Gelinlikle çıktığı bu binaya 40 yıl sonra yeniden gelince dünyalar onun oldu...
İZMİR - Hızlı kentleşme süreci yaşayan Gaziemir ilçesi, belediyenin çalışmalarıyla tarihini de yeniden keşfediyor. Anı Evi’’ne dönüştürülen Eski Seydiköy İstasyon binası, her gün 7’’den 70’’e yüzlerce ziyaretçi ağırlarken, yaşanmışlıkları da su yüzüne çıkarıyor. Anı Evi’’nin ilk ziyaretçilerinden biri de 1962- 1971 yıllarında, babası Hasan Özünçer’’in İstasyon Şefi olması nedeniyle istasyondaki lojmanda 9 yıl kalan Saliha Özünçer Küçük oldu.
Uzun yıllardır boş duran binanın yeniden yaşatılması karşısında duygulanan 60 yaşındaki Saliha Küçük, ’“Çocukluğum burada geçti, bu binadan gelinlikle çıktım. İçeri girdiğimde evin her köşesinde yaşadıklarımı hatırladım. Babamların gişede bilet kesişleri, peronda trenleri durdurmaları, istasyon kokusu, tren sesleri, her şeyi yeniden yaşadım’” dedi.
Gaziemir’’de oturan Saliha Özünçer Küçük, binanın önünden geçerken, atıl durumda kaldığı için çok üzüldüğünü belirterek, bu tarihi binayı düzenleyerek yeniden canlandıran Gaziemir Belediyesi’’ne teşekkür etti. İstasyonun o dönemlerde özellikle sabah ve akşam 6 trenleri zamanında çok kalabalık olduğunu anlatan Küçük, ’“Babam ve çalışma arkadaşları bilet kesmeye yetişmezlerdi. Ben ve üç kız kardeşim bu sıkışık saatlerde yardım ederdik. Akşam son trenden sonra yemeğimizi yiyip, istasyondaki banklara oturur, gelen geçeni izlerdik. O dönemde su sıkıntısı vardı ve civardakiler suyu İstasyon Çeşmesi’’nden alırdı. Çeşme uzun zamandır kapalıydı, yeniden açılmış çok mutlu oldum’” diye konuştu.
Kapısına kilit vurulmuştu’…
Gaziemir’’in o yıllarda Çarşı Meydanı ve istasyon civarı kadar bir yer olduğunu söyleyen Küçük, hüzün içinde devam etti: ’“Bu küçük alanda herkes herkesi tanır, kimse selam verip almadan geçmezdi. Her taraf tütün tarlasıydı. Tek katlı evlerde, herkes tütünle uğraşır, kime baksanız bahçesinde oturmuş, tütün dizerdi. Sabaha karşı herkes arabalara doluşur tütün tarlasına giderdi.’”
Anı Evi’’nde o döneme ait çok sayıda eşyayı gördüğünü hatta tütün dizilmesinin bile canlandırıldığını ifade eden Küçük, ’“Yıllar hızla akıp giderken, tarlalar bozuldu, tütün dikilmez, trene binilmez oldu. Apartmanlar, otomobiller çoğaldı. Tren seferleri kaldırılınca da Seydiköy İstasyon binası boşaltılarak, kapısına kilit vuruldu. Bizden sonra bir aileyi daha ağırlayan lojmanın da bulunduğu bina, kaderine terk edildi. Şimdi yeniden bu bekleme salonunda insanları görmek çok güzel. Tren sesi, ray yolu olmasa da istasyon korunup yaşatılıyor’” şeklinde konuştu.
Anı Evi ziyaretinde oldukça hüzünlenen ve duygularını ’“Orada, o anı defterini baştan sona doldurabilirdim’” diye anlatan Saliha Küçük, anı defterine şunları yazdı: ’“1962-71 yılları arasında bu istasyon lojmanında 9 sene oturmuş biri olarak çok duygulandım, şu anki duygu ve hislerimi anlatmam mümkün değil. O senelerde bütün ailemle, annem babam ve kardeşlerimle beraber yaşadığımız yıllara geri döndüm. Bu projede emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.’”