AK Partili Bursalı’dan Başkan Tugay’a ‘körfez’ mesajı: Sen başla, destek gelir!

EGEDESONSÖZ – AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın programında İzmir Körfezi’ndeki kirlilik ve balık ölümleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, körfezin temizlenmesi işini tek başına yapamayacağına dair açıklamalarını eleştiren Bursalı, “Hele sen bir başla, ihtiyaç olduğunda bakanlıklar, merkezi hükümet devreye girecektir” dedi, merhum Başkan Ahmet Piriştina örneğini ortaya koydu. Bursalı, “Tek başıma yapamam demek, ne demek. Ahmet Piriştina tek başına temizledi körfezi” hatırlatmasında bulundu.

MERHUM PİRİŞTİNA, KÖRFEZİ TEK BAŞINA TEMİZLEDİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu konuda İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne 1.8 milyon lira ceza yazdığı ve suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Şebnem Bursalı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Cemil Bey, körfezi temizleme konusunda sorumluluğun, öncelik sırasıyla bakanlıkların ardından kendisine geldiğini ifade etmiş. Sonra da ben bu işi tek başıma çözemem demiş. Bu sözlerini çok yadırgadım. Geçmişe bir baksın. Rahmetli Başkan Ahmet Piriştina tek başına körfezi temizledi, bu işi pekala yaptı. Demek ki yapılıyormuş! O dönemde de kirlilik ve koku korkunç boyuttaydı. Piriştina, doğru yatırımlarla, doğru hamlelerde körfezi temizledi. Bu konuyu öncelerseniz ve adım atarsanız ve gücünüzün yetmediği yerde, ihtiyaç olduğunda tabii ki merkezi yönetimden de destek isteyeceksiniz. Siz bir başlayın, bu konuyu ele alın. Murat Kurum bakanımız, bilim kurulu oluşturulduğunu söyledi. Bunun içinde belediye başkanları da var, CHP’liler de var, başkaları da var.   Orada bir bilgi paylaşımı yapıldı. Bilim kurulu çalışıyor. Eylül ayının sonunda acil eylem planı açıklayacak. Acil eylem planına göre kim ne yapacak, o belli olacak. Bakanlık bu noktada denetleyen ve süreci takip eden olacak. İlerleyen süreçte devletin kurumlarının da dahil olacağı muhakkak. Sayın Başkan, Kocaeli körfezine girdiniz, buraya neden girmiyorsunuz, diyor. Peki talep etmiş mi? Ben duymadım. Sayın Başkan ne yaptırıyor, ne de yapıyor! Tipik bir CHP zihniyeti! Toplu konutta da aynısını yapmadılar mı? Ben bu şehirde gazetecilik de yaptım. CHP’nin tutumu hep aynı, ne yaparım, ne yaptırırım! Olan maalesef İzmirlilere oluyor.”

MİSAFİRLERİMİZİ KORDON’DA YEMEĞE GÖTÜRMEYE KORKUYORUM
Körfez’den gelen kokunun insan hayatını artık çok rahatsız eder boyuta geldiğine vurgu yapan Bursalı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bayraklı’da bir halk buluşması yaptık, burnunu kapatmaktan yoruldum. 4,5 dakika nefes almadan burnumu tuttum. Olacak iş değil, o kadar pis bir koku vardı ki. Benim evim Alsancak’ta. Koku oraya da geliyor zaman zaman. Ben haftada üç gün İzmir’deyim, her gün İzmir’de yaşayanlara Allah kolaylık versin. Büyükşehir belediye başkanı olarak bu kentin şehremini sensin. Adı Ahmet’tir, Cemil’dir, fark etmez. Bu konu, öncelikle senindir. Çünkü 4,5 milyon insanın belediye başkanı sizsiniz. Size oy versin, vermesin, herkesin belediye başkanısınız. Bana göre İzmir’in en öncelikli meselesi, körfezdir. Ölü balıklar meselesi, çok büyük bir çevre felaketine doğru gidiyor. Saçma sapan açıklamalar yapılıyor, yok bizim balık değil, başka yerden geldi, falan. Gülüyoruz bu açıklamalara. Bu konuyu ele alacaksınız, hiç komplekse girmeksizin bilimin ışığında çalışmaya başlayacaksınız. Aslında bu konuda acil eylem planını belediye başkanı olarak sizin yapmanız gerekirdi. Ama başkan, işin ucuz siyaset tarafında. Bu da kabul edilebilir bir şey değil. Herkes işini yapsın. Sorumluluk kimde tartışmasına gerek yok. İzmir kokuyor. Şehrin her tarafında balık ve kanalizasyon kokusu var. Misafirlerimi Kordon’da yemeğe götürmeye korkuyorum. Neden? İnsanlar, bu körfez neden böyle kokuyor derse, ben, bunun sorumlusu, bu suç belediyenin diyemem ki? AK Parti’nin 8 milletvekili olarak, artı teşkilatımızla yarın seçim varmış gibi hazırız. Her sahaya inişimde ben besleniyorum ve siyaset yapma rotamı da ona göre belirliyorum. Saha çalışmalarını raporluyoruz, İl başkanlığımıza ve genel merkeze veriyoruz. Bir çalışma yaparken, laf olsun diye yapmıyoruz. Bizden ne isteniyorsa, gerekli yerlere mutlaka iletiyoruz.”