk karşısında bütün insanlar eşittir ama neyine dayanarak eleştirdi bilmiyorum. Bir kişinin belediye başkanı olması, ona ayrıcalık getirmez
Kılıçdaroğlu bölgedeki ziyaretleri sırasında BDP ile aynı çizgide
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hakkari mitingindeki sözleriyle ilgili sert eleştirilerde bulundu. Arınç, ''Maalesef Kemal Kılıçdaroğlu, bölgedeki ziyaretleri sırasında BDP ile aynı çizgide bulunuyor'' dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi üyeleriyle kahvaltıda bir araya gelen Arınç, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.Bir gazetecinin ''CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, Hakkari'deki konuşmasında 'özerklikle' ilgili açıklamaları oldu. CHP'nin, BDP ile birlikte hareket ettiği yönünde iddialar var. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?'' şeklindeki sorusu üzerine Arınç, şöyle konuştu:
''Değerli arkadaşlar dün Van ve Hakkari'de sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı mitingde söylediği sözler, Türkiye'de herkes tarafından ibretle takip edilmeli ve değerlendirilmelidir. Özellikle şu anda Bursa'dayım, Bursa seçmenlerinin ve özelikle Cumhuriyet Halk Partililerin, dün söylediği söz ve davranışlara mutlaka bir teşhis koymaları lazım.
SENİ VURURUZ TEHDİDİ
Biliyorsunuz sayın Başbakanımız, Van'da ve Hakkari'de mitingler yapmıştı, Hakkari'de BDP'lilerin baskısı ve tehdidiyle kepenkler kapatılmıştı. Halkın mitinge gelmesinin önüne engeller konulmuştu. Sadece bir şey söyleyeyim size; Hakkari'de kadın kolları başkanımız tehdit edildi, evinin karşısına örgüt üyelerinden yerleştirildi. 'Eğer dışarı çıkar ve mitinge gidersen seni vuracağız' tehdidi yapıldı. Bütün bu çirkinleri yaşayan bir şehirde Kılıçdaroğlu'nun gelmesiyle birlikte sokaklar temizlendi, BDP'li belediye başkanı belediye binasını yeniden temizledi, boyadı ve BDP'lilerin bu mitinge katılmaları konusunda çağrıda bulundu.''
FARK ÇOK BÜYÜK
Arınç, bölgede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı yapılanlar arasında çok büyük fark olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Elbette Kılıçdaroğlu'nu böylesine özenle karşılayan, O'nun mitingine kalabalıklar taşıyan bir partinin, iktidar partisine karşı niçin böyle tehdide ve baskıya karşı yöneldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Kılıçdaroğlu'nun bundan sevinmemesi lazım ama o bildiğiniz gibi bir belediye başkanını ziyaret etti. KCK operasyonundan dolayı yapılan yargılamaları eleştirdi ve başsavcıyla görüştüğünü, 'neden bu yargılamalar yapılıyor? Niye bu takipler yapılıyor?' diye şikayet ettiğini de söyledi.
Başbakan'ı 'Kürt sorunu yoktur' demekle itham eden Kılıçdaroğlu, 'Kürk sorunu vardır' da demedi. Sadece eleştiride bulundu. Ama bunun yanında daha önce gittiği Batman'da belediye başkanını ziyaret etmiş, O'na da 'geçmiş olsun' demişti. Batman'da genel aftan da söz etmişti. Bu sefer özerklikten bahseden ve bunu destekleyen konuşmalar yaptı. Kılıçdaroğlu'nun sadece o bölgede oy alabilmek için, o bölgede daha iyi karşılanabilmek için, o bölgede CHP'nin AK Parti'ye karşı daha büyük üstünlük sağlaması için toplumda önem taşıyan bazı konuları istismar ettiğini görüyoruz. Bu fevkalade yanlıştır.''
KCK, PKK'YLA İLİŞKİLİDİR
''AK Parti'yi eleştirebilirsiniz ama Türkiye'nin bütünlüğünü Türkiye'nin teröre karşı mücadelesini, Türkiye'nin terör örgütüne karşı düşüncesini zaafa uğratacak hiç bir harekette bulunamazsınız'' diyen Arınç, şunları kaydetti:
''Maalesef Kemal Kılıçdaroğlu bölgedeki ziyaretleri sırasında BDP ile aynı çizgide bulunuyor. BDP'nin daha fazlasını söylüyor. Onlardan alkış almak için, onların hassas olduğu konularda Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliğinden beklenmeyecek davranışlar yapıyor. Bu çok yanlıştır. Kürt sorunu böyle çözülmez.
Demokrasi, hukuk içinde ve yine Anayasa içinde yer alması gereken konular, uzlaşmayla temin edilecektir. Bu sadece bir mitingde otobüs üzerine çıkıp söylenecek sözler de değildir. KCK davası PKK'nın şehir yapılanmasına ilişkin bir davadır. İddianamede de böyle yazmaktadır. PKK ile bağlantılı olduğu söylenen bir davada onları doğrudan savunacak sözler kullanmak, şüphesiz sayın Kılıçdaroğlu'na yakışıyor ama bir kürt siyasetçisi için çok büyük bir eksikliktir.''(Ajanslar)