’‘Aldattığını gözümle görsem inanmam’’

Defne Joy Foster’’ın eşi İlker Yasin Solmaz, ’“Aldatma konusunda bırakın zerre kadar şüpheyi, karıma güvenim sonsuzdur. Ben eşimi gözümle görsem bile inanmam’” dedi.’

2 Şubat sabahı gazeteci Kerem Altan'ın evinde ölü bulunan ünlü sunucu Defne Joy Foster'ın görüntü yönetmeni eşi İlker Yasin Solmaz, sessizliğini bozdu. Geçen cumartesi eşinin vefatından 11 gün sonra eniştesi Nesim Şahin ve iki kadın arkadaşıyla Beyoğlu Mektup bar çıkışı görüntülenen Solmaz, "Eşinin toprağı bile kurumadan nasıl eğlenebiliyor?" diyerek kendisini eleştirenlere tepki gösterdi. Dışarıya eğlenmek için çıkmadığını söyleyen Solmaz, Milliyet'in sorularını yanıtladı.

Bu konuda benim içim çok rahat ama yanımızda görüntülenen sosyal danışmanlık yapan Gönül abla ve kızı benim yüzümden mağdur oldukları için açıklama yapma gereği hissettim. Uğradığımız Mektup barın sahibi ve orada sahneye çıkanlar bizim arkadaşımız. Biz klip çekiyoruz, klip çektiğimiz insanlar orada türkü söylerler. Biz de oraya sık gideriz. İçeride aile ortamı var. Herkes yemek yer, türküsünü dinler. Orası bar bile değil, türkü evi. O gün eniştem ve abimin kendi işleriyle ilgili görüşmelerimiz vardı. Ardından türkü dinleyelim biraz diye Mektup'a uğradık. Fotoğraftaki başı kapalı olan Gönül ablayı mekanda gördük. Kızı da yanındaydı. Kızını tanımam bile... İlk kez orada gördüm. Gönül ablayı tanırım sadece, o Defne'yi de tanır. Yol boyunca onlara eşlik ettik, sonra kendi yolumuza devam ettik.

Beni görmüş olabilirler, tanıyorlardır ama zaten türkü dinlemeye gitsem bile dinleyemedim. Çünkü "Bir kara kaşın, bir kara gözün" türküsü çalınmaya başlandı. Kötü oldum. Orada iki saat kaldıysak bunun 1,5 saati dışarıda sigara içtim. Bir eğlenmelik durum yoktu. Benim özel bir durumum olsa Beyoğlu'na gider miyim ya da fotoğrafımızı çeken muhabiri bir şekilde ikna etmeye, makinesini almaya çalırışım. Bunların olduğunu hepimiz görüyoruz.

Yaram olsa gocunayacağım ama ben kendimi biliyorum. Beni yakın çevrem biliyor, en iyi Defne biliyor. Mekan çıkışında iki kare fotoğrafım çekildi, çekilsin ama Gönül ablanın kızıyla içeride sarmaş dolaş olduğum iddiası canımı sıktı. Ne sarmaş dolaşı? Kendime değil, o kızcağıza üzülüyorum. Kız arkadaşımla ve avukatımla mezarlığa gittiğimde de "Sevgilisiyle mezarlığa gitti" denilsin zaman. Ama böyle bir durumum yok. Belki iki yıl sonra biriyle çıkıp bir şey yaşayacağım, o zaman insanlar bunu da taktir edecektir ama yokken varmış gibi gösterilmek vicdansızlık. Bir arkadaşımla gidip yemek bile yiyemiyorum.

Yok açamadım televizyonu, izleyemedim ama izleyenler sürekli bilgi verdiler. Acun'a çok teşekkürler, sağolsun.

Etrafımdaki herkese söylüyorum. O benim hala karım... O geceyle ilgili her şeyin en doğrusunu o biliyor. Aldatma konusuna gelince bırakın zerre kadar şüpheyi karıma güvenim sonsuzdur. Ben eşimi gözümle görsem bile inanmam. Başka bir şey var, rüya görüyorum deyip uyanmaya çalışırım. Hakikaten inanmam, üzerime yorum bile yapmam. Çünkü ben karımı çok iyi biliyorum.

Bu iddiaları ortaya atanlar insana acısını bile yaşatmıyorlar. Bu kadar mı insanlıktan çıktık? Hepimizin gideceği yer toprağın altı ve bunların hepsinin hesabını vereceğiz.

Sizin bu tavrınız, eşinize böylesine sahip çıkışınız da bazı çevreleri şaşırttı...

Eşime tabii sahip çıkacağım. Çünkü ortada bir şey yok. Ben bu camiayı çok iyi biliyorum. Bir şeyler sonuçlanacak ve mevzu kapanacak. Ben kalacağım ortada... Ondan sonra da hayatıma devam edeceğim.

Evet, geçen hafta savcılığa gerekli gördüğümüz soruların dilekçesini verdik. Savcılıktan Adli Tıp sürecinin tamamlanmasını bekledikleri söylendi. Sürecin bitmesini bekliyoruz. Bu sırada bir sürü şey geliyor başımıza... Gerekli kişilere zamanı gelince yasal olarak da cevap vereceğiz. Defne ile ilgili olur olmaz konuşanları ölü yiyici olarak görüyorum. Gerçekten yatacak yerleri yok. 

Bebeğin bakımında sorun yok. Çok akrabam var. Zaten bakıcısı da var. Bebek 10 numara, aslanlar gibi büyüyecek.

Evet, görüntü yönetmeniyim ama Defne benim çok uzun saatler çalışmak zorunda olduğumuz için setlerde olmamı istemezdi. Çünkü Defne ile hep dipdibeydik. Ayrı kalmak istemezdi ve 'İnşallah dizi biter de eve gelirsin' diye beddua ederdi. Biz Asos'ta önce bir otel açtık. Bebek olunca İstanbul'a geri döndük. Hatta Defne vefat etmeden bir gün önce biz ticaretle ilgili noterde imza attık. Sonra yemeğimizi yedik. Tuzla terapi merkezi açacaktık. Öyle şeyler ortaya atıldı ki, bunları bile anlatmak zorunda kaldım. Defne hep "İşlerimizi yoluna sokup bu işleri tamamen bırakalım. Oğlan bizim bu işlerde olduğumuzu bilmesin" derdi. O da bu ortamdaki insanları iyi biliyordu.

Evet, bir yığın mesaj ve arkadaşlık isteği gelmiş, arkadaşlarım 'Sayfan kilitlenmiş' diyor ama bütün bunlar benim hiç umrumda değil.