Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed'in yattığı yerdir.
Amerikan askerleri Çanakkale Boğazından geçerken dürbünleriyle bu tepeye bakakalmışlar…
Anlamazlar… İngilizler de anlamaz… Dilimizdeki 'şehit', 'vatan' sözcükleriyle eşdeğer duyguyu veren onların dilinde bir sözcük yoktur… Bizim vatan şiirlerimiz gibisi de onların dilinde yoktur…
Bizim için şehitlerimiz öz oğlumuzdur, Mehmetçik öz oğlumuzdur, gözümüz gibi değerlidir… Bizim için Mehmetçik vatanımızı korur. Onlar için 'asker' vardır ve bu asker emperyalist emeller için cepheye sürülen askerdir…
Çanakkale savaşında bizim Mehmetçiğimiz vatanı korurken, vatan için yaşamını verirken…
Onlar için taa Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan getirdikleri, haritada Çanakkale'nin varlığını, Osmanlı diye bir ülkenin varlığını bile bilmeyen gencecik masum delikanlıları emperyalist emellerle boğazlara, İstanbul'a sahip olma hırsıyla ateşe attıkları yerdir…
Çanakkale Avustralya ve Yeni Zelanda'nın Büyük Britanya imparatorluğundan ayrılıp bağımsızlık ateşini yaktıkları yerdir… 'Ne yapıyoruz, biz neden bu emperyalist emellere alet olup oğullarımızı bu hırsa alet edip yabancı topraklarda bırakıyoruz' dedikleri yerdir…
Çanakkale Atamızın bir yıldız gibi parladığı, zeka ve becerisini tüm dünyaya kabul ettirdiği, dünyanın onun gücünü yadsıyamadığı yerdir… İnsanlığını, hümanist bakış açısını kanıtladığı yerdir…
'Ben sizi savaşmaya değil, ölmeye yolluyorum. Siz çarpışırken geçen zamanda diğer taburlar buraya yetişecektir'…
Kurşunu biten askere:
'Asker kaçmaz. Süngün yok mu? Süngünü tak, siper al' diyerek ne denli liderlik başarısı olduğunu, liderliğini kanıtladığı yerdir…
Çanakkale bir destandır… Çanakkale geçilmez…