EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız, Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Programın gündeminde kamuoyunda Basmane Çukuru olarak bilinen Konak’taki dev arazi ile ilgili yürütülen planlama ve devir konusu vardı.
Yayında yeni plan notları ile bölgede otel-AVM-konut projesinin önünün açılması ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yüzde 30 hissedarı olduğu alandaki payın büyük ortak TMSF’ye devredilmesi ve akabinde paya karşılık Konak’ta yıkılan Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının yaptırılması fikrinin de protokolle belirlenmesi ile ilgili süreç ele alındı.
HAMZA DAĞ YALNIZ BIRAKILDI
Araştırmacı Yaldız, sürecin AK Parti’ye yansımalarını yorumladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın Basmane Çukuru’na yapılacak projeye karşı çıkışı ile AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ile AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı’nın projeye destek verdiğini hatırlatan Yaldız, “Hamza Dağ yalnız bırakılmış görünüyor İzmir'de partisi ve il başkanı tarafından. Dağ zaten görüşünü açıklarken de seçim dönemindeki vaatlerini hatırlatmış ve bu görüşlerin kişisel görüşü olduğunu söylemişti. Elektrik Fabrikası yerine gökdelen planlayan özelleştirme idaresine de bu yönde sözleri vardı. Beni şaşırtan bu. Dağ bunları söylerken CHP'li belediye başkanın başka noktada duruyor olmasını anlamlandıramıyorum. Dağ'ın Tugay’ın durduğu yerde durması, Tugay'ın da Dağ'ın durduğu yerde durması gerekirdi. Burada sürece kamucu bakan Dağ oldu. Dağ'da kendi partisi tarafından net bir şekil yalnız bırakıldı.Dağ'ın bu yalnız bırakılmayı göze aldığını düşünüyorum” dedi.
TMSF CUMHURBAŞKANININ ONAYI OLMADAN KARINCA ADIMI KADAR ADIM ATAMAZ
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Basmane Çukuru ile ilgili süreçten bihaber olmasının düşünülemeyeceğini söyleyen Yaldız, “TMSF'nin attığı adımlardan Dağ'ın bihaber olması mümkün mü? Cumhurbaşkanının onayı olmadan bu adımların atılamayacağını Dağ bilmiyor mudur? İzmir'de bir takım iş insanları süreci yönetmeye kalktılar, TMSF dünden razıydı. Çünkü TMSF, Soyer dönemindeki İzBB’nin açtığı davayı kaybetmek üzere olduğunun farkındaydı. TMSF burayı paraya dönüştürmek istiyor ve Cumhurbaşkanının onayı ile harekete geçtiler. TMSF cumhurbaşkanın onayı olmadan karınca adımı kadar adım atamaz. Bir şehrin merkezine 85 bin metrekare inşaat yapılır da Cumhurbaşkanının haberi olmaz mı? Basmane Çukuru’ndaki süreçten Cumhurbaşkanının haberi olmadan TMSF'nin kendi kendine adım atamayacağını ben bile düşünmüyorsam Hamza Dağ zaten düşünmüyordur. Dağ kendi adına tutarlı bir söylemde bulundu. Bu ona zarar mı verir, fayda mı sağlar bilemem. AK Parti’de bir kurultay süreci var. Dağ'ın da kabine için adı geçiyor. Bu duruşlarını olumlu/olumsuz bedeli olur mu bilemem” dedi.
Yaldız şunları söyledi:
“Eyyüp Kadir İnan, Gençlik Kolları Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı ile fiziken en sık bir aya gelen isimlerden biri olarak Basmane Çukuru lehine açıklama yapıyor. İl Başkanı Bilal Saygılı, Konak kongresinde ‘Ankara'ya hesabı ben veririm’ dedi. Yani İzmir’in patronu benim diyor. Saygılı da topa bu noktadan girdiyse, Cumhurbaşkanı tam da bu süreci ‘yürüdüğü gibi devam’ etmesini istiyor diye okurum ben. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Basmane Çukuru’nun İzBB ve TMSF ilişkileri ile çözülmesini istiyor, Tugay zaten dünden razı görüntüsünü çiziyor.
ÇUKUR İLE HİLTON ARASINDA GÜÇLÜ İLİŞKİ OLDUĞUNDAN SÖZ EDİLİYOR
İzmir kamuoyu ne düşünüyor? İzmir’de bir sürü parametreler bileşenler var. CHP'nin değer unsurlarının çok da tatmin edici bir açıklama gelmiyor. Kimse bu topa girmek istemiyor. Ben CHP kulisinde kenti yönetmiş isimlere kulak verdiğimde çukur ile Hilton arasında güçlü ilişki olduğundan söz ediliyor. Hilton'un 5'li çete olarak kamuoyunda tarif edilen bir firmaya devredileceği iddia ediliyor. Belediyenin de Basmane Çukuru’ndan zarar edeceği iddia ediliyor. Körfez konusunda çatışıyorsunuz, kentin en önemli sorununu ortadan kaldırılacak ancak bir anlaşma yok. Basmane Çukuru’nda niye bu kadar güllüm-ballım bir ilişki var?
Basmane bir çukur olmaktan kurtarılmalıdır. Büyükşehir belediyesinin hakkı gözetilerek, arsası hiç edilmeden 3 kuruşa takas yapılmadan çözülmelidir. AVM yapılmamalıdır, ancak otel-konut yapılabilir. Ticaret Odası’nın da bu konuda açıklama yapması lazım. Buraya AVM yaptığınızda bu alandaki yerli esnafa çok ciddi zarar verirsiniz. Alan ile ilgili çözüm sağlanmalı ve kente değer sağlayacak bir çözüm bulunmalı. İzmir de boş otel bulamıyorsunuz.
KENTİN İHTİYACI NOKTASINDAN BAKILMAZSA TARİH SİZİ İZMİR'İN BAŞKANI DEĞİL TMSF’NİN BAŞKANI OLARAK YAZAR
Sayın başkan tarihi sorunu çözmek ve belediye binasına kavuşmak istiyor ancak birkaç adım geriden süreci tekrar ele almalı. Sürece kentin ihtiyacı nedir, beklentisi nedir noktasından sürece bakmazsanız tarih sizi İzmir'in başkanı değil TMSF’nin başkanı olarak yazar. TMSF bugün var, yarın yok. Cumhurbaşkanı tek bir yazı ile kapatabilir. ‘TMSF para karşılığı satsın, en yüksek parayı hazineye aktarsın’ mı bizim derdimiz yoksa ‘kentin sorunu çözülsün mü?’ bizim derdimiz? AK Partili kurmayların vereceği sınav bu. Geçmişte Aziz Kocaoğlu döneminde KİK'in hakkını savunan il başkanı vardı Ömür Kavak. Aziz Kocaoğlu ‘sen İzmir'in mi yoksa KİK'in mi il başkanısınız’ diye sormuştu metro ihaleleri hakkındaki tutumları nedeniyle... Aynı soru İzmir’in mi yoksa TMSF'nin mi il başkanısınız diye sorulabilir. Hükümetin paraya ihtiyacı var, satalım... Kentin göbeğinde bu kadar büyük alanı planlarken cumhurbaşkanını görüşü de kutsal kitaptan ayet değildir. Giderseniz bir teklif sunarsınız. Her iki taraf bakış açısını yeni duruma göre ihtiyaca göre gözden geçirmeli. Ortak akılla kentin lehine çözülsün.