CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Cemil Tugay, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda sanayicinin yatırım maliyetinin yüksekliğine dikkat çekti. Tugay, yatırımın önünü açacağını vurgulayarak, şunları söyledi:

'Belediye başkanı olduğum zaman, İzmir'e değer katacak yerli ve yabancı yatırımcıların yatırım yapmasını sağlayacak, gençlerimizin farklı kentlerde ya da ülkelerde geleceklerini aramasına 'dur' diyecek, yetkim içinde yatırım ikliminin önünü açacak, çevreye, doğaya ve insana saygılı sanayinin ve ticaretin gelişmesi için yatırımcıların destekçisi olacağım. Göreve geldiğimde bu vizyon ile hareket edeceğimi belirtmek isterim.'

'SANAYİ PARSELLERİNİN METREKARE FİYATI 550 DOLAR'
Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayi parsellerinin metrekare fiyatlarının 550 dolar seviyesinde olduğunu belirten Tugay, şöyle dedi:

'Türkiye'de bu kadar yüksek fiyatlı sanayi parseli var mı bilmiyorum. Sanayicimiz 5000 metrekare büyüklüğündeki ortalama bir fabrika arazisine, bugünkü kur düzeyi ile tam 90 milyon TL yatırmak zorunda kalıyor. Sadece taşa toprağa bu kadar parayı döken iş insanımız, üretim tesisini nasıl yapacak? Makine ve ekipmanını nasıl alacak? İşçi çalıştıracak, risk alacak, pazar bulacak, ihracat yapacak, para kazanacak ve yatırımının karşılığını almaya başlayacak.'

DP’den istifa eden Uzun, ‘telefonlarım susmuyor’ dedi: Come to CHP! DP’den istifa eden Uzun, ‘telefonlarım susmuyor’ dedi: Come to CHP!

'SÖZÜM SÖZ'
Merkez Bankası'nın gösterge faizinin yüzde 50, ticari kredi faizlerinin yüzde 70 ve üzerinde olduğu bir ülkede kimsenin yatırım yapmak istemediğine dikkat çeken Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Türkiye ekonomisini, 'eski Türkiye' dedikleri dönemden daha beter hale soktular. Türkiye ekonomisinin, tek kurtuluş reçetesi rekabetçi üretim ve ihracata dayalı büyümedir. Bugün 'büyüdü' dedikleri Türkiye, inşaata, kamu yatırımlarına, ithalata ve tüketime dayalı büyüyen bir ülkedir. Yoksullaşmamız, daha da kötüsü yoksulluğu kara bir yazgı gibi benimsememizin altında yatan ana sebep budur. Göreve geldiğimizde Ege Bölgesi Sanayi Odamız, İzmir Ticaret Odamız ile Ege İhracatçı Birliklerimiz ile kafa kafaya verecek, kentimizde mevcut ve planladığımız ulaşım alt yapısı ile entegre, yeni ve planlı sanayi bölgeleri kuracağız. İzmir'imiz 1990'lı yıllarda bugün üretim üssü olarak işlev yüklenen Organize Sanayi Bölgeleri'ni bu vizyonla kurdu ve büyüttü. Şimdi yenilerini kuracağız. Sanayicimiz, üretime yönelmesi gereken kıt kaynaklarını taşa toprağa yatırmaktan kurtulacak. İzmir'imiz pırıl pırıl gençlerinin katma değeri yüksek yatırımlarda geleceklerini şekillendirdikleri bir şehir olacak. Sözüm söz.'